Güncelleme Tarihi:
“Dünyada söz sahibi ülkeler arasına giriyoruz” diyen Erdoğan, açılışta özetle şu mesajları verdi:
CEVHERDEN MÜCEVHERE
“Ülkemizin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini ‘cevherden mücevhere’ anlayışıyla 300 kat artıracak tesisimizin açılışı vesilesiyle bir aradayız. Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır. Bilindiği gibi bor karbür, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir üründür. Bor karbür özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde, nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezidir. Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmek mümkündür. Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretimle kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır.
BÜYÜK STRATEJİK KATKI
Bir başka ifadeyle, bu tesis sayesinde Türkiye sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor, aynı zamanda ülkemiz dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu haline geliyor. Bugünkü açılışımızın önemi tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde ülkemize sağladığı stratejik katkıyla ilgilidir. Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla, dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık.
MİLLETİME ŞİKÂYET EDİYORUM
Erdoğan muhalefete yüklenirken şöyle dedi: “Ana muhalefet yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali’ni gezmek istiyor. Arkadaşlara ‘Buyurun gezdirin’ diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar. ‘Muhteşem bir eser’ diyorlar. Dönüp geldikten sonra da ‘Yaptırmayacağız’ diyorlar. Ya bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız diye bunun mücadelesini verirken, biz yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise ‘Hayır yaptırmayacağız’ diyorlar. Ben milletime şikâyet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler bu ülkede yarın, inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak, gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta benim vatandaşım vermeyecek.
VATANDAŞ BABA BİZİ BUNLARA BIRAKMA DİYOR
Erdoğan deprem bölgesindeki yaraları sarma çalışmalarını anlatırken şöyle dedi: “Deprem bölgelerinde vatandaşlarımdan bir yıl izin istedim. İnşallah biz bir yılda kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bir taraftan da prefabrik evler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit. Derdimiz, vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Ve dolaştığımız bu deprem kentlerinde vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: ‘Baba bizi bunlara bırakma.’ Mümkün mü? Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz. Onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK’larımız hepsi şu deprem bölgelerinde sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar.
TÜRKİYE YÜZYILI’NA YÜRÜYÜŞ
Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey’le birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, işyerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak şehirlerimizin tarihi ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı’na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.”