Güncelleme Tarihi:
Yalçın Bayer‘Paraşütçü Yasin’i’ anlatıyor
YASİN Altınbaş'la ilgili olarak Başbakanlık, MGK, Gümrük Müsteşarlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi önemli kurumlara da sayısız 'kaçakçılık' ihbarı yapıldı. Maalesef hiçbir şey yapılamadı kendisine... İhbarlardan en ilginci de muz bölgesi Anamur'dan M. Salih Keskin'den gitmişti Ankara'ya... Oyunu görelim: ‘‘Altınbaş, şirketleri aracılığıyla gümrüklerde yüksek gümrük tarifesi uygulanan ya da girişinde tahditler olan çeşitli malları Kilis, Habur, Gaziantep gümrüklerini kullanarak yurda yasadışı yollarla kaçak olarak sokmakta ve iç piyasaya dağıtmaktadır. Malların tamamı ya gümrüklere eksik miktar beyanı yapılarak başka isim altında sokulmakta ya da Suriye'nin Lazkiye ve Tartus limanı üzerinden Kilis ve Habur gümrükleri kullanılarak Türkiye üzerinden transit geçiyormuş gibi gösterilerek Kilis ve Gaziantep'deki şirket depolarına indirilmektedir. Tüm işlemlerde çift fatura ve çift gümrük beyannameleri kullanılmaktadır. Üstelik bu işlemler gümrükçülerin bilgisi hatta desteği ile yapılmaktadır. Sonra bu mallar gümrüklerden geçmiş gibi evrak üzerinde işlem yapılarak iç piyasaya sürülmektedir.’’ İşte polisin araştırmaya başladığı yolsuzluk ve usulsüzlük bu. Ne gariptir ki, valisinden gümrükçüsüne, polisinden, jandarmasına ve siyasetçisine kadar herkes uyuyor ya da görmezlikten geliyordu Altınbaş'ı... Dolayısıyla da Altınbaş, çevresine bir takım 'menfaatler' sağlıyordu. Askeri binalar, okullar, sağlık merkezleri yapıyor, bunların vergi indiriminden teşvikler sağlıyordu. Valiyi, polisi, jandarmayı, defterdarı arkasına alarak inanılmaz bir düzen tutturmuştu.
NELER YAZDIK NELER
Geçen şubat ve mart aylarında tam altı yazı yazmışız Yasin Altınbaş'ın yaptığı sınır ticaretiyle ilgili olarak... ‘‘Kaçak muz’’ (24.2.2000) başlıklı yazımızda Suriye üzerinden yurda tonlarca muz sokulduğu, bundan da Anamur'daki muz üreticilerinin mağdur olduğu anlatılıyordu. Altınbaş'ın söylediklerinin aksine, kaçak sokulan muzun miktarı 50-60 bin tonu bulduğu öne sürülüyordu. Yazımızın çıktığı gün telefonla arayan Yasin Altınbaş önce kendisini tanıttı: ‘‘Aslen Nizipli'yim. Doğa-Altınbaş Holding'in sahibiyim. Nizip ve Gaziantep'te mercimek, çırçır, yağ, salça, Kilis'te de muz sarartma tesislerim var. Ayrıca ulusal TIR taşımacılığı yapıyorum. 1998'de 10 milyon dolarlık ihracat yapıyorduk; geçen yıl -1999- 5 milyon dolara düştü. Bir şeyler satmak için didinip duruyorum.’’
Hakkındaki ihbarlar üzerine Kilis'teki muz sasartma tesisinin Gümrük Müsteşarlığı'ndan gönderilen gümrükçüler tarafından mühürlendiğini, ancak yapılan sayımda bir şey bulunmadığını anlatırken, sitem de ediyordu: ‘‘Böyle bir şeyle itham edilmemden üzüldüm. Ben okullar, sağlık tesisleri yaptım. Bu nedenle Sayın Demirel'den üstün hizmet madalyası aldım.’’
Tarım Bakanı Gökalp'in muz ithalatını durdurmak istediğini, ancak önüne koyduğu belgelerle durumu anlayıp vazgeçtiğini anlatan Yasin Altınbaş, ‘‘Türkiye'deki muz üretimi tüketimin ancak % 2.7'sini karşılayabiliyor. Bunların içinde benim payım da binde 2. Keşke üretimimiz olsa da dövizimiz dışarı çıkmasa...’’ diyordu.
Gümrük Bakanı Keçeciler ise gümrüklerde kayıtlı beyanlara bakarak, Altınbaş'ın Lazkiye'den 140 ton muz getirdiğini bildiriyordu. Ancak Altınbaş'ın bize açıklamasında ‘‘Kuzey Irak'ta haftada 100 TIR muz tüketildiğini’’ söylemesi, gerçek ithalatı doğrulamıyordu. Çünkü ekonomik olarak transit yoldan Kuzey Irak'ta bu kadar muz yenmesi mümkün değildi.
'UMUDUMUZ GAYDALI'
Konuşmasında bir ara BM ve Irak'ın ticarette Türkiye'yi dışladığını söylerken ‘‘Bu ticareti kaybediyoruz. Büyük kayıplarımız oldu. Bütün ümidimiz cumartesi günü -26.2.2000- Irak'a gidecek olan ANAP'lı Devlet Bakanı Safter Gaydalı'nın başkanlığında bir heyetin yapacağı temaslara kaldı’’ diyordu. Gaydalı, Suriye'ye gitti.
Altınbaş da, bu sıralarda takibe alınarak izlenmeye başlandı.
KARDEŞİNDEN SUÇLAMA
Operasyonu yürüten bir yetkili, ‘‘Altınbaş, normal ticaret yaparken son yıllarda kaçakçılığa yöneldi’’ dedi. İlkokul mezunu olan Altınbaş'ın işadamlığı altı yıl önce başlıyor ve son altı yıl içinde inanılmaz bir servete kavuştu.. Halbuki geçmişte Nizip'te bir BMC kamyonunda muavinlik yapıyor, sınır ticaretinin yollarını öğreniyordu. 1980 öncesinde CHP Gaziantep Milletvekili olan ağabeyi Emin Altınbaş 'ticari ahlakı' nedeniyle kardeşiyle yıllardır görüşmüyor.
Geçen martta Altınbaş'tan söz ettiğimizde kardeşi Mustafa Altınbaş, bir mektup gönderdi bize. Mektupta, ağabeyinin gümrüklerde sınır ticareti yoluyla yaptığı vurgunları sıralıyor, rüşvet mekanizmasının nasıl işlediğini anlatıyordu. Çok ilginç bilgiler veriyor ve ‘‘Söyleyeceğim her konuda iddialıyım. Bu şahsın yaptıklarından utanmaktayım’’ diyordu.
En önemli soru; Altınbaş'ın 'vurgun güç' oyununu oluşturan yakını olan siyasetçiler ve bürokratlar kimdir?
Bunlar ortaya çıkarsa Türkiye sallanır...