Güncelleme Tarihi:
İran'ın Gazze'ye yolladığı filonun amacı düşünüldüğü gibi yardım olmayabileceğini savunan Matar'a göre Tahran, Ortadoğu'da nüfuzu yükselen Türkiye'nin arkasında kalmak istemediği gibi, Gazze'nin anahtarını Hamas'ın elinden almayı planlıyor.
İşte Matar'ın makalesi:
"İran, Ortadoğu’daki yeni savaşın ilk kıvılcımını çakan ülke mi olacak? Eğer Tahran, Devrim Muhafızları’nın koruması altında Gazze’ye bir veya daha fazla gemi gönderirse, fırtına öncesi sessizlik gibi istikrarsız bir durum oluşacak.
Bilinmeyen boyutlarda bir askeri cepheye girmesi halinde kendi üzerine salacağı belanın farkında olmasına rağmen, Tahran’ın liderleri, bu fırsatı bölgedeki büyük güçleri taciz etmek için kullanmak istiyor. Ayrıca, daha fazla beklemeleri halinde, tüm pastanın Filistinlilerin nezdinde nüfuzları “Şii Farslılara” göre daha fazla kabul edilebilir durumda görünen “Sünni-Osmanlı Türklere” kalacağını düşünüyorlar.
Birçokları, İran mezhepçiliğini korkutucu bulurken, ülkede güçlenen diktatörlük hakkında konuşmuyorlar.
İRAN’IN AMACI ÇOK FARKLI
Aslına bakılırsa, bizler gerçeğin ta kendisini, tüm detaylarıyla görüyoruz. Şu anki tablo idealin çok uzağında olsa da gönlümüz İran yardımından yana olacaktır. Ancak gerçek şu ki Tahran, filo krizinden çok önce, Hamas liderleri Gazze "üssü"nün anahtarlarını Erdoğan'a verdiğinden bu yana süregelen çatışma döngüsünü sürdürmek istiyor.
Tahran, doğal Şii müttefiki Hizbullah üzerinde kurduğu mutlak kontrol sayesinde, Lübnan’ın güneyindeki üssünü garantiye aldı. Bugün ise, uğruna 100 milyonlarca doları gözden çıkardığı “Hamas Üssü”nü kaybetmekten endişe duyuyor. Tahran, Dökme Kurşun Operasyonu’nun ateşiyle pişen yemeğin Osmanlı Türkiye’sinin midesine inmesine ve Türkleri keyiflendirmesine izin vermeyecek.
Dolayısıyla “Ya ben ya hiç kimse” prensibiyle ortalığı karıştıran İran, başta Erdoğan’ın Türkiye’si olmak üzere herkesin planını mahvetmek istiyor. Tahran aynı zamanda “Ya birlikte oynayalım ya da oyunu bozarım” şeklindeki kibirli tavır da takınabilir. Çünkü göz ardı edilemeyecek bir bölgesel oyuncu olarak bunu yapmaya gücü var.
İRAN’IN GAZZE OYUNU
Biz, İran’ın Hamas’ın lider kadrosu tarafından kandırıldığına inandığını ve Gazze’nin anahtarını, Hamas için kabul edilebilir olacak Türk hükümetine teslim etmeyi hesapladığını düşünüyoruz. Çünkü Ankara’nın İran ile kurduğu sıcak ilişkiler Hamas’a önemli bağışlarla destekleyen Seleffiye grupları rahatsız ediyor. Bu Sünni gruplar Tahran’ı ideolojik bir rakip olarak görürken, tüm yumurtalarını bir sepete koyarak Hamas’ı desteklemesi olası gözükmüyor.
İran, Gazze oyununa, Hamas’ın lider kadrosu tarafından kandırıldığına emin olur olmaz örgütün gemilerini yakmak amacıyla, ablukanın kaldırılmasına destek veriyormuş gibi görünerek giriyor.
Tahran, bölgede bir savaş başlatacak. Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad askerlerinin hazır olduğuna inandığı gibi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde yaptırım kararı alan Batılı güçlerin de Irak ve Afganistan’ın yanı sıra yeni bir savaşı göze alamayacağını ya da savaştan çekindiğini düşünüyor. Dolayısıyla, Ahmedinecad, şu ünlü kuralı uygulayacak: “Saldırı en iyi savunmadır.”
İsrail en yakın stratejik müttefiki ve bölgedeki Müslüman dostu Türkiye’yi, komando birlikleri Mavi Marmara’ya saldırdıkları zaman bilgilendirmekte başarısız oldu. İsrail, Devrim Muhafızları tarafından korunan bir İran gemisiyle veya geminin güvertesinde yaşanacak ve savaş başlatabilecek bir askeri çatışmayla nasıl başa çıkacak?
Tahran Hamas’ı cezalandırmak ve Gazze üzerindeki haklarını elinde tutmak, hatta olayları BM’nin yaptırımlarını uygulamasını zorlaştıracak bir şekle sokmak istiyor. Ancak nükleer enerji üzerinde kontrol istemeyen İranlı liderler ve politikacılar şunu bilmeli ki, bölgesel güçler arasında çıkacak bir savaşta kaybedenler Gazze’deki Filistin halkı olacaktır.
Bu, Filistin mücadelesinin ve Gazze Şeridi’ndeki 1.5 milyon Filistinlinin harcanması göze alınarak Hamas’a açılan bir savaş! İranlı liderler insanlarımıza dayatılan ölüm, trajedi ve acı sanayisinin ortakları olacaklar."