Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2005 00:20
TİCARETE DÖNÜŞTÜREN ŞİRKETLERNormtest Liseyi TÜBİTAK bursuyla okuyan Mehmet Türken üniversitede ODTÜ Elektronik bölümünü bitirdi. 1973’te Normtest şirketini kurdu. Normtest, ağırlıklı olarak fizik, elektrik-elektronik, metalurji ve malzeme mühendisliği, kimya, biyoloji ve biyoteknoloji alanlarındaki nanoteknoloji ürünlerini Türkiye pazarına sunuyor. Bunlar stenik mikroskoplar, ince
filmler, malzemelerin optik özelliklerini ölçen spektrometreler. Normtest, nanoteknoloji araştırmalarında kullanılan cihazların ithalatında piyasada tekel konumunda.
Arçelik Nanoteknoloji konusunda yapılan çalışmalar özellikle ‘polimer’ ve ‘yüzey işlemleri’ konularına odaklandı. İlk kez 2003’ün Eylül ayında koku filtreli hijyen uygulaması ile nanoteknoloji ürünü buzdolabını ürettiler ve son olarak 2004 yılı Temmuz ayında yine nanoteknoloji ürünü olan tam koruma üçgenli multihijyen buzdolabını pazara sundular. Şirket, yıllık cirosunun yüzde 1-1,5’unu (yaklaşık 35 milyon dolar) ar-ge çalışmalarına aktarıyor, nanoteknoloji çalışmaları da bunun içinde.
Yaşar Holding Yaşar Grubu’nun boya markası DYO, bir yıl süren nanoteknoloji araştırmalarının sonunda solmaya, kirlenmeye dirençli kendini temizleyen nanoteknolojiye sahip akıllı boya üretti. Yaşar Holding, nanoteknoloji ar-ge’sine 200 bin euro ayırıyor.
Yeşim Tekstil Önce
Amerikan giyim firması GAP Inc.’in tesislerinde nano kumaş üretmeye başladı. Daha sonra bu çalışmaları kendi laboratuvarlarına taşıdı. Ürettiği akıllı kumaşlar kolay ütüleniyor, çabuk kuruyor ve leke tutmuyor.
Zorlu Enerji Yakın zamanda nanoteknoloji alanında büyük bir atılım yaptı. Evlerde elektriğinizi kendinizin üretebileceği bir aletin prototipini geliştirdi.
DOÇ. ALİ ATA (Gebze Yüksek Tek. Ens. Nanoteknoloji Merkezi Sorumlusu)
Türkiye’deki şirketler nano devrimi anlamıyor
Nanoteknoloji araştırmalarından iki tür yaklaşım var. Birincisi yukarıdan aşağıya yaklaşım. Yani bir malzemeyi küçülterek nano boyuta getirmek. İkincisi ise aşağıdan yukarıya yaklaşım. Yani atomları bilinçli bir şekilde dizerek nano ölçekli bir malzeme geliştirmek. Biz birinci yaklaşımı uyguluyoruz. Zaten atomları dizerek nano malzeme geliştirmek dünyada da çok az uygulanabiliyor. Biz Gebze’de nanoteknoloji ile ilgili olarak enerji alanında araştırmalar yapıyoruz. Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren filmler, güneş enerjisini ısı enerjisine çeviren kolektör sistemleri ve kaplamalar yapıyoruz. Bunların hepsi nano ölçekli kaplamalar. Bir de şu aralar çok popüler olan hidrojen enerjisinden elektrik elde etme amaçlı katalizör tabakaları üretiyoruz. Bizim işimiz bir ürün elde etmek değil. Araştırma yapıyoruz, sonra şirketler bunları ticari forma sokuyor. Ya da şirketler bize geliyor ve onların sponsorluğunda ve istekleri doğrultusunda araştırmalar yapıyoruz. Mesela hidrojen konusunda büyük bir konsorsiyum kuruldu. Ford Otosan, Aygaz, Birleşik Oto Sanayi gibi şirketler var. Fakat Türkiye’deki şirketler kesinlikle nanoteknoloji olayının ciddiyetini anlayabilmiş değiller. Bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar azdır buna para yatıran şirket sayısı. Örneğin, holding patronları bizi davet ediyor ve nanoteknoloji nedir anlat, diyorlar. Anlatıyoruz ama o tarafta bir kopukluk var. Aslında bir şeyler yapmak istiyorlar ama para yatırma riskini de alamıyorlar. Ne yazık ki Türkiye’de bu işi bilen bilimadamı da yok. Öyle şeyler yapılıyor ki, nano alanında şu anda Türkiye’de buna kıyısından köşesinden bulaşmış adam yok. Çok özel eğitimlerden geçmiş, uzun süre ultra vakum şartlarında çalışmış olmak gerekiyor. Özel temiz odalar gerekiyor. Bu odaların yıllık maliyetleri 80 bin doları buluyor. Hiçbir şirket böyle bir parayı ayırmaya yanaşmıyor.
ARAŞTIRMA YAPAN MERKEZLER Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Bilkent Üniversitesi
ODTÜ
İTÜ
Gazi Üniversitesi