Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2007 00:00
Döviz kurunun sanayi politikaları içinde önemli bir rolü olduğunu söyleyen Harvard Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Politikası Profesörü Dani Rodrik, şu anki konumuyla Türkiye’nin bu lüksü bulunmadığını söyledi.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)-
Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen "Uluslararası Uygulamalar Işığında Türkiye İçin Sanayi Stratejisi Arayışları" konferansında sanayi politikalarına ilişkin bir sunum yapan Rodrik, Türkiye’nin sanayi sektöründe birinci önceliğin teknoloji ve Ar-Ge değil, yapısal dönüşüm ve işgücü verimliliği olması gerektiğini vurguladı.
ROLÜ ÖNEMLİ AMA: Bir soru üzerine kurun sanayi politikalarında çok önemli bir rolü bulunduğunu söyleyen Rodrik, şunları söyledi: "Kuru yüzde 20-30 oranında daha rekabetçi tuttuğunuz zaman, yüzde 20-30 arasında kur politikası ile karlılığı artırmış oluyorsunuz. Bu yüzdendir ki sanayi politikalarında başarılı olmuş ülkelerde müdahaleci kur politikası önemli rol oynamıştır. Şu anki konumunda Türkiye, o lüksün içerisinde değil. Türkiye’nin bundan sonra mali disiplin ve para politikalarını yeniden gözden geçirmesi çok zor. Bu yüzden sanayi politikaları belirlenirken maalesef kur politikalarını kullanamayacaksınız."
İSTİHDAM SANAYİYE KAYDIRILMALI: İşgücünün özellikle tarım ve kayıt dışı faaliyetlerden sanayiye aktarılmasına ihtiyaç olduğunu savunan Rodrik, "Türkiye’de 2001 ile 2005 yılları arasında tarımdışı ek iş gücü arzı 4.9 milyon olarak gerçekleşmiş ve bunun yalnızca yüzde 10.4’ü sanayi sektöründe istihdam edilmiştir. Yüzde 57.7’si ise hiç çalışmamaktadır. Eğer bu ek iş gücü sanayide kullanılsaydı, Türkiye şimdi beşte bir oranında daha zengin bir ülke olurdu" diye konuştu. Sanayi politikalarının önceliklerinin belirlenirken, Türkiye’de yeni şirketler devreye sokmaktan çok, şirketlerin büyümemesine odaklanmak gerektiğini anlatan Rodrik, "Öncelikle verimli şirketlerin neden büyümediklerini teşhis etmemiz lazım. Faizlerden mi, istihdam üzerindeki şüklerden mi, kárlılığın düşük olmasından mı bu belirlenmeli" dedi.
YOLSUZLUK VE RANT BİTMEZ: Sanayi politikaları açısından "kamunun tercih yapabilmek için doğru bilgiye sahip olup olamayacağı" ile "kamunun bu politikalara rant ve yolsuzluklara yol vermeden uygulayıp uygulayamayacağı" sorularını ele alan Rodrik, "Aslında bu sorunlar kamunun el attığı her alanda vardır" dedi. "Bunun için alınması gereken tutum, sanayi politikalarını gözardı etmek değil, uygulandıkları kurumsal ortamı iyileştirmektir" diyen Rodrik, "Sanayi politikalarının yolsuzluk ve rant için kullanılmasını tamamen engelleyemezsiniz. Ama en azından amacı bu olmamalıdır" diye konuştu.