Türkiye uzun yargılamalara tazminat ödeyecek

Güncelleme Tarihi:

Türkiye uzun yargılamalara tazminat ödeyecek
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2013 12:15

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), başvuranların açtıkları davaların, 8 yıl 4 ay, 13 yıl 8 ay ve 17 yıl sürmesi nedeniyle Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkum etti.

Kastamonu'da eşini trafik kazasında kaybeden Nezaket Demiroğlu, 7 Haziran 2000'de Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açtı. Yargılama süreci, Yargıtay kararıyla 13 Ekim 2008 tarihinde sona erdi.

Demiroğlu, yargılama sürecinin uzunluğunun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.1 maddesinde yer alan “makul süre” şartıyla bağdaşmadığından şikayetçi oldu.

AİHM, yargılama sürecinin 7 Haziran 2000'de başlayıp 13 Ekim 2008'de sona erdiğini, dolayısıyla, iki dereceli yargılamanın yaklaşık sekiz yıl ve dört ay sürdüğünü belirledi.

Mahkeme, AİHS'in 6.1 maddesindeki “Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili konusunda karar verecek bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkında sahiptir” hükmünün ihlal edildiğine karar verdi.

Bir davanın süresinin makul niteliğinin, davanın koşullarına, mahkemenin içtihadı tarafından kabul edilen kriterlere, özellikle davanın karmaşıklığına, başvurucu ile yetkili makamların tutumuna ve ilgililer için ihtilaf konusu davanın içeriğine bakılarak değerlendirildiğini hatırlatan mahkeme, devlet tarafından başvurana manevi tazminat için 4 bin 200 avro ödenmesini kararlaştırdı.

13 yıllık tazminat davası

İzmir'de gemi kazasında 2 Mayıs 1994'te hayatını kaybeden Ahmet Celil Erkızan'ın eş ve 2 çocuğunun, 11 Ocak 1995'te açtıkları maddi ve manevi tazminat davası da Yargıtay'ın 8 Temmuz 2008'de kararı onamasıyla kesinleşti. Karar başvuranlara 10 Eylül 2008'de tebliğ edildi.
Yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle AİHM'de yapılan bu başvuruda da AİHS'in 6.1 maddesinin ihlal edildiği kararı çıktı.
Dikkate alınacak sürenin, 11 Ocak 1995 tarihinde başladığını ve 10 Eylül 2008'de sona erdiğini tespit eden AİHM, iki dereceli yargılamanın yaklaşık 13 yıl ve sekiz ay sürdüğünü belirledi.
Mahkeme, devlet tarafından başvuranlara, manevi tazminat olarak 9 bin 600 avro ve masraf ve gider olarak 2 bin 500 avro ödenmesine hükmetti.

17 yıllık kadastro davası

İzmir'de yaşayan Hatice Güzeler, Birol Güzeler, Kamil Güzeler ve Oya Güzeler'in arazi mülkiyeti iddiasıyla 21 Eylül 1989'da Seferihisar Kadastro Mahkemesi'nde açtığı dava 18 Eylül 2006'da kesinleşti.
Yargılama süresince kadastro davalarını incelemekle görevli sadece bir hakim bulunduğu ve tüm yargılama süresince sadece 8 duruşmanın bu hakimin nezaretinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Kadastro Mahkemesi'nin yargılamanın başlamasından 4 yıl ve 5 ay sonra keşif yapılmasına karar verdiği, keşfin ise keşif kararının alındığı tarihten itibaren 9 yıl ve 4 ay sonra gerçekleştirildiği kaydedildi.
Kanun uyarınca sulh hukuk mahkemeleri yerine, veraset ilamı verme yetkisine haiz olan Kadastro Mahkemesi'nin bu yetkisini kullanmaktan imtina ettiği ve onun yerine taraflara sulh hukuk mahkemesine başvurmaları için süre verdiği ve bu durumunda altı yıllık bir gecikmeye sebep olduğu vurgulandı.
Başvuranlar bu nedenlerle yargılama süresinin uzunluğundan şikayetçi oldu.
AİHM, bu dava da AİHS'in 6.1 maddesinin ihlal edildiğine karar vererek, başvuranlara manevi tazminat için müştereken 14 bin 400 avro ödenmesine hükmetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!