Güncelleme Tarihi:
“Turkey, the Mideast's only real country” başlıklı makalede, Türkiye’nin bölgesinde bu şekilde algılanmasının arkasında ise ülkenin son günlerde komşuları ile iyi ilişkileri sağlamlaştırmak için yaptığı belirgin dış politika hamleleri olduğuna vurgu yapılıyor.
Makalede şu görüşlere yer veriliyor:
“Türkiye’nin canlı iç siyaseti, dinamik sosyal ve kültürel hayatı, uluslararası arenada genişleyen güçlü ekonomisi, aldığı inisiyatiflerle liderlik yapan, ancak aynı zamanda düzenli anketler ile vatandaşlarınca sorumlu tutulan bir hükümet tarafından temsil edilmesi ile bir araya geliyor.
Türkiye Ortadoğu’da hem demokratik sisteme hem de etkin dış politikaya sahip tek ülke. Türkiye, bölgedeki oldukça pasif ve genel olarak etkinlik göstermeyen ülkelere oranla bu olağan dışı konumunu yeniden ortaya koyuyor.”
TÜRKİYE’NİN ÜÇ FARKI
Makalede, bölgedeki diğer ülkelerin örnek alabileceği Türkiye’nin başarısında kritik önem taşıyan üç özel unsura da değiniliyor.
Bu unsurlar iç politikanın halkın çoğunluğu tarafından belirlenen yönde ilerlemesini sağlayan ifade özgürlüğü ve ortaklık; askeri gücün ve güvenlik kurumlarının üzerindeki sivil otorite; ve azınlıkların, çoğunluğun anlaması gerektiği hakları talep ettiği, çoğulcu bir toplumun hakikatleri ile uyuşan faydacı, mütevazı bir gerçeklikten oluşuyor.
DEMOKRATİK AÇILIMA VURGU
Makalede Türkiye’nin iç politikasında son dönemde yaşanan Demokratik açılımı da kapsayan değişikliklere de değinilerek şöyle denildi:
“Ülke içindeki politik görünüm ve bu görünümün etnik çoğulculuk ile bağlantısının güçlü olması, ilerideki seçimlerin sonuçlarını belirsiz kılarken bu Türkiye’yi bölgedeki nadir ülkelerden biri haline getiriyor.
Sadece laik, milliyetçi Türk kimliğinin kendini göstermeye izin verildiği yakın geçmişe nazaran, bugün Türkiye Kürtleri, Aleviler ve diğerleri tarafından talep edilen eşit hakların gerçekliğine daha dürüst yaklaşıyor.
İktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) geniş Kürt azınlığına önemli teklifler yaptı. Bu yaklaşımın işe yarayıp yaramayacağını nihai olarak bu yılın başlarındaki seçimlerde tam olarak tatmin olmadıkları mesajını ileten vatandaşlar tarafından belirlenecek.
Bu seçimlerde AKP’nin oylarında ve kazandığı belediyelerde azalma olmuş, bu durum gerçek bir demokratik sistemde iktidarda olan bir partinin düzenli olarak vatandaşlarının ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermesi gerektiğini, yoksa güç kaybettiğini hatırlatmıştı.“
ERDOĞAN STRATEJİSİNİ DEĞİŞTİRMELİ
Makalede Türkiye’nin, Arap yöneticilerinin yaptığı gibi vatandaşların haklarına cevap vermek yerine rejimin dikte ettiklerine zorla uyum yolunu terk ettiğine işaret ediliyor. Son seçim sonuçlarının bunu gösterdiğine işaret eden makalede, Erdoğan’ın milliyetçileri, Kürtlerin ve AK Parti’nin tabanını oluşturan ılımlı İslamcılara karşı yürüttüğü başarısız stratejiyi gözden geçirmesinin gerekliliği vurgulanıyor.
Makalede ayrıca, büyük Ortadoğu ülkesinde politikalarını ve retoriğini vatandaşların oylarına göre ayarlamak zorunda olan bir iktidar partisi görmek çok rahatlatıcı bir şey olduğu belirtiliyor.
Makalenin sonunda ise Khouri, "Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Kürt özerkliğini tanıma ve gelişen ekonomik ilişkiler temelinde istikrarlı politik ilişkiler kurma örneklerinde olduğu gibi bölgedeki herkese akla uygun bir dış politikanın nasıl yapılması gerektiğini gösteriyor" ifadesini kullanıyor.