Türkiye Ermenilerinin gizli kalmış travması

Güncelleme Tarihi:

Türkiye Ermenilerinin gizli kalmış travması
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2009 00:00

Türkiye’de bazı torunlar, çocuklar bugünlerde anneannelerinin ya da babaannelerinin, büyükbabalarının, anne veya babalarının Müslüman olmadan önce başka bir dinin, başka bir etnik kökenin mensubu olduklarını öğreniyor.

Haberin Devamı

Neredeyse yüzyıla yaklaşan bir geçmişi aralayıp, bugüne kadar çocuklarına “Aslında biz birer Ermeniyiz evlat!” diyemeyenlerin travmalarını, bu “evlatlar” ortadan kaldırmaya çalışıyor. Travmalar aydınlandıkça ise 1915 olaylarının çok sonrasında bile; 50’li 60’lı yıllarda dahi, büyüklerinin din değiştirmek zorunda kaldıklarını öğreniyor. Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclis Başkanı Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Ermenileri’nin ve bugün Türkiye Ermenileri’nin dışında kalmış “Müslümanlaşmış Ermenilerin” yaşadığı travmayı zaman zaman gözleri de dolarak Hürriyet Pazar’a anlattı.

Cemaatinizin sözlü tarihinde “1915 Olayları” nasıl hatırlanıyor?
Biz o konulara hiç girmek istemiyoruz. Sayın Patriğimizin de dediği gibi bunu tarihçilere bırakın, halkı buna alet etmeyin. Bakın Ermenistan’dan gelenler burada hür bir şekilde çalışıyorlar. Ermenistan’a giderseniz birçok kişinin Türkçe konuştuğunu görürsünüz. Ama üzücü bir olay olmuştur. Bunu da kolay kolay insanların üzerinden atamazsınız.
İlk gençliğini Diyarbakır’da geçiren, Diyarbakırlı biri olarak “Müslüman Ermeniler” gerçekliğinin sizin hayatınızdaki yeri nedir?
1954’te Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde doğdum. İlkokul ve ortaokulu Diyarbakır’da okudum. Altı kardeştik; üç kız, üç erkek. Ailemin büyük bir bölümü hâlâ Diyarbakır’da. Benim kanlarım hâlâ orada; yeğenlerim, kuzenlerim... Anadolu’da ve Müslüman olarak yaşıyorlar. Bana “Dayı” diyorlar. Saygılarını gösteriyorlar, evimde kalıyorlar, ben evlerine gidip kalıyorum. Zamanında çok kişiler başkalarının baskısıyla din değiştirdiler. Eniştemi baskıyla Müslüman yaptılar, tabii ki ablam da mecburen Müslüman oldu. Şimdi Müslüman olarak yaşıyorlar. Ablam 70 yaşında. 1950’li yıllarda oluyor bunlar, yani 1915’e bağlanamaz tek başına.
Nasıl atlatılır bu travma?
Bu travma kolay kolay atlatılamaz. Bir gün insanlar cesaret bulup da kalkıp diyebilse ki “Kökenim budur” o zaman travma atlatılmış olur. 
Bu travmanın bir sonucu olarak da ailesinin etnik ve dini kökeninin peşine düşen, bu travmanın etkilerini hafifletmeye çalışan gençler var...
Kimse durup dururken asırlar boyu atalarının yaşadığı, kendisine de aktarmış olduğu bir inancı terk etmez. O nedenle gerçek bir imana dayalı olmayan ihtidalar (Müslüman olma), kişilerin yaşamında bir travmaya yol açar ve açmıştır da. İşte bu travmanın bir tezahürü olarak bu yaşam sırlarını nineler, dedeler bir şekilde, bazen son nefeslerinde torunlarıyla paylaşıyorlar.
Peki, biri gelse ve “Ailemin etnik kökenlerine ve haliyle de dinine geri görmek istiyorum” dese nasıl bir süreçle karşılaşır?
Her vatandaş nüfus dairesine müracaat edip dinini değiştirebilir. Hıristiyan dinine geçen kişi de Ermenidir demek değil. Bizde din ve Ermenilik ayrılmaz bir parçadır. Epeyce zaman alır. Altı aylık bir ders süresi var. Bu süre içinde de onun ne kadar köküne sadık olduğuna bakarız. Eğer onun köküne dönme konusundaki inatçılığını görürsek, Patrikhane’nin verdiği belgeyle nüfus dairesine gidip kimliğini hıristiyan olarak değiştirebilir. Akabinde vaftiz olup Ermeni kilisesinin bir üyesi olur. Burada belirtelim. Biz insanları etnik kökenine göre veya dini aidiyeti için değil, “Tanrı’nın suretinde yaratılmış oldukları için” seviyoruz.
İnsanların ailelerinin etnik ve dini köklerine dönmeleri Türkiye’nin toplumsal barışına yapacağı katkılar hakkında neler söylemek isterseniz?
Bunun toplumsal barışa büyük bir katkısı olacak. Ama öncelikle toplumların birbirlerine sevgi, saygı ve hoşgörüsüne bağlı. Başkasının dinine saygın yoksa kendi dinine de saygın yoktur.

Haberin Devamı

Paskalya’ya eşpatrikle girmek istiyoruz

Haberin Devamı

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ın rahatsızlığı nedeniyle “eşpatrik” seçeneğini yaşama geçirmeye çalışıyorsunuz. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?
Patrikliğimizin tarihi boyunca ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyoruz. Diğer patrikliklerde de böyle bir durum yaşanmamıştır. ‘Frontotemporal demans’ denilen hafıza kaybı, ilk defa bir din adamımızın başına geldi. Mutafyan rahatsızlığından dolayı görevini yapamadığından bu seçime gitmekteyiz. Eşpatriklikle ilgili bir tarih veremeyiz; ancak cemaatimize de söylediğimiz gibi seçim sürecini bu ay içinde başlatacağız. Önce yazılı olarak valilik makamı aracılığıyla devletimize başvuracağız, onların iznini bekleyeceğiz. Yılbaşına yetişeceğini tahmin etmiyorum, ancak Paskalya’ya yeni eşpatrikle girilmesini umut ediyoruz.

Haberin Devamı

Başbakan, Ermeni çocuklar için devrede

Geçtiğimiz hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’la bir görüşme gerçekleştirdiniz. Görüşmede öne çıkan konular nelerdi?
Ermenistan’dan Türkiye’ye gelen ailelerin çocukları sokaklarda oynuyor. Bu çocuklar sokakta kalmaya devam ederlerse topluma faydalı olamazlar. Bunların misafir talebe olarak okullara alınmasını istedik. En azından dil öğrensin, dinini öğrensin, eğitimini alsın ve insan olarak yetişsinler. Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ile görüşeceğini söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!