Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, BM sistemini harekete geçirmeye kararlı olduklarını ve bu sabah BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile telefon görüşmesi yapacağını da ifade etti.
Washington'da Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, “Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ulusal Güvenlik Danışması Tom Donilon ve ABD savunma Bakanı Leon Panetta ile görüşmelerinde, Amerikalı muhataplarına özellikle Suriye konusunda hangi mesajları vereceği” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bir mesaj vermenin ötesinde karşılıklı istişare imkanı. Zaten sayın Clinton ile daha geçen hafta Münih'te bir araya gelmiştik, çok sık görüşüyoruz. Ama esas itibarıyla gündemimizde, mesela yaklaşan NATO zirvesi de dahil olmak üzere ikili alanda, güvenlik alanında birçok konular olmakla birlikte, tabii odağını oluşturacak husus, bölgemizde yaşanan gelişmeler, Suriye'deki son gelişmeler oluşturacak.
Bugün birçok telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Arap Ligi Genel Sekreteri Nebil El Arabi ile yarın ve yarından sonra gerçekleştirilecek Arap Ligi Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde istişarelerde bulunduk. Dün Endonezya Dışişleri Bakanı Marty Natalegawa'nın kendi talebi üzerine yine Suriye konusunda büyük bir Müslüman ülkesi olarak, ilgisi çerçevesinde bir görüşme gerçekleştirdim. İtalya Dışişleri Bakanı buradaydı, onunla bir görüşme gerçekleştirdim. Bu temaslarımızı artırarak sürdüreceğiz.
Arap Ligi'nde alınacak kararlar çerçevesinde, bu konularda gelinen noktaları da sayın Clinton ile bir arada değerlendireceğiz. Pazartesi-salı günü özellikle bu uluslararası toplantı ve platform oluşturma konusundaki çalışmalarımızda önemli bir mesafe alacağımızı düşünüyorum. Önümüzdeki haftanın ortasına doğru bu tablo daha netleşir.”
“GİRİŞİM BAŞLATIYORUZ”
“Özellikle son günlerde Humus'da odaklanmak üzere şiddetin Suriye'de artıyor olmasından kaygı duyduklarını” belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık ölü sayıları onlarla değil, yüzlerle ifade ediliyor. Özellikle de Humus ve Zebadani'de çok ciddi bir insanlık trajedisi yaşanıyor. Bu çerçevede de bugün BM İnsan Hakları Komisyonu'na Cenevre'de insani yardım konusunda başvuruda bulunma talimatı verdim. BM'nin Cenevre ofisinde, özellikle Suriye'ye insani yardım akışının sağlanması için Türkiye olarak bir girişim başlatıyoruz. Dolayısıyla BM sistemini harekete geçirmeye kararlıyız. Bu sabah da BM Genel Sekreteriyle bir telefon görüşmesi gerçekleştireceğim. Hem BM'nin Güvenlik Konseyinde bu konu aşılamıyorsa, bu konunun Genel Kurula getirilmesi hem de BM İnsan Hakları Komisyonu çerçevesinde Cenevre'de bir sürecin başlatılması ve süratle insani yardımların Suriyeli kardeşlerimize ulaştırılması için girişimlerimizi artan bir tempoyla sürdüreceğiz.”
“TÜRK-AMERİKAN DOSTLUK GRUBU KONGRE'DE 133 SAYISINA ULAŞTI”
Davutoğlu, bir soru üzerine, ikili ziyaretler çerçevesinde Washington'da bulunduklarını hatırlatarak, dün bütün gün Kongre'de çoğunluk grubu başkan ve yardımcıları ile dış İlişkiler gibi önemli komite ve komisyon başkanlarıyla kapsamlı görüşmeler yaptıklarını söyledi.
