Güncelleme Tarihi:
Aytekin, petrol taşıyan tankerlerin, nükleer atık taşıyan gemiler ile çarpışması veya kıyıya çarpması durumunda, yalnızca Marmara Denizi ve boğazlar çevresinde yaşayan insanlar değil, Ege ve Karadeniz'de bulunan bölge ülkelerde yaşayan insanların da hayatının tehlikeye gireceğine dikkati çekti. Çevre Bakanı Aytekin, Rusya'nın boğazlardan gemilerle olası nükleer atık geçirmesi projesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Aytekin, söz konusu projenin, Avrupa'dan 10 yıl içinde 20 bin ton nükleer atığın 20 milyar dolar karşılığında boÄŸazlardan geçirilerek Rusya'da depolanmasına iliÅŸkin olduÄŸunu belirterek, projenin, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin tarafından onaylandığını ve yürürlüğe girdiÄŸini kaydetti.Â
Tehlikeli atıklarla ilgili transit geçiş iznini Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde Çevre Bakanlığı, nükleer atıklarla ilgili transit geçiş iznini de kendi görev ve yetkileri çerçevesinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun verdiğini hatırlatan Aytekin açıklamasında, şunları kaydetti:
''Nükleer atıklar herhangi bir tehlikeli atık olarak düşünülmemelidir. Nükleer atık yüklü gemilerin Marmara ve boğazlarda bir kaza yapması durumunda çevreye yayılacak radyasyon Marmara ve boğazlar ile tüm yakın ve uzak çevre ile komşu ülkeleri de uzun yıllar etkileyecektir. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, kendi halkının can güvenliğini düşünmeden, Rus halkının onayına başvurmadan bu kararı onaylamıştır.''
BoÄŸazlar rejiminin 20 Temmuz 1936'da imzalanan Montreux SözleÅŸmesi ile düzenlendiÄŸini ve sözleÅŸmenin denizlerden güvenli ve zararsız geçiÅŸi öngördüğünü belirten Aytekin, günümüzde nükleer ve tehlikeli atıklar konusunda uluslararası anlaÅŸmalar yapıldığını bildirdi. Bakan Aytekin, bu anlaÅŸmalarda, atıkların yerinde bertarafı için kararlar alındığını, nükleer atıkların Rusya'da bertarafı konusunda alınan kararın baÅŸta Rus halkı olmak üzere bölge ülkelerinde yaratacağı felaketin telafisinin mümkün olmayacağına dikkati çekti.Â
BÄ°ZÄ°M DE ONAYIMIZ ALINMALIYDI
Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü'nün nükleer yük veya atık taşıyan gemilere bildirim yükümlülüğü getirdiğini kaydeden Aytekin, Türkiye'nin 1994 yılında onaylamış olduğu tehlikeli atıkların sınırlar ötesi taşınımı ve bertarafının kontrolüne ilişkin Basel Sözleşmesi'nin Avrupa Birliği ve OECD üyesi ülkelerinden diğer ülkelere tehlikeli atık ihracatının engellenmesi amacını taşıdığını belirtti.
Aytekin, Rusya'nın atık ticaretine onay vermesine raÄŸmen, bu sözleÅŸme kapsamında transit ülkelerin de onayının alınması gerektiÄŸine iÅŸaret etti.Â
Türkiye dahil 20 Akdeniz ülkesinin taraf olduÄŸu, 1976 yılında yürürlüğe giren Akdeniz'in KirliliÄŸe Karşı Korunması SözleÅŸmesi'nin 6. eki olarak hazırlanan Akdeniz'de Tehlikeli Atıkların Sınır Ötesi Hareketlerinden ve Bertaraf Edilmesinden Kaynaklanan KirliliÄŸin Önlenmesi Protokolü'nün 1 Ekim 1996'da Ä°zmir'de imzalandığını hatırlatan Aytekin, protokol kapsamına nükleer atıklar ve kimyasal maddelerin de dahil edildiÄŸini kaydetti. Â
TÃœM YASAL YOLLARA BAÅžVURULACAKÂ Â
Çevre Bakanlığı'nın söz konusu nükleer atıkların Türk kara sularından geçişini önlemek için tüm yasal yollara başvuracağını kaydeden Aytekin, açıklamasında şunları kaydetti.
