Türkiye-İsrail aşkı papatya fallarına kaldı

Güncelleme Tarihi:

Türkiye-İsrail aşkı papatya fallarına kaldı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2009 13:28

Haaretz gazetesi yazarı Zvi Bar’el İsrail, Türkiye’ye açıkça uydu devlet muamelesi yapmamış olsaydı, Ankara’nın Arap ülkeleriyle İsrail’in arasında mükemmel bir aracı olabileceğini söyledi.

Haberin Devamı

Bar’el, “How do Turkey and Israel measure each other’s love?” isimli makalesinde ilişkileri papatya fallarına kalan Türkiye ve İsrail’in birbirlerine karşı hangi tavırlarının daha samimi olduğunu sorgululadı.

 

Türkiye bir yandan İsrail’i ortak tatbikatlardan dışlayıp, İsrail Güvenlik Kuvvetleri’nin yaptıklarını gösterdiği iddia edilen diziler yayınlarken, diğer yandan İsrail’den askeri ekipman ve istihbarat alanında işbirliği satın alıyor.

 

Aynı şekilde İsrail, Türkiye’yi Filistin sorunu ile ilgili her türlü diplomatik çabanın dışında tutmaya çalışırken, ABD’deki Yahudi lobisi özellikle Ermeni lobisinin propagandalarına karşı Türkiye’yi koruyor. İki ülkenin ilişkilerinde “çıkarlar ve stratejik ortaklık” tabirlerinin yerini “aşk ve nefret” sözleri alıyor.

Haberin Devamı

 

İsrail, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlü saldırıları ve “İslami İran-Suriye” şer ekseniyle arkadaş olmaktaki hızından dolayı kendini ihanete uğramış hissediyor. Türkiye de, en çok önem verdiği şeye yani bölge diplomasinin bir parçası olma isteğine İsrail’in hiç önem vermiyor oluşunu kabullenemiyor.

 

Bölgede İsrail’i gerçekten “seven” tek Müslüman ülke olan Türkiye, sürecin ortağı olmak istediği bir dönemde kendini gereksiz bir eşya gibi kenara atılmış hissediyor.

 

TÜRKİYE'DE İKİ FARKLI DEVLET VAR

Bar’el bu durumu İsrail’in gözünde Türkiye’nin iki farklı devletten oluşuyor olmasıyla açıkladı. Bir yanda askeri alanda ikiz kız kardeş Türkiye, diğer yanda siyasi alanda İslam’a meyilli, İran’ın ve Suriye’nin arkadaşı Türkiye. Dolayısıyla İsrail küstahça bir tavırla Türkiye’nin siyasetçilerini ciddiye almayı bırakıp askerleriyle ilişki kuruyor.

 

Diğer yandan İsrail yıllar boyunca fakir ve geri kalmış bir ülke olan Türkiye’nin Osmanlı geçmişinden ve ABD-İsrail ikilisiyle olan ilişkilerinden ötürü kabul edilmediği Ortadoğu’da, tek dostuna ihtiyacı olduğundan emindi. Bu yüzden bugün İsrail’de insanlar Türkiye’de bir şeylerin yanlış gittiğine inanıyor.

 

Haberin Devamı

Aniden İsrail’in yakın dostu olan ordu, hükümete ne yapmasını söylemeyi bıraktı ve işler tersine döndü. İsrailliler bir an bile Türk ordusunun da İsrail’den bıkmış olabileceğini aklına getirmiyor.

 

Ancak Bar’el Türkiye’de büyük bir değişiklik yaşandığını ve ülkenin uzun ve zorlu bir sürecin sonucunda daha demokratik bir ülkeye dönüştüğünü ifade etti. Bar’el, ordunun hala baskın olduğunu söyleyerken ancak sivil alanda çok daha az göz önüne çıktığını da belirtti.

 

Ekonomik sorunlarının büyük bir kısmıyla başa çıkan Türkiye ekonomi alanında bölgesel bir güç haline geliyor. Bölgesel stratejisini değiştiren ve özellikle Irak Savaşı’ndan sonra önemini artıran Türkiye, ABD için gerçek bir stratejik değer haline geliyor.

 

Haberin Devamı

TÜRKİYE ETKİLİ OLMAK İSTİYOR

Bar’el Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözlerini duyanların Türkiye’nin sadece Ortadoğu’da değil Kafkasya ve Asya’da da etkili bir oyuncu haline gelmek istediğini anlayabileceğini kaydetti.

 

Türkiye bunun için Afganistan savaşına müdahil oldu, Irak’la ekonomik bir işbirliği kurdu ve Mısır’a milyarlarca dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Türkiye’nin İran’la yıllık ticareti 9 milyar dolara, Suriye’yle yıllık ticareti de 1.5 milyar dolara ulaştı.


İkilem de buradan kaynaklanıyor. Türkiye İsrail’le yakın ilişkiler geliştirdiği için İran ya da Arap devletleri tarafından sertçe eleştirilmeyen tek Müslüman ülke. Dolayısıyla Bar’el İsrail Türkiye’ye açıkça uydu devlet muamelesi yapmamış olsaydı, Ankara’nın Arap ülkeleriyle İsrail’in arasında mükemmel bir aracı olabileceğini savundu.

Türkiye’nin de tamamen masum olmadığını belirten yazar İsrail’le aralarındaki ittifakın tam da bu sebepten kaynaklandığını ifade etti.

 

Haberin Devamı

Bar’el makalesinde, İran’dan sonra İsrail’in varlığını 1949 yılında resmen tanıyan ikinci Müslüman ülke olan Türkiye'nin ne İsrail’i tekmelediğini ne de duruşunu değiştirdiğini belirterek şu ifadelerle sonlandırdı,  "Türkiye sadece müttefikinin kendisini Türk halkı ve diğer müttefiklerinin huzurunda rezil etmemesini istiyor."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!