Türkiye'nin Amerika'daki sinema elçisi
Güncelleme Tarihi:
Hollywood’da artık bir elçimiz var. Hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmen atadığı bir sinema elçisi: Fadik Sevin Atasoy... Görevi, Türk sinemasını Amerika’da duyurmak, iyi yerlere taşımak... Bir süredir bu önemli görevleri yerine getirmek üzere Los Angeles’ta bulunan oyuncu, projeyi ve hedeflerini Reha Erus’a anlattı.
* Sizi Los Angeles’ta görmek ne hoş!
- Yaklaşık bir aydan beri resmi görevle burada bulunuyorum zaten... Bir süre daha da Los Angeles’ta yaşayacağım.
* Resmi göreviniz nedir?
- Türkiye’nin Amerika’daki sinema elçisiyim.
* Yani?
- şöyle anlatayım. Ben Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olan Devlet Tiyatroları’nda altı yıl hizmet verdim. Yine aynı kuruluşta idarecilik yaptım. Ayrıca Bulgaristan’da hükümete bağlı bir Türk tiyatrosu kurulmasına yardım ettim. O süreçte sinema filmlerinde de rol aldım. Bütün bu birikim ve deneyimlerim, Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın dikkatini çekmiş. Sonucunda, Tanıtma Genel Müdürlüğü ve Sinema Telif Hakları Müdürlüğü’nün ortak stratejik atılımı ile dünya sinemasının nabzını tutan Hollywood’un merkezi Los Angeles’taki Kültür ve Turizm Müşavirliği’mize atandım.
BLANCHET VE BUTLER İLE HEDEFLER ORTAK
* Amaç ne olacak?
- Günlerim öncelikle Amerikan film endüstrisini yakından tanımak ve yeni ilişkiler kurmak için yaptığım çalışmalarla geçiyor. Türk sinemasının Amerikan film endüstrisinde hak ettiği yere ulaşabilmesini sağlamak, Amerikalı yapımcıların Türkiye’yi çekimler için cazip bir yer olarak tanıyabilmesi, yerli yapımcıların Hollywood ile olan ilişkilerinin geliştirilmesi ve ortak yapımlar sürecinin hızlandırılması da başlıca elçilik görevlerim arasında...
Başka ülkelerden de bu görevle Los Angeles’ta bulunan oyuncular var mı?
- Tabii... Bu görevi Avustralya’dan Cate Blanchet, ıskoçya’dan da Gerard Butler üstlendi mesela..
BU YILIN OSCAR TÖRENİ SÖNÜKTÜ
* 84. Oscar ödüllerini mutlaka izlemişsinizdir. Nasıl buldunuz?
- Bence biraz sönüktü... “Kırmızı halı” şovu, ödül töreninin önüne geçti. Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim; bir gün o “kırmızı halı”da Türk sinemasının başarısını kutluyor olacağız, buna inanıyorum. Zaten tüm çalışmalarımız da bunun için.