Şermin SARIBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2002 22:30
Genç intiharlarıyla ilgili söylenecek söz bitmiyor. İsviçre'de psikiyatri kliniği şefliği yaptıktan sonra şimdi Florance Nigthingale Hastanesi'nde psikiyatri merkezi başkanı olan Doçent Tarık Yılmaz'ın bu konuda anlatacakları var. Çünkü Yılmaz'ın hastaları arasında 15-17 yaşında, onun deyimiyle kültürel satanizmden muzdarip, beyni yıkanmış gençler bulunuyor.
Sizin yardımınıza başvuran ailelerin sıkıntıları neler?
- Bir grup aile 15-17 yaş arasındaki çocuklarını, belli gençlerin veya küçük grupların etki altına aldıklarını ve bu nedenle de tehlikede olduklarını düşünüyor. Bir başka grup ise, çocuklarıyla iletişimlerinin koptuğunu ve olay kontrolden çıktı için yoğun sorunlar yaşadıklarını düşünüyor. Okuldaki rehberlik servisleriyle iletişim kuramadıklarını söylüyor, çocuklarının hayatlarından endişe ediyorlar.
Sizce bu gençler niçin intihar ediyor?
- Gencin değer yargılarıyla, ailenin değer yargılarının bir ölçüde çatışması normal. Her iki yaşantı birbirine entegre edilemez olunca, birkaç sebepten dolayı intihar düşünülebiliyor. Gençler, o ortamda neler yaşıyor onu bilemiyoruz. Kısmen orada kendi değer yargılarına göre kabul edilemeyecek şeyleri, şiddet veya çeşitli cinsel istismarlar yaşayabiliyorlar. Aile içinde diğer ortamına karşı, o ortamda da ailesine karşı suçluluk duyuyorlar. O stres giderek bir depresyona dönüşüyor. Bağdaşmayacak iki yaşantı arasındaki problemi çözememenin getirdiği çaresizlik duygusu intiharın zeminini hazırlıyor.
İntihar düşüncesini tetikleyen faktörler var mı?
- Aktüel risk faktörlerinden bahsetmek lazım. Bir tanesi kültürel satanizm. Türkiye'de sistemli satanizm yok, daha ziyade kültürel satanizm var. Kültürel satanizmde şiddet övülür. Karşısındaki insan, obje, canlı her ne ise onun kurduğu kesin bir kontrol duygusu vardır. Ve bu her zaman için, kontrol eden insana güç duygusu verir. Ölüm duygusu, kurban olmak adı altında farklı bir zemin yaratıyor. O yüzden intihar duygusunun anlamı değişiyor. O mantıkta, şeytan kurban istiyor. Kurban olmak, yani intihar etmek ölümüne farklı bir anlam katıyor. Kültürel satanizmde şiddete karşı duyarsızlaştırma söz konusu. Duyarsızlaştırma ergenlik döneminde bu tür düşünceleri kolaylaştırıyor.
Kültürel satanizmden etkilenmede belli bir protopip var mı?
- Hayır demekte, sınırlar koymakta zorlanan gençler, daha ziyade bu tür riskler altında oluyor. Gençlere hayır demeyi öğretmek gerekiyor.
Ama çoğu zeki gençler, zekalarının bir işe yaramadığını mı söylüyorsunuz?
- Başarı genellikle okul başarısıyla ölçülüyor, sosyal ilişkilerde ne kadar başarılı oldukları ayrı bir soru. Matematik problemi çözmeyi nasıl öğretiyorsak, insan ilişkilerinde problemle başetme yöntemlerini de öğretmemiz lazım. İyiler, ilişkilerin kontrolünü başkalarına bırakıyorlar. Dolayısıyla bu gençler kendi ergen çevrelerinde bir kişi ya da bir grup tarafından edilgen durumda kalıyorlar.
Aileler hangi konuda hata yapıyor?
- Bir problem olduğunda önce aileler, özellikle anneler suçlanıyor. Benim tanıdığım tüm aileler, maddi manevi imkanlarını seferber ederek çözümler aramaya çalışanlardı. Bazen çok fazla yardım etmeye çalışmak da sorun yaratabiliyor. Ailelerin bir kısmı, okullarla ilişkilerinde son derece cesaretli ama bazıları da çocuğumun başına daha olumsuz şeyler gelir mi diye endişeleniyor. Gencin sosyal ilişkilerine ne kadar müdahale edileceği çok önemli. Bazen bu müdahalelerin dozu kaçabiliyor.
Bazı aileler interneti, telefonu elinden alıyor. Bu doğru mu?
- Çok yanlış bir tavır. Yasaklamak riskli bir davranıştır, bunu kimseye tavsiye etmiyorum. En fazla, sınır koymak belli durumlarda etkili olabilir. Anlamaya çalışıp üzerinde tartışarak, katılmadığımız noktaları göstererek genci sistem içerisinde tutabiliriz.
Psikiyatrinin bu noktada gençlere yardım konusunda eksiği ya da kusuru olduğunu düşünüyor musunuz?
- Klasik psikiyatri ile bu olaya fazla yardımcı olamayız. Uzmanlar arasında, bu tür durumlarda karşılıklı fikir alışverişi olması çok önemli.
Baktığım vakalarda beyin yıkama var
Beyin yıkamanın üç aşaması var. Önce mevcut değer yargıları yıkılıyor, zihinsel bir bulanıklık oluşturuluyor. Sonra kendi düşünceleri empoze ediliyor. Kullanılan yöntem canlı bombalarda da aynıdır. Düşünceye belli sınırlar koyup, diğerlerinin tamamen yanlış olduğu söylenir. Ondan sonra kişiyi kontrol etmek zaten çok kolaylaşır. Özgürlük düşüncesi çok önemli olduğu için; canının istediğini yap, özgür ol yaklaşımları ilk adımdır. Buradaki kritik nokta, gencin hayır, diyebilmesi ve sınır koyabilme gücünün kuvvetli olmasıdır. Beyin yıkamadan sonra gencin davranışları, dış görünüşü değişiyor, bakışlarında ve konuşmalarında farklılık başlıyor. Ama bunu belli dönemlerdeki başkaldırıyla karıştırmamak gerek. Ortalama bir başkaldırı gerekli olandır ve sosyal ilişkiler, okul hayatı, arkadaşlarla ilişkiler belli ölçülerde devam eder. Eğer bunlardan kopmalar varsa dikkatli olmak lazım. Bize aileyle bağ kopmadan önce gelinirse daha fazla yardımcı olabiliyoruz. Zaman geçtikçe başetmek zorlaşıyor.