<B>Cüneyt UZUNOĞULLARI</B>
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2004 21:56
Uluslararası politikada alınan olumlu inisiyatif... Hükümetin Avrupa Birliği'ne uyum amacıyla devreye soktuğu reformlar... Siyasi ve ekonomik istikrar... Bu gelişmeler Türkiye'de yatırımı olan şirketlerde olumlu etkiler yaratıyor. Ben bu etkiyi geçtiğimiz hafta katıldığım iki uluslararası toplantıda gazeteci arkadaşlarımla birlikte yaşadım.
Türkiye ekonomisi ve siyasetinin istikrar kazanması uluslararası yatırımcılar, analistler ve gazetecilerin gözünde Türkiye'nin imajını parlatmaya başladı. Özellikle Türkiye'de yatırımı olan şirketlerin CEO'ları Türkiye'ye ilişkin olumlu beklentilerini yükseltiyor.
Düsseldorf'ta geçtiğimiz hafta düzenlenen Metro AG ve Milano'da düzenlenen Telecom Italia yıllık finansal sonuç toplantılarında sık sık Türkiye, Türk pazarı, yatırım sözcükleri geçti. Metro AG'nin uluslararası yıl sonu değerlendirme toplantısı için Türkiye'den 13 medya mensubunu Almanya'ya götürmesi, Telecom Italia'nın iki gün süren yıl sonu finansal analiz toplantısında en çok Türkiye ve Brezilya sözcüklerinin kullanılması tesadüf değildi.
KÖRBER AÇIK DAVRANIYOR
Metro AG toplantısında Alman gazetecilerden sonra en kalabalık grup Türk gazetecilerdi. Metro'nun yıllık cirosunun yalnızca yüzde 1.3'ünün Türkiye'den elde edildiği düşünüldüğünde Türkiye'ye duyulan bu ilginin gerçek nedeninin Türk pazarının geleceğine duyulan inanç olduğu rahatlıkla söylenebilir. Metro AG'nin Başkanı Hans Joachim Körber Türkiye'ye açık davranıyor. Yalnızca, 'siz çok iyisiniz, süpersiniz' diyen yabancı yatırımcı profilini aşıyor. Türkiye pazarına daha çok yatırım yapmasının koşullarını da sıralıyor. Dünyanın en büyük üçüncü perakende zincirinin başında olan kişi olarak Türkiye'de yoğun lobi yapıyor. Körber yalnızca Türkiye'de lobi yapmakla kalmıyor, uluslararası alanda da Türkiye için lobi yapıyor. Körber'in İstanbul'da düzenlenen 'Uluslararası Yatırım Danışma Konseyi' toplantısı için gösterdiği çaba basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından teşekkürle anıldı.
Türkiye'de yatırımı bulunan uluslararası şirketlerin yanı sıra Avrupa'nın hatırı sayılır beyinleri de Türkiye'nin AB'ye girmesi gerektiğini savunuyor. AB'nin son ilerleme raporunda ortaya koyduğu mesafeli tavır giderek 'yakın ilgiye' dönüşüyor. Bu yumuşak geçişte, Türkiye'nin AB üyesi olmak için attığı kararlı adımlar kadar, AB ekonomisindeki tıkanmanın da etkisi var. AB ekonomisi tam anlamıyla bir talep sorunu yaşıyor. Üretilen mal ve hizmetler için güvenli bir pazar arayan Avrupa ülkeleri için Türkiye giderek daha cazip hale geliyor.
Geçtiğimiz hafta Türkiye'yi ziyaret eden Societe General De Belqique, Fortis, Umicore ve Suez Tractebel şirketlerinin başkan yardımcısı Vinkont Etienne Davignon da Türkiye'yi bünyesine katmanın AB'nin çıkarlarına uygun olduğunu söyledi.
