Güncelleme Tarihi:
KÜRESEL DÜZEYDE YAŞANAN BİR SORUNDUR
Ülkemizde kurda yaşanan kısmi dalgalanma kesinlikle Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle uyumlu değildir. Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 7.4 büyüyen halen bu düzeyde büyüme eğilimi sürdüren bir ülkedir. İhracatımız nisan ayı sonu itibariyle 161 milyar doları geçti. Yıl sonunda 170 milyar doları aşacak görünüyor. Turizmde 40 milyonun üzerinde turist, 30 milyar doların üzerinde turizm geliri beklediğimiz çok bereketli bir sezona adım attık. Bankalarımızı Amerika’daki Avrupa’daki muadil kuruluşlarının iki katı daha güçlü sermaye yeterlilik rasyosuna sahiptir. Kamu borçlarının yüzde 8.4 olan milli gelirimize oranı bakımından da gelişmiş ülkelerinin çoğunun önündeyiz. Böyle bir ortamda ülkemizde döviz kurunun yükselmesinin sebeplerini doğru tespit etmek gerekir. Her şeyden önce kurdaki dalgalanma sadece ülkemizle ilgili değildir. Küresel düzeyde yaşanan bir sorundur. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu dalgalanmayı daha derinden hissetmektedir. Ülkemizle ilgili uluslararası alanda eskiden beri var olan kimi olumsuz yaklaşımların etkisiyle bizim bu süreçten biraz daha fazla etkilendiğimiz de bir gerçektir.
ÜSTESİNDEN GELEMEYECEĞİMİZ SIKINTI YOK
15 Temmuz darbe girişimden terörle mücadele operasyonlarını sınır ötesi harekâtlarına kadar her konuda yalnız bırakılan ve haksız yere töhmet altına sokulan Türkiye benzer bir durumla karşı karşıyadır. Bir kez daha söylüyorum finans piyasalarındaki gelişmelerin ekonomimizin gerçekleriyle bir ilgisi yoktur.
Ortada üstesinden gelemeyeceğimiz bir sıkıntı da yoktur. Şahsım başta olmak üzere Başbakanımız ve ekonomi yönetimimizle birlikte gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ha ekonomi yönetimi içinde farklı düşünen arkadaşlarım da olabilir onu da açık söylüyorum. Milletimizi huzursuz etmeye yönelik dedikodulara kimse itibar etmesin. Şu hususun herkes tarafından bilinmesini istiyorum. Türkiye olarak makro finansal istikrarı önemsiyoruz. Seçimin hemen ardından enflasyonu indirmek ve cari açığı azaltmak için gereken tedbirleri bir defa kesinlikle çok daha farklı şekilde devreye sokacağız. Kısa vadede kurdaki dalgalanmanın önünü kesecek imkanlara da sahibiz. Altını çizmek istediğim bir başka konu şudur. Ekonomiyle ilgili farklı görüşlerin tartışılması başka bir şeydir, serbest piyasa kuralları ve kurumlarının işleyişi farklı bir şeydir. Türkiye serbest piyasa ekonomisi tüm kurallarıyla ve kurumlarıyla uygulayan bir ülkedir. Bugün olduğu gibi yeni yönetim sisteminde de para politikalarında küresel yönetişim ilkelerine bağlı olmayı sürdüreceğiz. Ama küresel yönetişim biçimlerinin ülkemizi bitirmesine müsaade etmeyeceğiz onu da açıkça söylüyorum. Özellikle mali disiplinin süreceğinden ve finansal istikrarın gereğinin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın.
AK PARTİ'NİN KADERİ TÜRKİYE’NİN KADERİYLE ÖZDEŞ
AK Parti’nin kaderiyle Türkiye’nin kaderi adeta özdeş hale gelmiştir. Bunun için Türkiye’ye saldıranların öncelikli hedefi AK Parti oluyor. Şu anda yapılan da şurada bir ay var. Türkiye’de AK Parti’yi nasıl sindiririz budur. Hatta Erdoğan’ı nasıl sindiririz budur. Sizlerden AK Parti’ye değil ülkenize milletimize, evlatlarınız geleceğine sahip çıkmanızı istiyorum.”
YERLİ PARANIZI DÖVİZE DEĞİŞMEYİN
“Ben tüm halkıma, vatandaşlarıma sesleniyorum. Lütfen kendi yerli paranızı dövize değişmeyin. Yerli paramızla hareket etmeye devam edelim. Millilik budur, yerlilik budur, vatanseverlik budur. Eğer buna sahip çıkarsak bilesiniz ki yarınlar bizim için çok daha farklı olacaktır. Bugüne kadar pek çok badireyi atlatmış olan Türkiye, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu meselenin de üstesinden gelecektir. AK Partili olmak öyle kolay değildir. Bu sıfatı taşımaya talip olduğumuzda vesayetle mücadeleye azmettik demektir. Bu sıfatı üstlendiğimizde bölgemizde PKK’sından FETÖ’süne DEAŞ’ına kadar ne kadar terör örgütü varsa hepsinin karşısına çıkmayı göze aldık demektir. Bu sıfatla dışarıya yöneldiğimizde ‘one minute’den başlayıp ‘dünya beşten büyüktür’ itirazına kadar bütün bunlar koca bir yükü üstlendik demektir. Bu sıfatla yola çıktığımızda Türkiye’yi cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların üç kat beş kat on kat fazla hizmetle tanıştırmaya ahdettik demektir. Bu sıfata bir defa sahip olduğumuzda durmak yok yola devam misali ülkeye ve millete hizmet yolculuğunuz hiç bitmeyecek demektir."