Türkiye vazgeçilmez ortak

Güncelleme Tarihi:

Türkiye vazgeçilmez ortak
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2014 12:31

Başbakan Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel’in buluşmasından önce iki ülkenin Dışişleri Bakanları Ahmet Davutoğlu ile Frank Walter Steinmeier, pazartesi günü Berlin’de kahvaltıda bir araya gelecek. Kahvaltının ana konusu Suriye... Görüşme öncesi Steinmeier, Hürriyet’in sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

TÜRKİYE - Almanya ilişkilerine nasıl bir vurgu yapmak istiyorsunuz?
Almanya için Türkiye çok önemli ve vazgeçilmez bir partner. Burada yaşayan ve ülkelerimizi birbirine bağlayan 3 milyon Türk kökenli insanı düşünüyorum. Onlar haklı olarak, Türkiye’yle diyaloğa özel bir dikkat göstermemizi bekliyor. Ben bunu severek ve tamamen inanarak yapıyorum. Bizim ikili ilişkilerimizde bu insani boyutun yanında haritaya bir göz atıldığında, Türkiye’ye, jeostratejik çok olağanüstü bir durumda istikrardan tamamen uzak bir bölgede uluslar arası ne kadar büyük önem düştüğü görülüyor. Burada belki de oldukça uzun bir süre daha bizim gündemimizin en başında duracak olan Suriye’deki feci ama aynı zamanda tehlikeli durumu düşünüyorum. Suriye krizinin çözümünde Türkiye tamamen önemli bir rol oynuyor. Ama aynı zamanda Avrupa’da bir istikrar çapası olan Almanya’dan da sorumluluğunun hakkını vermesi ve uluslararası barışın teminatına katkıda bulunması bekleniyor. Bu nedenle Türk Alman stratejik diyaloğundan son derece yararlanmak ve bunu daha genişletmek istiyoruz.

Haberin Devamı

Türkiye’deki güncel gelişmelerin de eşliğinde, Türk hükümetinin AB müzakerelerindeki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye büyük bir ülke ve son yıllarda çok değişimler yaşadı. Türkiye muazzam bir ekonomik büyüme kaydetti. Bunu Türk Lirası’nın güncel türbülans yaşadığı bir durumda özellikle söylüyorum. Türk toplumu değişti ve daha gelişti. Ben, muhatabımın kendi ülkesindeki durumu nasıl gördüğünü anlamak için, görüşmemizde samimi sorular sormak ve dinlemek istiyorum. Türk toplumunun ortasından yükselen daha fazla katılım ve aynı zamanda daha fazla açıklık, Erdoğan hükümetinin üyelik müzakereleri sürecinde başlattığı reform çabalarının kök saldığını gösteriyor. Kendine özgüveni olan bir hükümet barışçıl itiraz ve protestoları soğukkanlı ve diyalog içinde karşılayabilir. Şimdi ortada yolsuzluk iddiaları var. Burda çağdaş Türk hukuk devleti kendini ispat edebilir. İki tarafın da yapıcı olarak sürdüreceğine inandığım AB müzakerelerinin devamı sürecinde biz bunları yeri ve zamanında görüşeceğiz.

Haberin Devamı

Suriye’de iç savaş sürüyor. Türkiye bu konuda ağır bir yük altında ve kendini yalnız bırakılmış hissediyor. AB Türkiye’ye bu konuda nasıl yardım edebilir ve Türkiye’nin Suriye’deki krizin çözümü için izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye’deki korkunç çatışmalar tüm komşulara yansıyor. Türkiye’nin Suriye’ye sınır bölgesinde yaşayan insanlar devamlı büyük korku içinde. Almanya bu durumda tamamen NATO partneri Türkiye’nin yanında. Federal Meclis çok kısa bir süre önce partilerüstü, büyük bir çoğunlukla füze saldırılarına karşı halkın korunmasına yönelik Alman hava savunma sistemi Patriotların süresini uzattı. Türkiye’nin üzerindeki insani yük çok büyük. Türkiye’nin böyle bir durumda yüzbinlerce Suriyeli mülteciyi alması, Türk insanının Suriye’deki insanlara acıma duygusunun çok cömertçe bir jesti ve yardımseverliğinin bir göstergesi. Almanya mültecilerin bakımına Alman hükümet dışı örgütler üzerinden, ama aynı zamanda BM-Mültecilere yardım örgütüne yaptığı aidatlarla aktif yardım ediyor. Biz Suriye sınır bölgelerine doğrudan yardımlarla buralarda mültecilerin bakımını iyileştirmeye ve Türkiye’nin yükünü hafifletmeye çalışıyoruz. Bizim Berlin’deki görüşmemizde Suriye sorunuyla ilgili izleyeceğimiz tutum önemli bir yer alacak.

Haberin Devamı

Suriye barış görüşmelerinde İran nasıl bir rol oynayabilir?
Tahran hükümetinin Başar el Esad rejimi üzerindeki etkisi belli. Şam’ı barış müzakerelerinde yapıcı bir tavır almaya yönlendirmek için İran’ın bu etkisini kullanması lazım. Eğer İran Suriye’de barıştan yana istekli olduğunu ispat ederse, Cenevre müzakerelerine resmi olarak bağlanmasına karşı tepkiler de giderek kaybolacaktır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!