Türkiye’nin çevre kahramanları

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin çevre kahramanları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2011 00:00

Hükümetin enerji ihtiyacını karşılamaya dönük politikaları, yerli-yabancı şirketlerin doğal zenginliklere yönelmesiyle paralel ortaya çıkan çevre sorunları beraber pek çok çevre kahramanı da yarattı. Bu isimleri bazen HES karşıtı Karadeniz eylemlerinde bazen de Kaz Dağları’nda siyanürle altın arayan şirketin önünde direnişte görüyoruz. İşte, düne kadar sade bir hayat sürerken, bugün birer doğa savaşçısına dönüşen o gizli kahramanların sıradışı hikayeleri

NÜKLEER SANTRALE DİRENEN ÖĞRETMEN
Mücadelemizi böldüler direncimizi kırdılar


Mehmet Ali Yılmaz (66) emekli öğretmen. Mersin’in Gülnar İlçesi’ne bağlı Büyük Eceli Beldesi’nde yaşıyor. Türkiye’nin ilk nükleer santralinin yapılmasının planlandığı Akkuyu, bu beldenin bir mahallesi. “Nükleer konusunda bilgili değildik, bizi uyandıran Çernobil oldu. Yüzlerce kilometre uzaktaki felaketin ülkemize zararını öğrenince, burnumuzun dibindeki Akkuyu’da aynı şeyin yapılmak istenmesine tepki gösterdik. Başlangıçta iyiydi, ama sonra belediye olduk. Her belediye başkanı önce ‘Nükleere karşıyım’ dedi, koltuğa oturunca yandaş oldu. ‘İş bulacağız’ dediler, halkı aldattılar, mücadelemizi böldüler. En son Fukuşima faciası yaşandı, pek çok ülke nükleer santralleri kapatma kararı aldı. Bizimkilerde yürek mangal gibi, gidip anlaştılar Ruslarla. Bu kadar iştah, arzu nereden geliyor anlamış değiliz.”

İLK HES ZAFERİNİN BAYRAKTARI
Karadeniz’de 20 dava açtı biri hariç hepsini kazandı


Avukat Yakup Okumuşoğlu, HES’lere karşı devam eden hukuk mücadelesinin bayrak isimlerinden. Rize Çamlıhemşinli. Çocukluğu Fırtına Vadisi’nde geçti. İlk kez 1998 yazınd gördü sondaj çalışmalarını. HES yapılacağını öğrenince çevre hukukuyla ilgilenmeye başladı. Çevresindekileri örgütledi, altı yıllık mücadele sonunda projeyi iptal ettirdi. “Fırtına davası benim ekolojiyi, doğa koruma hukukunu, sivil toplum mücadelesini, etkisini, önemini bizzat yaşayarak öğrendiğim, tamamen çevresel kaygılar üzerine kurulu büyük bir davaydı. Her dere onlarca şirketin kontrolüne verildi, dereler bu firmalardan sorulur oldu. 1998’den bu yana yaklaşık 20 dava açtık, biri hariç hepsini şimdilik kazandık.”

EKOLOJİK ÜRETİMİ ÖRGÜTLEDİ
Artık ekmeğin kokusu var


İlhan Koçulu (53) İzmir’de, 9 Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nü yarım bıraktı, Kars’ta 100 yıllık ata mesleği peynirciliğe döndü. 10 yıl önce bir çalışma başlattı köyünde. Başlangıçta köy yaşamını destekleme ve göçü önlemeye yönelikti çalışma, sonra tohumları korumaya yöneldiler. “Doğal kaynakları tüketmeden nasıl kullanırız, ekolojik üretimi nasıl örgütleriz” dedik. Peynirde kâr öne çıkmıştı, kimlikli bir peynir yapmaya başladık. Bitki kurutma atölyesi açtık. Kadınlar burada şifalı bitkileri hem satıyor hem sağlıkları için kullanıyor. Fransa’dan bir dernekle partneriz: Her yıl gelen turist grupları tarlada bizimle çalışıyor.

ERGENE SAVAŞÇISI ÇİFTÇİ
10 bin kişilik miting düzenledi


Gürcan Kırım iktisat eğitimini yarım bırakıp yıllarca gıda sektöründe çalıştı. Üç yıl önce ani bir kararla köyüne dönüp çiftçiliğe başladı. Lüleburgaz’ın Karamusul Köyü’nde babadan kalma ev, ahır ve bir avuç toprakla, kolları sıvadı. Üç inek aldı, birkaç da tavuk. 700 nüfuslu köyün yanından kapkara akıp giden Ergene Nehri’nden hareketle çevre bilinci oluşturmak için kafa yormaya başladı. Karamusul Köyü Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’ni kurdu. Trakya Üniversitesi’nin Ergene seminerlerini takip etti. Ev ev dolaştı, her evde bir kanser vakası tespit etti. Elinde formu bozuk, yeşil renkte tavuk yumurtalarıyla Ergene’nin zararlarına dikkat çeken bireysel eylemlere de imza attı. ‘Ergene Hayata Dönsün’ sloganıyla yola çıktı, Karamusul’da ‘10 Nisan’da 10 Bin İnsan’ mitingini düzenledi.

