Güncelleme Tarihi:
Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı 2014 yılı su ürünleri istatistiklerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'nin denizlerden elde ettiği balık miktarı 2005 yılındaki 334 bin 248 ton seviyesinden yüzde 30 düşüşle geçen yıl 231 bin tona geriledi. En fazla avlanan türler arasında yer alan hamsi, sardalya ve istavritte son 10 yılın en kötü sezonu yaşandı. Geçen yıl 96 bin 440 ton hamsi, 18 bin 77 ton sardalya ve 12 bin 213 istavritin avlanırken en çarpıcı düşüşler dip balıklarında görüldü.
Dip balıkları "dip" yaptı
Buna göre 10 yıl önce 10 bin 560 ton avlanan kefal, geçen yıl bin 721 tona, 4 bin 100 ton avlanan bakalorya 642 tona, 2 bin 825 ton avlanan barbunya bin 426 tona, 505 ton avlanan akya 173 tona, bin 215 ton olan çipura 606 tona,
bin 190 ton avlanan dil balığı 417 tona, 649 ton avlanan kalkan 197 tona, 581 ton olan levrek 110 tona düştü. Lüferde ise 2005 yılında 18 bin tondan 2011'de 3 bin 122 tona kadar gerileyen av miktarı, yeniden artışa geçerek geçen yıl 8 bin 386 tona ulaştı. Avında artış yaşanan başlıca türler ise çaça, mezgit, tekir ve tırsi balıkları oldu.
"Birçok tür için tehlike sınırındayız"
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, çok fazla sayıda tekneye sahip Türkiye'nin yüksek avlanma kapasitesine sahip olduğunu, bunun da balık stokları üzerinde baskı yarattığını belirtti. Gücü, alınan önlemlere rağmen bir çok türünün popülasyonunda gerilemelerin devam ettiğini belirtti. Hamsi, palamut, sardalya, istavrit gibi sürü balıklarında av miktarının iklimsel değişiklere göre dalgalı bir seyrin izlediğini, bu türlerdeki gerilemelerin kritik seviyede olmadığını anlatan Gücü, geçen yıl hamsideki gerilemenin de deniz suyu sıcaklığıyla ilgili olduğunu söyledi. Geçen yıl sonbahar aylarında yaptıkları tespitlerde Karadeniz'in güneyinde 300 bin ton hamsi tespit etmelerine rağmen deniz suyu sıcaklığındaki değişim nedeniyle bu balıkların Gürcistan sularına doğru gittiğini anlatan Gücü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürü balıklarında iklim koşulları uygun giderse yüksek miktarda balık avlanabiliyor. Bu türlerde av miktarındaki gerileme balıkçılığı çökertecek seviyede değil, burada ancak kardan zarar ediyoruz. Yani avcılıktaki gücümüzü kontrol altında tutsak eskisi gibi 1 milyon tonlara ulaşmak mümkün. Bu balık türlerinde korkacak bir şey yok. Ancak dip balıkları çok daha hassas konumda. Bulundukları bölgede kalıcı olan ve sürü balıklarına göre daha uzun süreli üreme dönemlerine sahip dip balıkları kendilerini çok kolay toparlayamıyor. Bu balıklar üzerindeki balıkçılık baskısı daha net görülebiliyor. Hamsi doğduğu yıl yumurta bırakabilirken kalkan ancak 3-4 yaşına kadar yumurta bırakamıyor. Pek çok balık türünde tehlike çanlarının çalmaya başladığı sınırdayız. Aşırı avcılık nedeniyle balıklar, geleceklerini garanti edecek kadar yumurta bırakamıyor."