OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 13, 2001 00:00
Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Rusya'nın boğazlardan gemilerle nükleer atık geçirmesi projesinin tüm Marmara'yı tehdit ettiğini belirterek nükleer atıkların Türk kara sularından geçişini önlemek için tüm yasal yollara başvuracaklarını söyledi. Denizcilik Müsteşarlığı'nda ise gerekli önlemlerin alınması için üst düzey bürokratlardan ''Sürekli İzleme Komitesi'' oluşturuldu.Aytekin, petrol taşıyan tankerlerin, nükleer atık taşıyan gemiler ile çarpışması veya kıyıya çarpması durumunda, yalnızca Marmara Denizi ve boğazlar çevresinde yaşayan insanlar değil, Ege ve Karadeniz'de bulunan bölge ülkelerde yaşayan insanların da hayatının tehlikeye gireceğine dikkati çekti. Çevre Bakanı Aytekin, Rusya'nın boğazlardan gemilerle olası nükleer atık geçirmesi projesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.Aytekin, söz konusu projenin, Avrupa'dan 10 yıl içinde 20 bin ton nükleer atığın 20 milyar dolar karşılığında boğazlardan geçirilerek Rusya'da depolanmasına ilişkin olduğunu belirterek, projenin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından onaylandığını ve yürürlüğe girdiğini kaydetti. Tehlikeli atıklarla ilgili transit geçiş iznini Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde Çevre Bakanlığı, nükleer atıklarla ilgili transit geçiş iznini de kendi görev ve yetkileri çerçevesinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun verdiğini hatırlatan Aytekin açıklamasında, şunları kaydetti: ''Nükleer atıklar herhangi bir tehlikeli atık olarak düşünülmemelidir. Nükleer atık yüklü gemilerin Marmara ve boğazlarda bir kaza yapması durumunda çevreye yayılacak radyasyon Marmara ve boğazlar ile tüm yakın ve uzak çevre ile komşu ülkeleri de uzun yıllar etkileyecektir. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, kendi halkının can güvenliğini düşünmeden, Rus halkının onayına başvurmadan bu kararı onaylamıştır.'' Boğazlar rejiminin 20 Temmuz 1936'da imzalanan Montreux Sözleşmesi ile düzenlendiğini ve sözleşmenin denizlerden güvenli ve zararsız geçişi öngördüğünü belirten Aytekin, günümüzde nükleer ve tehlikeli atıklar konusunda uluslararası anlaşmalar yapıldığını bildirdi. Bakan Aytekin, bu anlaşmalarda, atıkların yerinde bertarafı için kararlar alındığını, nükleer atıkların Rusya'da bertarafı konusunda alınan kararın başta Rus halkı olmak üzere bölge ülkelerinde yaratacağı felaketin telafisinin mümkün olmayacağına dikkati çekti. BİZİM DE ONAYIMIZ ALINMALIYDI Türk Boğazları Deniz
Trafik Düzeni Tüzüğü'nün nükleer yük veya atık taşıyan gemilere bildirim yükümlülüğü getirdiÄŸini kaydeden Aytekin, Türkiye'nin 1994 yılında onaylamış olduÄŸu tehlikeli atıkların sınırlar ötesi taşınımı ve bertarafının kontrolüne iliÅŸkin Basel SözleÅŸmesi'nin Avrupa BirliÄŸi ve OECD üyesi ülkelerinden diÄŸer ülkelere tehlikeli atık ihracatının engellenmesi amacını taşıdığını belirtti. Aytekin, Rusya'nın atık ticaretine onay vermesine raÄŸmen, bu sözleÅŸme kapsamında transit ülkelerin de onayının alınması gerektiÄŸine iÅŸaret etti. Türkiye dahil 20 Akdeniz ülkesinin taraf olduÄŸu, 1976 yılında yürürlüğe giren Akdeniz'in KirliliÄŸe Karşı Korunması SözleÅŸmesi'nin 6. eki olarak hazırlanan Akdeniz'de Tehlikeli Atıkların Sınır Ötesi Hareketlerinden ve Bertaraf Edilmesinden Kaynaklanan KirliliÄŸin Önlenmesi Protokolü'nün 1 Ekim 1996'da Ä°zmir'de imzalandığını hatırlatan Aytekin, protokol kapsamına nükleer atıklar ve kimyasal maddelerin de dahil edildiÄŸini kaydetti.  