''Felaket tellallığı yapmak değil, ancak olayın arz ettiği tehlikeyi yinelemek istiyorum. Petrol taşıyan tankerlerin nükleer atıktaşıyan gemiler ile çarpışması veya kıyıya çarpması durumunda, başta İstanbul'da yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere, İstanbul'un tarihi ve kültürel değerleri olumsuz şekilde etkilenecek, hava, deniz ve kıyı kirliliğinin yanı sıra, deniz eko sisteminin de yok olmasıyla sonuçlanabilecek tarifi mümkün olmayan bir felaketle karşı karşıya kalınabilecektir.
Böyle bir felaket karşısında yalnızca Marmara Denizive boğazlar çevresinde yaşayan insanlar değil, Ege ve Karadeniz'de bulunan bölge ülkelerde yaşayan insanların da hayatı tehlikeye girecektir. Ayrıca, nükleer atıkların yakın komşumuz olan Rusya'da depolanmasıda ülkemiz için büyük risk taşımaktadır. Ayrıca Karadeniz'de 18 limandaki dolum tesislerinden yalnızca 2'si kurallara uygundur. Tankerlerin çoğu da taşıma yapabilecek teknik özelliklere sahip değildir. ''
SÃœREKLÄ° Ä°ZLEME KOMÄ°TESÄ°
Devlet Bakanı Ramazan MirzaoÄŸlu da radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtların taşınması konusunda topraklarından, havayollarından ve sularından transit geçiÅŸ yapılacak ülkeye bilgi verilmesi, ön bildirimde bulunulması ve söz konusu ülkenin onayının alınması gerektiÄŸini belirterek ''Bu konu özellikle boÄŸazlarımızda can, mal ve çevre güvenliÄŸi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, 'kirli ticaret' olarak nitelediÄŸi bu konuda, gereken her türlü tedbiri almaya kararlıdır'' dedi.Â
Denizcilik MüsteÅŸarlığı'nın, bu konuda çalışmalara baÅŸladığını belirten MirzaoÄŸlu, söz konusu atıkların Türk karasularından ve boÄŸazlardan geçirilmemesi yönünde ulusal ve uluslararası mevzuatın yeniden araÅŸtırıldığını, derhal alınacak önlemlere iliÅŸkin çalışmalar baÅŸlatıldığını bildirdi. Bu konuda Denizcilik MüsteÅŸarlığı'nda üst düzey bürokratlardan ''Sürekli Ä°zleme Komitesi'' oluÅŸturulduÄŸuna da dikkati çeken MirzaoÄŸlu açıklamasında, ilk inceleme sonunda, konuyla ilgili olarak yapılan deÄŸerlendirmeye de yer verdi. Â
TAZMİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR
Bu tür madde ve atıkları taşıyan gemilerin Türk boÄŸazlarından geçiÅŸlerine iliÅŸkin çeÅŸitli düzenlemeler ve sözleÅŸmelerden örneklerin verildiÄŸi açıklamada şöyle denildi:Â
''Ulusal ve uluslararası düzenlemelere bakıldığında, konunun tüm ilgili uluslararası kuruluÅŸlarca önemle ele alındığı ve nükleer yakıt ve atıkların taşınmalarına ve zararlarının tazminine yönelik çalışmalara hızla devam edildiÄŸi görülmektedir. Bu çerçevede, atıkların geçirilmemesi yönünde faaliyette bulunduÄŸubilinen Arjantin, Brezilya, Åžili, Uruguay gibi ülkelerle konunun uluslararası platformda ele alınmasının saÄŸlanmasının gerektiÄŸi deÄŸerlendirilmektedir.Â
Sonuç olarak, radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtların taşınması konusunda topraklarından, havayollarından ve sularından transit geçiÅŸ yapılacak ülkeye bilgi verilmesi, ön bildirimde bulunulması ve söz konusu ülkenin onayının alınması gerekmektedir. Bu konu özellikle boÄŸazlarımızda can, mal ve çevre güvenliÄŸi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, 'kirli ticaret' olarak nitelediÄŸi bu konuda, gereken her türlü tedbiri almaya kararlıdır.''Â
Â