Brüksel'in nabzının tutan Hürriyet muhabiri Zeynel Lüle'nin haberinde yer alan satırlarda Davignon, Türkiye'nin bir gün AB üyesi olacağını yürekten inandığını ve bu yıl sonunda Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlaması gerektiğini bildirdi.
Avrupalılar yurtdışında büyüyecek
Avrupa'nın ekonomik büyümenin sınırlarına gelmiş olması Avrupalı şirketleri yurt dışında büyümeye zorluyor. Durgunluk döneminden çıkmak isteyen şirketlerin CEO'ları yatırıma öncelik veriyor. Büyüme stratejilerinde Asya ve Çin öncelikli yer alsa da AB pazarına yakın istikrarlı bir Türkiye'nin doğrudan yatırımcıların ilgisini daha fazla çekme olanağı artıyor.
IBM İş Danışmanlığı Hizmetleri biriminin, The Economist ve Nikkei Researches ile birlikte gerçekleştirdiği 'Küresel CEO 2004 anketi' bu öngörüyü doğruluyor.
IBM araştırmasına göre, CEO'lar durgunluk döneminin geride kaldığına inanıyor ve yöneticilerinin öncelikleri, maliyet kısmaktan gelirlerini artırmak için büyümeye dönüyor.
AB için destek, yatırım için talep
Metro Başkanı Joachim Körber sürekli olarak, iki talepte bulunuyor. Birincisi büyük market zincirlerinin Türkiye'deki faaliyetlerini engelleyecek yeni market yasa tasarısının engellenmesi ve yeni Metro yatırımlarının yapılacağı arazilerin uygun fiyatla tahsisi.
Körber iki yılı aşkın bir süredir sık, sık Türkiye'ye geliyor ve siyasetçilerle, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle görüşerek lobi yapıyor. Bu açıdan Körber, 'alışık olmadığımız' bir yabancı yatırımcı profili çiziyor.
Körber'in yakın ilgisi Türkiye konusundaki sözlerinin önemini biraz daha arttırıyor. Neredeyse bizden biri haline gelen Körber, Türkiye'nin AB'den tarih alacağı konusunda kuşku duymuyor. ‘‘Türkiye tarih alamazsa bile bu bizim Türkiye'deki yatırım planımızı etkilemez‘‘ diyor. Körber, AB-Türkiye ekonomik ilişkisinin geldiği boyutun her iki taraf da geri dönülmez bir aşama olduğunu görüyor. Bu nedenle şirketinin büyüme stratejisinde 2004 yılında öncelikli yere sahip olan Çin ve Rusya kadar Türkiye ile de ilgileniyor. Körber, ‘‘Bana uygun arazi gösterin, Türkiye'ye beş yılda 300 milyon Euro daha yatırım yapayım‘‘ diyor.
Benedetti: Bu ilgiye şaşırmayın
Milano'da Telecom Italia tarafından geçtiğimiz hafta düzenlenen yıl sonu değerlendirme toplantısının ilgi odağı tek kelimeyle Türkiye ve Türk gazetecilerdi. Milano'da gazeteciler için her şeyin düşünüldüğü güzel bir basın merkezinden izlediğimiz toplantılarda en çok 'Türkiye, Türkiye'deki yatırımınız, Türkiye pazarı' sözcükleri kullanıldı.
Telecom Italia CEO'su Marco Tronchetti Provera ve TIM CEO'su Marco De Benedetti sorulan sorulara verdikleri yanıtlarda Türkiye'ye ilişkin olumlu beklentilerini dile getirdi.
TIM CEO'su Benedetti Türk gazetecilerin, ‘‘Toplantılarda Türkiye'den bu kadar çok söz edilmesine ne diyorsunuz?‘‘ sorusuna, ‘‘Buna neden şaşırıyorsunuz, Türkiye büyük ülke, ekonominiz düzeldikçe, istikrarınız arttıkça, bu ilgi de artacak‘‘ sözleriyle yanıt verdi.