Güncelleme Tarihi:
İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen ve 11 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı Suriye'nin Dostları çekirdek grubunun toplantısına katılan
Davutoğlu, konakladığı otelde basın mensuplarına açıklama yaptı. Toplantının iki aşamalı olduğunu, önce 11 ülkenin dışişleri bakanlarının ekiplerinin bir araya geldiğini ve dün üzerinde çalışılan toplantı bildirgesinin ele alındığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu bildirge üzerinde mutabakat sağlandı. Daha sonra bu bildirge çerçevesinde bundan sonra atılacak adımları bugün de ele aldık ve yemekte de Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Sayın Ahmed el Carba ile bir araya geldik. Gerek bildirgedeki ana unsurları, gerekse bundan sonra atılacak adımları kendileriyle istişare ettik. Çok verimli bir toplantı oldu. Bildirgede göreceksiniz, Türkiye'nin önem verdiği temel unsurlar yer alıyor. Bir kere Cenevre sürecinin gerçek bir siyasal değişimi öngörmesi, bu çerçevede geçmiş dönemde Suriye halkının kanının eline bulaşmış olanların, Esad ve yakın çevresinin, Suriye'nin geleceğinde yer almaması konusunda çok açık bir ifade söz konusu. Bu, 11 ülkenin Cenevre'ye giderken ortak pozisyonu."
Sürecin açık uçlu olmamasının kendileri için önemli olduğunu belirten Davutoğlu, toplantıda sürecin açık uçlu olmadığı ve en kısa zamanda neticelendirilmesi konusunda bir tutum sergilendiğini söyledi. "Suriye muhalefetinin temsili konusunda bir şüphe ortaya çıkmaması lazımdı. Bunlar hep metinde yer aldı" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsani boyutun Cenevre görüşmelerinin paketinin içerisinde yer alması, yani insani boyutu ihmal eden herhangi birşeyin başarılı olması veya bizi tatmin etmesi mümkün değil. Bütün bunları muhtevi, çok güçlü bir sonuç bildirisi ortaya çıktı. Bu konuda 11 ülkenin bir araya gelmiş olması önemlidir. Bu sebeple de yemekte Suriye Ulusal Koalisyonu, 11 ülkenin bu çerçevede bir araya gelmiş olmasından dolayı memnuniyeti ifade ettiler. Biz de onlara, nasıl 11 ülke bir araya gelmişse Suriye muhalefetinin de birliğinin korunmasının önemli olduğunu vurguladık. Onlar da Türkiye'nin de adını özellikle zikrederek, Türkiye'nin süreçte olmasının önemli olduğunu ifade ettiler. Londra toplantısı, istediğimiz sonuçların elde edildiği başarılı bir toplantı oldu."
ÜÇ AŞAMALI EYLEM PLANI
Bundan sonra üç aşamalı bir eylem planı üzerinde çalışılmasını teklif ettiklerini belirten Davutoğlu, "Birisi Cenevre Konferansı'na giderken, özellikle Suriye muhalefetiyle birlikte yapılacak çalışmalar; ikincisi Cenevre müzakereleri sürerken yürütülecek ortak faaliyetler; üçüncüsü de Cenevre müzakerelerinin tamamlanıp tam yetkiye sahip bir geçiş hükümetinin kurulmasının ardından bütün siyasi temsilin geçiş hükümetine devredilmesi, Esad ve eli kanlı unsurların sistemin dışında kalması" diye konuştu.
Davutoğlu, Suriye Ulusal Koalisyonu'nu Cenevre barış görüşmelerine katılmaya ikna çalışmalarına ilişkin soruya "Koalisyonun bazı kaygıları var. Bu kaygıların karşılanması sonrasında Suriye Ulusal Koalisyonu'nun Cenevre süreciyle ilgili bazı rezervleri ortadan kalktı diyebiliriz ancak tabii bu mesele sadece 11 ülkenin meselesi değil, tüm Cenevre'ye gelen tarafların ve Birleşmiş Milletler'in de bu konuda ortak bir tutum sergilemesi gerekir. Biz 11 ülke, bir taraftan Suriye muhalefetiyle görüşmeye devam edeceğiz ve onların haklı kaygılarını giderecek çabaları sürdüreceğiz. Bir taraftandan da BM nezdindeki faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bu tabii bitmiş bir süreç değil, bu 11 ülkenin ortak pozisyonunu yansıtan bir aşama. Suriye Ulusal Koalisyonu da bu anlamda, destek beyanında bulundular. Bu çerçevede ve ismen de zikrederek Türkiye'nin de içerisinde olduğu bazı ülkelerin garanti vermesi durumunda Cenevre'ye geleceklerini söylediler" yanıtını verdi.
"Suriye rejiminin elindeki tutukluların bırakması halinde muhalefetin Cenevre görüşmelerine katılabileceğini söylediğinin" anımsatılması üzerine de Davutoğlu, "Bildiride, müzakere sürecinde bu konuda adım atılması yönünde açık atıflar var" dedi.