A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2007 14:14
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Program Yöneticisi Katalin Zaim, "Çevre mirasımız olan iklimi, ozon tabakasını, yaşam çeşitliliğini ve okyanusları korumak için ortak adımlar atmadıkça, ulusal ve bölgesel kalkınmanın altını kazmaya devam edeceğiz" dedi.
UNDP tarafından Avrupa Birliği finansmanı ile yürütülen sürdürülebilir kalkınmanın sektörel politikalara entegrasyon projesi kapsamında düzenlenen, "Türkiye Sürdürülebilir Kalkınmayı Tartışıyor" konulu toplantı, Devlet Planlama Teşkilatı önderliğinde yapıldı.
Toplantının açılışında konuşan Zaim, sürdürülebilir kalkınmanın sektörel politikalara entegrasyonu konusundaki inisiyatiflerin, bir yandan AB Çevre müktesebatının merkezinde yer aldığını, diğer yandan da Türkiye'nin kalkınma yaklaşımı ve küresel ölçekte kabul edilmiş sürdürülebilir kalkınma prensiplerine uyarlamasında büyük önem taşıdığını söyledi.
Zaim, Türkiye'nin AB uyum sürecinde son dönemde gerçekleştirdiği çalışmalardan öte, küresel iyi örneklerle uyumlu çevre yönetimi ilkelerini geliştirmek ve tanıtmak yönünde önemli adımlar attığına dikkat çekerek, DPT, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi kurumların sürdürülebilir kalkınma, biyoçeşitlilik, arazi bozulumu, su yönetimi ve enerji gibi disiplinlerarası konularda büyük ölçekli proje tekliflerine destek verdiğini hatırlattı.
BM tarafından düzenlenen konferansların anlaşmalarından doğan "Bin Yıl Kalkınma Hedeflerine" ulaşmanın ancak ülkelerin çevresel ve sosyal olarak sürdürülebilir bir kalkınma yolu izlemesiyle mümkün olacağını belirten Zaim, "Gelecek için fırsatları yok etmeden, fiziksel, beşeri, doğal ve sosyal sermayenin, bugünkü nesillerin ihtiyaçlarının karşılanması için yönetilmesi gerekmektedir" dedi.
Zaim, bu kapsamda en büyük zorluğun özellikle ekolojik sistem tarafından sunulan ürünlerin ve hizmetlerin, insani kalkınmanın devamı için küresel ölçekte endişe yaratacak biçimde sürekli olarak sömürülmesi, bozulması ve geri dönüşü olmayacak biçimde yok edilmesi olduğunu ifade etti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN KATILIMCI PLANLAMA
Katalin Zaim, sürdürülebilir kalkınmanın öncelikleri kapsamında çevresel sürdürülebilirliğin, insanların yaşamlarını ve yerel ortamlarını geliştiren ekonomik büyüme için ulusal düzeyde politika ve programların geliştirilmesi ile başladığına dikkat çekerek, "Çevre mirasımız olan iklimi, ozon tabakasını, yaşam çeşitliliğini ve okyanusları korumak için ortak adımlar atmadıkça, ulusal ve bölgesel kalkınmanın altını kazmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Entegrasyon sürecinin, toplumun tüm segmentlerinin aktif katılımı olmadan başarıya ulaşmasının mümkün olmayacağına işaret eden Zaim, pek çok ülkede devletin, doğal kaynaklarının yönetimi için birincil derecede sorumlu olmasına rağmen, sivil toplum kuruluşları ve sürdürülebilir koruma için oluşturulmuş ortaklıklarla bu sorumluluğun paylaşılması gerektiğini vurguladı.
Zaim, Türkiye içinse entegre sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin ve metotlarının oluşturulması sürecinin, sürdürülebilir önceliklerin belirlenmesinde ve yönetiminde geniş bir paydaş grubunu sürece katacak, çok fonksiyonlu ve katılımcı bir planlamayla desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Altıntaş ise nüfus, kalkınma ve ekosistem arasında sıkı bir etkileşim olduğuna işaret ederek, Türkiye'de nüfusun hızla artamaya devam ettiğini söyledi.
Altıntaş, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artan nüfusun kentlerde toplandığını belirterek, yaklaşık 13 milyon nüfusu olan İstanbul'da köyden kente göç nedeniyle kentleşmenin sıkıntı yarattığını dile getirdi.
Bu düzensiz göçün plansızlık ve kontrolsüzlüğe neden olduğunu vurgulayan Altınbaş, bunun da bir çok sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlara yol açtığını kaydetti.