Türkiye'den Auschwitz'e koruma desteği

Milyonlarca Yahudi'nin ikinci Dünya Savaşı sırasında katledildiği Auschwitz-Birkenau toplama kampları 1979 yılında UNESCO’nun İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenmişti ve bu iki kampın kalıntıları ve Yahudi Mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi şeklinde kamuya açılmıştı.

Ancak zamanın etkisi bu kampları da vurdu ve müze halindeki bu iki kamp, yıkılma ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine tüm dünyadan yardım istendi.

2010 yılında Auschwitz-Birkenau Vakfı yönetiminde uluslararası bir fon oluşturuldu. Fonun oluşturulma döneminde de  Polonya Başbakanı Donald Tusk otuza yakın ülkeye fona katkıda bulunulması için mektup gönderdi.
 
TÜRKİYE 50 BİN EURO DESTEK SAĞLADI
 
Yardım için mektup gönderilen ülkeler arasında Türkiye de vardı. Ve Türkiye, bu destek isteğine olumlu yanıt vererek, Auschwitz-Birkenau kamplarının korunması için oluşturulan fona 50 bin Euro bağışta bulundu.

Kampların kurtarılması için gereken para 120 milyon Euro. Şu ana kadar bunun 98 milyon Euro'su toplandı. En büyük bağışçı 60 milyon Euro ile Almanya oldu. Bunu 15 milyon ile ABD izledi. Fransa da 5 milyon Euro verdi.

İsrail de kampın korunması için bir milyon Euro katkıda bulundu.
 
BAKAN BAĞIŞ ZİYARET ETMİŞTİ: "SÖZÜN BİTTİĞİ YER..."

Auschwitz toplama kampında 1 Şubat 2011 tarihinde düzenlenen Yahudi soykırımı-Holokost Anma etkinliğine Türkiye hükümeti adına AB Bakanı Egemen Bağış katılmıştı.

Bağış, Auschwitz'i gezdikten sonra hissettiklerini Hürriyet'e şöyle açıkladı:

"Auschwitz’teki o acı hatıra gerçekten de insanlık adına ibret verici bir manzaraya sahipti. Auschwitz esasen insanlık adına sözün bitti yerlerden birisidir.

Kapıda demir harflerle yazan “ARBEIT MACHT FREI” yani “ÇALIŞMAK ÖZGÜR KILAR” ifadesinin arkasında soykırım kurbanlarına ait kalıntılar, çocuklardan kalma oyuncaklar, kesik saçlar, ayakkabılar orada yaşanan trajedinin unutulmazlığını simgeliyordu. Açıkçası oradaki manzarayı görünce Auschwitz’e ait bilinen, okunan, duyulan, izlenen veya yazılan ne varsa hepsinin yaşanan acıları ifade etmekte kifayetsiz kaldığını anladık. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın antisemitizmi insanlık suçu olarak kabul eden yaklaşımının Yahudi soykırımına neden olan ırkçı ve hastalıklı zihinlere verilmiş en anlamlı tepki olduğunu Auschwitz’teki acı tabloyu görünce daha iyi anladım..."

"DERS ALINMAZSA, TARİH TEKERRÜR EDEBİLİR..."
 
Auschwitz’ten gerekli dersleri almayanların Avrupa’da o acı tarihi tekerrür ettirme tehdidi oluşturduğuna da dikkat çeken Bağış, "Auschwitz’e bir meydan okuma olarak, bütün insanlığın ümitlerini yeniden yeşertmek için yola çıkan Avrupa Birliği, bugün ne yazık başladığı noktanın çok daha gerisinde kalmıştır. Irkçılık ve faşizmi körüklemeye, insanlığa yeni nifak tohumları ekmeye yönelik gayretlerin her zaman dışlanmaya ve başarısızlığa mahkûm olacağını ümit ediyoruz" dedi.
 
"BİZİM TARİHİMİZDE SOYKIRIM YOK"
 
Türk toplumunun "yabancı düşmanlığı ve anti-semitizm duygularından daima uzak olduğunu" vurgulayan Bağış, şöyle konuştu:

"Milletimiz, Musevi kardeşlerimize her zaman kucak açmış, Türkiye’deki Musevi toplumu da kendisini bu toprakların doğal bir parçası olarak görmüştür. Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Bizim topraklarımızda asla nefret tohumları yeşeremez. Bizim medeniyetimizde farklı olana düşmanca yaklaşmak kabul edilemez. Bizim inancımıza göre bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. Bizim inancımızda, hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Bizler hoşgörüyü, farklılıkların zenginliğini, yaradılanı yaradandan ötürü sevmeyi özümsemiş bir medeniyetin mensupları olarak her zaman Auschwitz’e ve Auschwitz gibi olaylara sebebiyet veren insanlık dışı yaklaşım ve uygulamalara karşı her zaman sesimizi yükseltecek, barış, hoşgörü ve diyalog çağrılarımızı haykırmaya devam edeceğiz."