Türkiye yalnız bırakılmamalı

Güncelleme Tarihi:

Türkiye yalnız bırakılmamalı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 05, 2020 07:00

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İdlib’den Türkiye sınırına doğru göçle ilgili, “Bu konuda Türkiye’nin yalnız bırakılmaması gerekir. Bu sığınmacıların Suriye sınırları içinde oluşturulacak güvenli bir bölgede iskânları için Rusya ve rejimle birlikte BM ve AB’nin de sorumluluk üsteleneceği bir süreç başlatılmalıdır” dedi.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu partisinin Meclis grup toplantısında özetle şunları söyledi:

TERÖRİSTLER GELİRSE

“İdlib’de terörist gruplar var. Çin, ABD, Rusya rahatsız. Bizim de rahatsız olmamız lazım. Daha önce kaçıp gelenler savaştan kaçıp gelenlerdi. Şimdi de kadın çocuklar var ama bir de terör unsurları da var. Bunlar Türkiye’ye gelirse ne olacak? Bu Suriyeliler emin olun milletin başına bela olacaklar. Elli defa söyledim. AB ile BM ile konuşun, bölge oluşturun otursunlar. Trump, ‘Niye vatandaşlığa almıyorsun’ diyor. Sen al. ABD daha büyük ülke, dünyanın egemen gücüsün. Cesaret edip alamıyor, bizimkilere tavsiye ediyor. Şimdi gelecekler. Burada da önlem alınmalı. Terör unsurları Türkiye’ye girerse, silahı bırakıp gelecek nereden bulacaksın? Yarın bunlar Türkiye’nin başına bela olursa faturayı bu millet ödeyecek.

Haberin Devamı

İDLİB İÇİN 5 ÖNERİ

Soçi’de bir anlaşma yapıldı. ‘Terör örgütlerinin elinden tankı, topu, silahı alamazsın, vermezler’ dedik. Soçi süreci bitti, Astana süreci bitti, kabak bizim askerin başına patlıyor.... Birinci önerimiz; İdlib bölgesi başta olmak üzere Suriye’de görev yapan tüm Mehmetçiklerimizin can güvenliğini sağlamak adına gereken tüm askeri ve diplomatik adımlar kararlılıkla atılmalıdır. İkincisi; Türkiye, Soçi mutabakatı ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklı oluşan yeni koşullar nedeniyle en kısa zamanda Rusya ile birlikte İdlib’teki mevcut durumu yeniden değerlendirmelidir.

YENİ ATEŞKES HATTI

Gerekli görülmesi halinde Soçi mutabakatının unsurları, değişen koşullara uyarlanmalıdır. Sahadaki mevcut duruma göre, gerekirse yeni bir ateşkes hattı belirlenmeli, Türk askeri de bu yeni ateşkes hattına göre pozisyonunu almalıdır. Üçüncüsü; iktidar öncelikle Suriye’de rejim değişikliğine odaklanan siyasetini terk etmelidir. Ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden gruplarla her türden işbirliği sonlandırılmalıdır. Dördüncüsü; İdlib’deki durum Türkiye’ye doğru yeni bir sığınmacı dalgasını hareketlendirmiştir. Bu konuda Türkiye’nin yalnız bırakılmaması gerekir. Bu sığınmacıların Suriye sınırları içinde oluşturulacak güvenli bir bölgeye tahliyesi ve bu bölgede iskanları için Rusya ve rejimle birlikte Birleşmiş Milletler’in ve AB’nin de sorumluluk üsteleneceği bir süreç ivedilikle başlatılmalıdır. Beşincisi; İdlib,ülkemiz için ulusal bir güvenlik sorunudur. Aynı zamanda İdlib’in Suriye toprağı olduğu gerçeği de unutulmamalı. Bu bağlamda küresel bir tehdit olan terörist unsurlar ile muhalif grupların silah bırakmasına yönelik çabalar arttırılmalı; silah bırakmaya yanaşmayan cihatçı ve muhalif gruplara karşı her türden kararlılık göstermelidir.”

Haberin Devamı

KIZILAY SİYASETİN GÖBEĞİNDE

“Kızılay bugüne kadar olabildiğince sıcak siyasetin dışında kaldı. Bugün sıcak siyasetin göbeğinde. Yazıktır, günahtır. Yöneticileri astronomik aylık alıyorsa, iş gönüllülükten çıkıyor. Lüks arabalar, yüksek maaşlar... Vergi kaçırmaya paravan Kızılay. Buna gerekçeyi Kızılay Başkanı buluyor. Vergi kaçakçılığı değil, vergiden kaçınma diyor. Hayır, bu açıkça fakir ve fukaranın hakkının soyulması demektir. 285 bin öğrenciye MEB para bulamadı, zamanında ödeyemedi. 8 milyon üzerinden vergi ödense öğrenciler belki bursu zamanında alacaktı. Kızılay’da ahlaklı bir yönetim varsa, istifa etmesi lazım.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!