Güncelleme Tarihi:
SANAT VE MÜZİK VAHASI
“Açılış programımızı koronavirüs tedbirleri sebebiyle kısıtlı bir katılımla gerçekleştirmek zorunda kaldık. Konser salonumuzun açılışını başkentimizin, ülkemizin kültür ve sanat hayatı için son derece önemli bir eser olduğu için ertelemek yerine hemen gerçekleştirmeyi istedik. Salgın şartlarının hafiflemesiyle burası, başkentimizin ortasında sanatseverler için bir sanat ve müzik vahasına dönüşecektir. Her dilden ve telden dünyanın sesi burada toplanacak, içimizdeki tüm güzellikler notalara burada yansıyacaktır. Burası önümüzdeki günlerde ülkemizin kültür sanat zenginliğinin nişanelerinden biri olarak milletimize hizmet verecektir.
KÜLTÜR FAŞİSTLERİ
Sanat müziğimizden halk müziğine kadar tüm müzik dallarını kültür deryamızı zenginleştiren birer nehir olarak görmemiz gerekiyor. Türk müzik tarihinde Itri’nin yeri neyse Karacaoğlan’ın yeri de orasıdır. Dede Efendi ne kadar hürmete layıksa Aşık Veysel de aynı derecede hürmete layıktır. Hafız Saadettin Kaynak’a nasıl minnettarsak bozkırın tezenesi Neşet Ertaş ustaya da aynı şekilde minnettarız. Müzik türlerimiz arasında olduğu gibi müzisyenlerimiz, bestekârlarımız, sanatçılarımız arasında da ayrım asla yapamayız. Ülkemizde müzik konusunda da bir dönem çok ciddi hatalar yapılmıştır. Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken jakoben zihniyetten maalesef Türk müziği de payını almıştır. Milletin değerlerini, zevki ve kültürünü gerilik emaresi olarak gören bu anlayış, sanat hayatımızın çölleşmesine sebep olmuştur. Öyle ki müzik inkılabı adı altında Türk halk ve sanat müziğinin alaturka müzik denilerek yasaklandığı tuhaf dönemler yaşanmıştır. Ne zaman ülkemiz bu kültür faşistlerinin tasallutundan kurtulmuş, işte o zaman Türk kültür ve sanat hayatı yeniden canlanmaya başlamıştır.
ESKİ TÜRKİYE MANZARASI
Türkiye, bizim dönemimizde sadece siyasette, ekonomide, savunmada değil, kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur. İnsanlarımız arasında ayrımcılık yapmadığımız gibi müzik türlerimiz ve müzisyenlerimiz arasında da ayrıma gitmedik. Sanatçıları arasında ayrım yapan, insanları dinledikleri müziklere, kıyafetlerine göre ayıran eski Türkiye manzarasına son verdik. Bu topraklara ait ne varsa hiçbir komplekse kapılmadan ülkemizin bir kazanımı olarak hepsini kucaklamaya çalıştık.”