TÃœM YASAL YOLLARA BAÅžVURULACAK  Çevre Bakanlığı'nın söz konusu nükleer atıkların Türk kara sularından geçiÅŸini önlemek için tüm yasal yollara baÅŸvuracağını kaydeden Aytekin, açıklamasında ÅŸunları kaydetti.''Felaket tellallığı yapmak deÄŸil, ancak olayın arz ettiÄŸi tehlikeyi yinelemek istiyorum. Petrol taşıyan tankerlerin nükleer atıktaşıyan gemiler ile çarpışması veya kıyıya çarpması durumunda, baÅŸta Ä°stanbul'da yaÅŸayan vatandaÅŸlarımız olmak üzere, Ä°stanbul'un tarihi ve kültürel deÄŸerleri olumsuz ÅŸekilde etkilenecek, hava, deniz ve kıyı kirliliÄŸinin yanı sıra, deniz eko sisteminin de yok olmasıyla sonuçlanabilecek tarifi mümkün olmayan bir felaketle karşı karşıya kalınabilecektir.Böyle bir felaket karşısında yalnızca Marmara Denizive boÄŸazlar çevresinde yaÅŸayan insanlar deÄŸil, Ege ve Karadeniz'de bulunan bölge ülkelerde yaÅŸayan insanların da hayatı tehlikeye girecektir. Ayrıca, nükleer atıkların yakın komÅŸumuz olan Rusya'da depolanmasıda ülkemiz için büyük risk taşımaktadır. Ayrıca Karadeniz'de 18 limandaki dolum tesislerinden yalnızca 2'si kurallara uygundur. Tankerlerin çoÄŸu da taşıma yapabilecek teknik özelliklere sahip deÄŸildir. ''SÃœREKLÄ° Ä°ZLEME KOMÄ°TESÄ°Devlet Bakanı Ramazan MirzaoÄŸlu da radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtların taşınması konusunda topraklarından, havayollarından ve sularından transit geçiÅŸ yapılacak ülkeye bilgi verilmesi, ön bildirimde bulunulması ve söz konusu ülkenin onayının alınması gerektiÄŸini belirterek ''Bu konu özellikle boÄŸazlarımızda can, mal ve çevre güvenliÄŸi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, 'kirli ticaret' olarak nitelediÄŸi bu konuda, gereken her türlü tedbiri almaya kararlıdır'' dedi. Denizcilik MüsteÅŸarlığı'nın, bu konuda çalışmalara baÅŸladığını belirten MirzaoÄŸlu, söz konusu atıkların Türk karasularından ve boÄŸazlardan geçirilmemesi yönünde ulusal ve uluslararası mevzuatın yeniden araÅŸtırıldığını, derhal alınacak önlemlere iliÅŸkin çalışmalar baÅŸlatıldığını bildirdi. Bu konuda Denizcilik MüsteÅŸarlığı'nda üst düzey bürokratlardan ''Sürekli Ä°zleme Komitesi'' oluÅŸturulduÄŸuna da dikkati çeken MirzaoÄŸlu açıklamasında, ilk inceleme sonunda, konuyla ilgili olarak yapılan deÄŸerlendirmeye de yer verdi.  TAZMÄ°NE YÖNELÄ°K ÇALIÅžMALARBu tür madde ve atıkları taşıyan gemilerin Türk boÄŸazlarından geçiÅŸlerine iliÅŸkin çeÅŸitli düzenlemeler ve sözleÅŸmelerden örneklerin verildiÄŸi açıklamada şöyle denildi: ''Ulusal ve uluslararası düzenlemelere bakıldığında, konunun tüm ilgili uluslararası kuruluÅŸlarca önemle ele alındığı ve nükleer yakıt ve atıkların taşınmalarına ve zararlarının tazminine yönelik çalışmalara hızla devam edildiÄŸi görülmektedir. Bu çerçevede, atıkların geçirilmemesi yönünde faaliyette bulunduÄŸubilinen Arjantin, Brezilya, Åžili, Uruguay gibi ülkelerle konunun uluslararası platformda ele alınmasının saÄŸlanmasının gerektiÄŸi deÄŸerlendirilmektedir. Sonuç olarak, radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtların taşınması konusunda topraklarından, havayollarından ve sularından transit geçiÅŸ yapılacak ülkeye bilgi verilmesi, ön bildirimde bulunulması ve söz konusu ülkenin onayının alınması gerekmektedir. Bu konu özellikle boÄŸazlarımızda can, mal ve çevre güvenliÄŸi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, 'kirli ticaret' olarak nitelediÄŸi bu konuda, gereken her türlü tedbiri almaya kararlıdır.''  Â
button