“Biliyorsunuz Türkiye-ABD ilişkilerinin birçok boyutu var. Bir tanesi yönetimler arası ilişkiler, bu son derece yoğun seyrediyor ve çok yakın bir iş birliği var. Telefon diplomasisi şeklinde veya bizzat görüşerek çok sık görüşmeler oluyor” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Ancak Kongreyle, Senatoyla ilişkilerimiz hep yönetimle olan ilişkilerimize göre biraz daha yavaş seyretmek durumunda oluyor çünkü ancak Washington'a geldiğimizde görüşebiliyoruz. Gerçi son dönemde, Kongreden Türkiye'ye çok ziyaretler oldu fakat yönetim kadar Türkiye'nin oynadığı rolü, önemi her zaman fark edemeyebiliyorlar. Onun için her gelişimizde Kongrenin önemli üyeleriyle toplanıyoruz ve bu ziyaretimizde de bütün bu liderlerle tekrar görüştük. Dosyamızda konularımız arasında Türk-Amerikan ilişkilerinin bütün veçheleri yanında başta Suriye olmak üzere, şu günlerde gündemde olduğu için bütün bölgesel konuları ele aldık.
Çok memnuniyet verici bir gelişmeyi de ifade etmek istiyorum. Türk-Amerikan Dostluk Grubu Kongre'de 133 sayısına ulaştı. Yani bu Kongre'de ciddi bir rakamdır ve şu an itibarıyla ikinci veya üçüncü büyük gruptur. İnşallah 5 üye daha katılırsa en büyük grup haline dönüşecek. Bunun getirdiği büyük bir memnuniyet oldu.”
Davutoğlu, Türk-Amerikan Dostluk Grubuyla da öğle yemeğinde bir araya geldiklerini kaydetti.
“TÜRKLERİN ETKİSİNİN GİTTİKÇE ARTIYOR OLMASI BÜYÜK MEMNUNİYET VERİCİ”
Temasları kapsamında ikinci gün ABD'deki basın kuruluşlarının temsilcileriyle sabah kahvaltısında bir araya geldiğini dile getiren Davutoğlu, CSIS adlı düşünce kuruluşlarında konuşmasının ardından yine aynı kuruluşta, daha önce Türkiye'de büyükelçilik yapmış, ABD'de etkin konumda olan ve strateji alanında çalışmış birçok tanınmış isimle toplantı yaptığını, daha sonra da yine bazı düşünce kuruluşlarında toplantılara katıldığını dile getirdi.
Davutoğlu, en anlamlı toplantının da Türki Amerikan Birliği'nin (TAA) resepsiyonunda ABD'deki tüm Türk çatı kuruluşlarıyla bir araya gelmek olduğunu söyledi.
Washington'daki Türk kuruluşların artmasının kendileri için önemli olduğunu belirten Davutoğlu, TAA'a bağlı olarak “ReThink” adlı düşünce kuruluşunun kurulmasından büyük memnuniyet duyduğun kaydetti.
Davutoğlu, “Bu tür düşünce kuruluşlarının Washington'daki mevcudiyetinin hem Türkiye'nin ABD'ye, Washington'a anlatılması hem de ABD'deki gelişmelerin Türkiye'ye yansıtılması açısından önem taşıyor. Çünkü artık ilişkilerin boyutu çok zenginleşti. Yönetim ile hükümetimiz arasındaki ilişkiler, Kongre ile bizim aramızdaki ilişkiler dışında sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkilerin de zenginleşmesi lazım” dedi.
ABD'nin değişik eyaletlerinden gelen sivil toplum temsilcileriyle de bir araya geldiğini ifade eden Davutoğlu, burada da tüm çatı kuruşlarının birlikte neler yapabileceklerini ele aldıklarını söyledi.
Davutoğlu, “Amerikan toplumunda Türkler'in etkisinin gittikçe artıyor olması büyük memnuniyet verici. Sadece Türkiye'nin ülke olarak artan etkisinin, ekonomik başarısının, dış politika aktivitesinin, demokrasisinin biliniyor ve burada takdir ediliyor olmasının ötesinde, vatandaşlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın buradaki faaliyetlerinin de bu derece görünür olması bizi çok memnun ediyor, hemen hemen bütün ABD sathına yayılmış sivil toplum kuruluşlarımızın yaptıkları çalışmalar, festivaller, temaslar, açtıkları okullar, bizim için büyük bir güç kaynağıdır” dedi.