YALOVA’NIN DAVALI ÇİFTİ
18 Eylül’e hazırlanıyorlar


Kemal Bayrı gazeteci, eşi Özlem Hanım bir bilgisayar firmasında çalışıyor. Greenpeace gönüllüsü ikisi de. Bayrı çiftini harekete geçirense, Yalova’da 2009’da inşaatı başlayan ve bitmek üzere olan termik santral. Bir çevre platformu kurdular, TEMA ve Greenpeace ile temasa geçtiler. İlk eylemlerinin adı, ‘Pedallar temiz enerji için dönüyor’ idi. Bu bisiklet eylemi, Atatürk’ün bir çınarı kestirmemek için köşkünü yürüttüğü yerde başladı. Sonra sanatçılarla bağlantıya geçtiler, konserler verildi, imza kampanyası açıldı. Fakat bu mücadele onlara mahkeme tebligatı olarak döndü. Haklarında santrali kuran şirket tarafından tazminat ve ceza davaları açıldı. Çiçeği burnunda anne-baba Bayrı çiftinin yer aldığı platform, 18 Eylül yürüyüşüne hazırlanıyor.

1000 KÖYE 1000 MÜHENDİS PROJESİ MİMARI
15 bin köyde uygulanıyor

Hamit Genç (65), Samsun Bafra’da esnaf. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudu. 2000 yılında vatandaş Hamit olarak kendi köyünden başlayarak şimdi 15 bin köye yayılan ‘1000 Köye 1000 Ziraat Mühendisi’ projesinin hayata geçirdi. Köyünü, TEMA ile işbirliği yaparak ve AB standartlarında tarımsal metotlar kullanarak beş yılda geliştirdi. Adı, ‘TEMA Örnek Köy Karaburç Projesi’ oldu. Bir ziraat mühendisinin rehberliğinde yanlış sulama, ilaçlama, gübreleme durduruldu, üretim planı yapıldı. Genç, “O dönemki Tarım Bakanı Sami Güçlü aradı, ‘Bize anlatır mısınız’ dedi, Balıkesir’e çağırdı. Genel müdürlerini topladı, projeyi orada anlattım, kabul edildi” diyor. Şimdi bu projenin uygulandığı 15 bin köy var Türkiye’de. Hedef 40 bin köy. Hamit Genç, bu projeyle çeşitli ödüller aldı, yurtdışına sunuma gitti.

Ailece Greenpeace destekçisiyiz
Levent Üzümcü (Aktör)


Çevre sorunlarıyla ilgili en büyük endişem fütursuz ve kontrolsüz büyüme hırsıyla dolu devlet yöneticilerinin Türkiye’yi Avrupa’nın nükleer çöplüğüne dönüştürme azmi ve kararlılığı. Sesimi duyurmak ve bunları insanlara anlatabilmek onları ikna edebilmek tek isteğim. Temiz su kaynaklarının insan ve fabrika atıklarından korunması şart. Çocuklarıma Türkiye’nin bitki örtüsü ile ilgili bildiklerimi öğretiyorum onlara. NTV yayınlarından çıkmış “Türkiye’nin ağaçları ve çalıları” adlı ansiklopedi en temel kaynağımız. Ailece Greenpeace Türkiye’nin destekçisiyiz.

Bİ ŞEY YAPMALI
Deniz kaplumbağası evlat edinin


Akdeniz’in en eski denizcisi deniz kaplumbağaları çevresel tehditlerden dolayı bugün büyük tehlike altında. 110 milyon yıldır varolan deniz kaplumbağalarının bazı türleri hızla tükeniyor. Doğal Hayat Koruma Vakfı türün yok olmasını engellemek için size bir deniz kaplumbağası evlat edinme imkanı sunuyor; istediğiniz miktarda bağış yaparak vakfın Akyatan ve Çıralı’da yürüttüğü koruma çalışmalarına katkıda bulunuyorsunuz. Ödemenizi yaptıktan sonra bir sertifika alıyor ve evlat edindiğiniz yavruyla ilgili her yıl düzenli bilgi alıyorsunuz. Daha fazla bilgi için www.wwf.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!