Güncelleme Tarihi:
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK ve MKYK sonrası basın açıklaması yaparak gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
SİYASİ ERDEM VE ETİK KURULU ÜYELERİ
Siyasi Erdem ve Etik Kurulu üyelerinin isimlerini de açıklayan Çelik, "Siyasi Erdem ve Etik Kurulu'nda, Prof. Dr. Reşit Küçük, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Dr. Ömer Bolat, sayın Şeref Malkoç, sayın Güldal Akşit, sayın Ahmet Cemil Tunç, Sayın Halide İncekara görev yapacaklar. Bunu7 kendi partimizin temel politikaları konusunda denetlenmesi için yapıyoruz. Çünkü zaman içerisinde parti politikalarından bazı konularda bazı arkadaşlarımızın çeşitli söylemlerle ayrışması söz konusu olabiliyor. Bu tür sapmaların önüne geçmek için daha sistematik bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu gözlemlendi. Bu kurulun önemli bir işlevi olacağını düşünüyoruz. Partimizin genel politika ve faaliyetlerini, ilkelerini inceleyecek. Genel Başkan'a raporlar sunacaktır. Gerekli inceleme ve araştırmayı bu kurul yapacaktır. Kurulun faaliyetleri kendiliğinden olabilir ya da başvuru üzerine olabilir. Diğer partilerin de bunu yapmasını arzu ediyoruz" diye konuştu.
"7 HAZİRAN'DA BİZE VERDİKLERİ MESAJI ZİHNİMİZDE DİRİ TUTUYORUZ"
Çelik, "7 Haziran ile 1 Kasım'ı tek bir potada eritiyor ve tek bir bakış açısı üretiyoruz. 1 Kasım'da aldığımız oyu esas kabul edip de, özeleştiri sürecimizden, memnun olunmayan politika ve söylemleri düzeltmekten vazgeçmeyeceğiz. Bitmiş bir süreç değildir. Vatandaşımızın 7 Haziran mesajları üzerinde titiz bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. 7 Haziran'da bize verdikleri mesajı zihnimizde diri tutuyoruz. Politikalarımızı gözden geçiriyoruz" açıklamasında bulundu.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN TAKDİRİ İLE GÖREVLENDİRİLECEK OLAN AHMET DAVUTOĞLU'NA MKYK OY BİRLİĞİ İLE KARAR VERDİ"
Hükümetin kurulması için MKYK tarafından Başbakan Ahmet Davutoğlu'na oy birliği ile karar verildiğini belirten Çelik, "1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar oluşturacak şekilde bir sonuç aldığımız için, yeni hükümeti kurma noktasında genel başkana MKYK'nın yetki vermemiz öngörülüyor. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleri ile görevlendirilecek olan Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'na onun Başbakanlığında tek başına hükümetin kurulması için MKYK tarafından oy birliği ile karar verilmiştir. Bu tüzüğümüze göre bir zorunluluktur" diye konuştu.
"MİLLETVEKİLİ YEMİN TÖRENİ MUHTEMELEN 17 KASIM'DA YAPILACAK"
Çelik, "Milletvekili yemin töreni muhtemelen 17 Kasım'da yapılacak. Hükümet planının ardından bir yıllık eylem planı vatandaşlarımızla paylaşılacak. Hükümet planının ardından bir yıllık eylem planı birkaç gün içerisinde vatandaşlarımızla paylaşılacak" dedi.
"YENİ ANAYASA KONUSU, BİZİM TEMEL VAADİMİZ VE 2023 İÇİN ZORUNLU"
Yeni anayasaya ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Yeni anayasa konusu, bizim temel vaadimiz. Yeni anayasa, 2023 için zorunlu. Yeni anayasa, herkesin meselesidir. Bununla ilgili olarak, Başbakanımız hükümeti kurmanın ardından siyasi parti liderleriyle görüşmelerde bulunacak" dedi.
"AB İLERLEME RAPORUNDAKİ ÇATIŞMA ORTAMININ BİTMESİ CÜMLESİ YANLIŞ BİR TABİR"
AB ilerleme raporuna ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Türkiye'nin daha ileri bir demokrasiye ulaşması için yapılan eleştirileri dikkate alırız. Orada yalnız bir konu var. Çatışma ortamının bitmesi diye bir cümle kullanılıyor. Bu fevkalade yanlış bir tabir. Çatışma ortamı demek meşru devlet otoritesinin olmadığı bazı bölgelerde iki grubun, iki silahlı unsurun, iki terör örgütünün ya da çetenin, kabilenin…bir biri ile bir iç savaş görüntüsüne girmesi demek. Ama bu tip yerlerde esas özellik meşru devlet otoritesini olmamasıdır. Dolayısıyla biraz burada maalesef PKK'ya yakın çevrelerin siyasi dilinden etkileneme söz konusu. Türkiye'de bir çatışma ortamı yok. Terörle mücadele ortamı var. Meşru ve güçlü bir mücadeledir. Çatışma ortamı ifadesi Türkiye gibi bir ülkede kullanılmaması gerekir. Türkiye'yi tanımlamak bakımından yanlıştır. Bunu Suriye için kullanabilirler" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DEKİ SÜRECİN ADI BARIŞ SÜRECİ DEĞİL"
Çözüm sürecinin geleceğine yönelik bir soru üzerine Çelik, "Türkiye'deki sürecin adı barış süreci değil. Türkiye'deki sürecin adı daha önce çözüm süreciydi, şimdi milli birlik ve kardeşlik süreci. "Barış süreci" demek doğru bir kelime değil. Barış süreci derken sanki iki meşru taraf var gibi oluyor. Sürecin adına barış süreci denilemez" dedi.
"DEVLETİN GÜVENLİĞİ, ÇIKARLARI AÇISINDAN İHTİYAÇ DUYULURSA İMRALI İLE GÖRÜŞME YAPILIR"
Çelik, "Sadece Kürt kardeşlerimiz değil, tüm kesimden kardeşlerimizle görüşürüz. Bütün sivil toplum örgütleri muhataptır. Siyasilerin İmralı ile görüşmesi söz konusu değil. İhtiyaç duyulursa devletin güvenliği, çıkarları açısından bu görüşme yapılır. HDP muhataplığı kendine indirgemeye çalışıyor böyle bir şey yok. Bu konuda sözü olan bütün siyasi partiler, sosyolojik unsurlar muhataptır. HDP'nin çok enteresandır. Suriye'deki PYD'de de aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Bırakın başka unsurları başka Kürt unsurları bile dışlayan bir yaklaşım sergiliyorlar. Belli bir siyasi çıkar üretmeye dönük yaklaşımlardır. Öteden beri yaklaşımlarımız aynıdır. Bütün kesimler muhataptır" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE ARTIK BEN SİLAH İLE ŞU AMACA ERİŞMEK İŞİTİYORUM DİYENİN ERİŞECEĞİ HİÇBİR AMAÇ YOK"
Çelik, "Türkiye'de artık ben silah ile şu amaca erişmek işitiyorum diyenin erişeceği hiçbir amaç yok. Bu yol kapalıdır. Meşru bir şekilde güvenlik güçleri gerekli karşılığı veriyor vermeye devam edecektir" dedi.