Muharrem AYDIN/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2007 00:00
Pamukova’da 2004 yılında meydana gelen ve 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlandırılmış tren faciasından aylar önce, projenin taşıdığı riskleri kamuoyuna açıklayan YTÜ İnşaat Mühendisliği Ulaşım Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Erel, "Yüksek Hızlı Tren Projeleri’yle ilgili de çekincelerini dile getirdi.
İnşaat Mühendisleri Odası’nca YTÜ Oditoryumu’nda düzenlenen "7. Ulaştırma Kongresi"nin Bilim Kurulu’nda da yer alan Erel, sunduğu çeşitli bildirilerde Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Sivas, Ankara-İzmir, Kapıkule-İstanbul ve Sivas-Kars hatlarında hizmet vermesi planlanan Yüksek Hızlı Tren Projeleri’nin tehlikelerinden bahsetti.
Türkiye’nin henüz hızlı trene hazır olmadığını belirten Erel, şu uyarıda bulundu: "Yeni yapılan yüksek hızlı tren hatlarımız çok kötü. Hızlı trende raydan ziyade altyapı önemli. Raylar iyi olabilir ama zeminin de sağlam olması gerekiyor. Hızlı trenin geçişi deprem anındaki gibi altyapıda anormal titreşimler oluşturur. Bu titreşimler de altyapıyı bozar. Biz buna rezonans deriz. Yüksek hızlı trenlerde ciddi rezonans sorunları var. Mevcut demiryolu zeminlerimiz hızlı trenleri kaldırmaz."
Eskiden demiryollarında birbirlerine levhalarla eklenen rayların artık birbirlerine kaynakla bağlandığını belirten Erel, şu bilgiyi verdi:
"Eskiden aradaki boşluk raylara esneklik kazandırırdı. Oysa şimdi raylar aşırı sıcakların da etkisiyle baskı altında kalıyor ve eğiliyor. Pamukova’daki facia anında trenin hızı 132 kilometreydi. Faciayı raylara bağladılar. Oysa asıl neden zemindi. Çünkü zemin kötü olduğu için raylar daha çabuk eskiyor. Şimdi 300 kilometre hız planlanıyor. Hiçbir ülke bu hızla başlamaz. Biz daha hızlı trenin ’h’sini bilmiyoruz. 300 km hızla giden tren raydan çıkarsa, kaç kişi ölecek?"