Güncelleme Tarihi:
Öyle ki dünyanın kalbi bir hafta boyunca Davos'ta atıyor demek abartılı bir tabir olmaz. Davos toplantıları, oturumların dışında arka planda yürütülen görüşmeleri, varılan anlaşmalarıyla da "küresel çöpçatan" olarak bilinen bir platform.
İstanbul Dünya Siyasi Forumu'nun Değişim Liderleri Zirvesi'ni dün takip ederken aklıma ister istemez Davos toplantıları geliyor.
DAVOS’LA BÜYÜK BENZERLİKLER
Benzerlikler oldukça fazla.
Davos formatındaki gibi eş zamanlı farklı başlıklarda yapılan oturumlar, katılımcılarla kahve molalarında biraraya gelme olanağı, üst düzey isimler, önemli konuşmalar...
Hatta oturumlarda konuşmacıların oturma formatı, isim etiketleri Davos'u çağrıştırıyor.
FARKLILIKLAR AYRINTILARDA
Yalnız ayrıntılara girince çok ciddi farklılıklar mevcut. Bu da "alternatif Davos" yorumlarını beraberinde getiriyor.
Öncelikle Dünya Ekonomik Forumu, ağırlıklı olarak Avrupa ve ABD'lilerin etkisi altında. Oysa ki İstanbul'da düzenlenen forumda açık bir şekilde Ortadoğu ve Balkanlar etkisi hakim.
Yani Türkiye'nin son dönemde dış politikasında ağırlığı oluşturan bölgeler.
Açılış konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı gibi kabinenin önemli isimleri de zirveye katılıyor.
Kapanış konuşması ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılacak.
Hükümetin zirveye büyük bir destek verdiği görülüyor. Dahası aynı Davos gibi Başbakan Erdoğan açılış konuşmasının ardından zirveden ayrılmayıp gün boyu Kongre Merkezi'nde konuk liderlerle ikili görüşmeler yaptı.
ANA GÜNDEM ORTADOĞU, ELEŞTİRİ OKLARI BATI’YA
Zirvede ele alınan konular, yapılan değerlendirmeler ve yöneltilen eleştiriler de "alternatif Davos" tezini güçlendirir nitelikte.
Adı Dünya Siyasi Forumu olduğundan zirvenin de ana gündem maddesi siyasi gelişmeler. Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan gelişmeler ana gündem maddesi.
Bu konuda yapılan oturumların yanı sıra neredeyse tüm oturumlarda konu bir şekilde dönüp dolaşıp buraya geliyor.
Katılımcıların çoğu Ortadoğu ve Balkanlar'dan geldiği için de eleştiri oklarının hedefine Batı konuluyor. Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi dışarıda bırakma adımları, ABD'nin İsrail-Filistin sorununun çözümündeki yetersizliği, Batı'nın Arap dünyasındaki değişimleri anlamadan müdahale etme sinyallerinden duyulan rahatsızlık İstanbul'da sıkça dile getiriliyor.
ERDOĞAN’DAN KUZEY-GÜNEY ÇIKIŞI
Zaten Başbakan Erdoğan da açılış konuşmasında benzer görüşler dile getirdi. Başbakan, konuşmasında Batı demekten özellikle uzak durarak, Kuzey-Güney ayrımına vurgu yaptı.
Başbakan, Kuzey'i, yani Avrupa ve ABD'yi, Güney için yani Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki demokrasi taleplerine kulaklarını tıkamakla suçladı.
Ortadoğu ve Balkanlar'dan gelen üst düzey katılım karşısında Avrupa ve ABD'den katılım ise daha çok gazeteci ve düşünce kuruluşu düzeyinde. Batı'nın ağır topu ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore oldu.
DEĞİŞİM LİDERLERİ, DEĞİŞİM ÇAĞRISI YAPIYOR
Zirve üst düzey isimlerinin katılımıyla bugün de devam edecek.
Gül'ün kapanış konuşmasıyla Değişim Liderleri Zirvesi, İstanbul Dünya Siyasi Forumu da ilk organizasyonunu tamamlamış olacak.
Burada sıkça dile getirilen bu toplantının her yıl devam etmesi. Değişim temalı toplantılar, dünyada sesi duyulanların ve karar mercilerinin de artık değişmesi gerektiğini sinyallerini veriyor.
Ve Türkiye, İstanbul'daki bu zirveyle kendi alternatif Davos'unu yaratarak, önemli bir adım atıyor.