Güncelleme Tarihi:
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, "Geçmişte verilen, ’Türkiye tarımıyla dünyada kendine yeten 7 ülkeden biri’ izlenimi kocaman bir palavraydı. Kapılarınızı kapatıp, rekabetçi, kaliteli olmayan üretim yaparsanız, o ürünleri tüketenleri kandırırsanız, elbette kendinize yeter gibi görünürsünüz. Günümüz rekabetçi şartlarını dikkate aldığımızda o dönemdeki söylemin doğru olmadığı çok daha iyi anlaşılır" dedi. Eker, tarımı "sosyal politika" alanı olmaktan çıkarıp, sektör haline getirmeyi hedeflediklerini, dünya çapında rekabetçi ürünlere özel destek vereceklerini söyledi.
SINIRLAR KAPALIYKEN: Tarım ve Köyişleri Mehdi Eker, Süt ve Et Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde düzenlenen sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Eker, "Geçmişte ’Türkiye tarımda kendine yeten 7 ülkeden biri’ denirdi" hatırlatması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu kocaman bir palavra. Sınırları kapatıp, dünya ölçeğinde ve kalitesinde ürün almayıp, olanı pazarlarsanız, piyasanızı mevcutla yetinmeye zorlarsanız, elbette kendinize yettiğinizi sanırsınız. Aslında kendinize yetmeniz söz konusu değildir. Nitekim kapılar rekabete açılınca bu gerçek ortaya çıktı."
SOSYAL POLİTİKA ALANI: Türkiye’de tarımın yıllarca "sosyal politika alanı" olarak görüldüğünü, buna uygun adımlar atıldığını vurgulayan Eker, şöyle konuştu: "Yıllarca, ’köylülerin hepsi çiftçidir’ mantığıyla hareket etmişiz. Ne ekilmişse, sosyal destek politikaları çerçevesinde, tümünü devlet eliyle almışız. Ürünün kalitesine bakmamışız. Kaliteli üretenle kalitesiz üreteni bir tutmuşuz. Bu yüzden de Türkiye’de tarım özlediğimiz gelişmeyi sağlayamamış. Şimdi biz bu yanlışa son veriyoruz. Tarımı artık bir sektör olarak değerlendiriyoruz. Destekleme politikalarımızda da bunun gereğini yapmaya gayret ediyoruz."
20 REKABETÇİ ÜRÜN: Türkiye’de belli başlı 140 farklı ürünün tarımı yapıldığının altını çizen Eker, şunları dile getirdi: "Türkiye’nin 140 ürünün tamamında verimli, kaliteli, dünya çapında rekabetçi şekilde üretmesi mümkün değil. Öyleyse ne yapacağız, rekabetçi ürünlerimizi öne çıkaracağız. Buğdaydan ayçiçeğine, fındıktan kayısıya, incirden üzüme 20 ürünümüzü özel olarak destekleyeceğiz. Geçen yıl üç ilimizde buna dönük pilot denemeler yaptık. Örneğin Edirne’de ayçiçeğine yüzde 10 fazla prim ödedik. Yani, ’Edirne’de ayçiçeği üretimini özellikle destekliyoruz’ demek istiyoruz. Başka yerlerde de ayçiçeği üretilebilir ama bizim özel desteklediğimiz ürün, Edirne gibi belirleyeceğimiz illerde olur. Diğer illerdekiler devletten ekstra prim alamaz."
ZORLAMANIN ANLAMI YOK: 140 ürünün tümünü desteklemenin tüm toplumun kaynaklarını çiftçi lehine kullanmak anlamına geldiğini vurgulayan Eker, "Biz bunu yapamayız. Diğer vatandaşlarımıza haksızlık olur. Bu tür zorlamalarla bir yere varamayız. En iyisi rekabetçi ürünleri belirleyip, destek politikalarını ona göre belirlemekti. Biz bunu yapıyoruz" diye konuştu.
Kentliler ilgilenmiyor tarım da gelişemiyor
MEHDİ Eker, "Tarımı sadece ’köylü işi’ olarak görmemek gerek. Kentlerde yaşayanların da birer tüketici olarak tarımla ilgilenmesi, sağlıklı gıda tüketip tüketmediğine bakması lazım. Tarımı hep ’köylü işi’ gördüğümüz için, enettellektüeller arasında bu konuda bir tartışma da yaşanamıyor, bu sektör bir türlü gündemde hakettiği yeri bulamıyor" dedi.
Narenciyenin üçte biri iyi meyve bahçeleri yenilenecek
MEHDİ Eker, meyve bahçelerinin kaliteli üretime dönük yenilenmesi için dekar başına 300 YTL’lik teşvik başlattıklarını belirterek, şunları söyledi: "Yılda 3.2 milyon ton narenciye üretiyorsunuz. Bunu 1.5 ay süreyle pazarda tutabiliyorsunuz. Bu kadar kısa sürede ürünü pazarlamaya kalkınca fiyatlar geberiyor. Zaten bu ürünün ancek 1 milyon tonu dünyaya uygun şekilde kaliteye sahip. Hem narenciyenin pazarda kalış süresini uzatmalı, hem de kaliteyi artırmalı. Biz de bu amaçla meyve bahçelerini yenileme projesi başlattık."
Toprak nadasa bırakılmayacak 1.3 milyar YTL kazanacağız
MEHDİ Eker, tarlaların nadasa bırakılması yönteminden de vazgeçilmesi için çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, şunları dile getirdi: "Buğdayı biçtiğiniz tarlaya anızlar üzerindeyken hemen baklagil, yem bitkisi veya yağlı tohum ekebilirsiniz. Tarlayı sürüp nadasa bırakmanın dekar başına maliyeti sadece mazot bazında bile 16 YTL. Tarlaları nadasa bırakma yönteminden vazgeçmek, Türkiye’ye 1.3 milyar YTL kazandırabilir."
22 milyon parsele bölünmüş 3.1 milyon tarım işletmesi var
MEHDİ Eker, tarım alanlarının miras yoluyla çok fazla bölündüğünden yakınarak, şöyle konuştu: "Türk tarımının en büyük sorunlarından biri bozuk işletme yapısıdır. Bizde bir tarım işletmesinin toprak büyüklüğü ortalama 55 dekarken, AB’de ortalama 175, ABD’de ise 500 dekardır. Arazileri tam 22 milyon parsele bölünmüş görünen 3.1 milyon tarım işletmemiz var. Biz öncelikle yeni bölünmeleri önlemek için bir yasa çıkardık."
Bambus Arısı için koloni başına 50 YTL destek var
MEHDİ Eker, seralarda hormon kullanımı konusundaki bir soru üzerine şunları söyledi: "Seralarda artık döllenme için Bambus Arısı yaygınlaşıyor. Biz de Bambus Arısı’nın daha da yaygınlaşması için teşvik veriyoruz. Koloni başına 50 YTL’lik Bambus Arısı desteğimiz var. Bir koloni 2025 adet Bambus Arısı’nı kapsıyor."
36 yıldır tarım ilk kez 3 yıl üst üste büyüdü
MEHDİ Eker, 5 yıldır üst üste ilk kez büyüme yaşayan Türkiye’de tarımda da benzeri bir durumun yaşandığını belirtti. Eker, "35-36 yıldır ilk kez tarımda üç yıl üst üste büyüme yaşadık. Tarım ihracatımız 8.5 milyar dolara ulaştı. İthalat ise 6.5 milyar dolar düzeyinde" dedi.