Güncelleme Tarihi:
Leyla Ecem Demirkan adlı vatandaşımız 2007 yılında Almanya’da yaşayan üvey babasını ziyaret etmek amacıyla Alman Başkonsolosluğu’na Schengen vizesi için başvuruda bulunmuş, ancak bu talebi reddedilmiştir.
Bunun üzerine Demirkan, vize talebinin reddi nedeniyle Alman yargısında dava açmış ve Almanya’ya gitmekle hizmet alıcısı konumunda olduğunu, Almanya’ya gitme girişiminin Katma Protokol’ün 41/1. maddesindeki mevcudu koruma (standstill) hakkı kapsamına girdiğini ve bu nedenle hizmet alıcısı olarak Katma Protokol’ün yürürlüğe girdiği 1972 yılı itibarıyla vize uygulamayan Almanya’nın bu tarihten sonra Türk vatandaşlarına getirdiği vize alma yükümlülüğünün kendisine uygulanamayacağını savunmuştur.
Alman yargısı konuyu 11 Mayıs 2011 tarihinde Avrupa Birliği Adalet Divanı’na (ABAD) taşımıştır. ABAD bugün (24 Eylül) açıkladığı Demirkan kararıyla, Türk vatandaşlarının hizmet alımından yararlanmak amacıyla AB üyesi bir ülkeye vize almaksızın girme hakkının bulunmadığına hükmetmiştir.
ABAD bu kararda, Ankara Anlaşması ve Katma Protokol’ün sadece ekonomik amaçlar güttüğünü ve Türk ekonomisinin gelişmesini hedeflediğini ileri sürerek, 2009 yılında Türk hizmet sunucuları lehine aldığı, ancak üye devletlerin uygulamaktan imtina ettikleri Soysal/Salvatlı kararları ve 1987 yılındaki Demirel kararı sonrası geliştirdiği içtihatlardan geri adım atmıştır.
ABAD’ın bu önemli davadaki kararını, önceki içtihatları göz ardı ederek almış olması hukukun siyasallaşması anlamına gelmektedir ve Avrupa hukuku adına en hafif tabiriyle üzüntü verici bir gelişmedir.