Güncelleme Tarihi:
Müzakereleri 2002 yılında başlayan Sözleşme, 13 Aralık 2006 tarihinde BM Genel Kurulu’nda oylamasız kabul edilmiş, müzakereler sırasında Türkiye konuya aktif olarak destek vermişti. Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, bugün dünya nüfusunun yüzde 10’nu oluşturan engellileri korumayı amaçlıyor. BM istatistiklerine göre, 650 milyon kişi fiziksel ya da zihinsel bir engelle yaşıyor. Sözleşmeye taraf olan ülkeler, fiziksel ve zihinsel engelle yaşayan vatandaşlarının insan haklarından eşit ve tam şekilde yararlanabileceğini, engellilere yönelik ayrımcılığa son verileceğini ve engellilere hayatın her veçhesine eşit katılım imkanı sağlayacağını taahhüt ediyor.
Engelli Hakları Sözleşmesi 50 maddeden oluşurken eğitim, sağlık, istihdam, siyasi ve kamusal hayata katılım gibi çeşitli başlıklar altında engellilerin haklarını ve taraf devletlerin yükümlülüklerini düzenliyor. Taraf devletler, engellileri yasa önünde eşit koruyacağını ve en önemlisi günlük hayatta bireye birisine bağımlı olmadan yaşam şartlarını sağlayacağını taahhüt ediyor.
Sözleşmenin uygulanmasını denetlemek üzere, ilk aşamada 12 kişiden oluşacak bir komite kurulacak ve Türkiye diğer taraf ülkeler gibi söz konusu komiteye dönemsel raporlar sunmakla yükümlü olacak.
Sözleşme 30 ülkenin parlamentosu tarafından onaylandığı zaman yürürlüğe girecek. Bazı gözlemciler Türkiye’nin yüksek işsizlik, eğitim sistemindeki eksiklikler, kentsel alt yapı bozuklukları gibi temel bazı konularda yetersizliklerinden dolayı BM Sözleşmesini hemen hayata geçirmesinin zor olduğunu savunuyor.
Özellikle sözleşmenin engellilere hayatın her veçhesine eşit katılım imkanı sağlanacağı yönündeki maddesinin Türkiye’de uygulanabilir hale gelmesi için çok köklü değişiklikler yapılması gerektiği belirtiliyor.
Amerika’nın Sesi Radyosu, bazı gözlemcilerin sorunların farkında olduklarını, ancak Türkiye’nin sözleşmeye taraf olmasının bile kısa ve uzun dönemde olumlu sonuçlarının olacağını belirttiğini bildirdi.
Bu arada Birleşmiş Milletler’de önemli bir başka karar da İnsan Hakları Konseyi tarafından alındı. Konsey, İslam dinine hakaretin tüm dünyada yasaklanması çağrısında bulunulan bir kararı kabul etti. Konseyde, İslam Konferansı Örgütü’nün sunduğu, "İslamı, terörizm, şiddet ve insan hakları ihlalleriyle tanımlama girişimlerinden derin endişe duyulduğunun dile getirildiği" karar tasarısı 14’e karşı 24 oyla kabul gördü.
Toplam 47 üyeli konseyin 9 üyesinin çekimser kaldığı oylamada, Avrupa ülkeleriyle Müslüman olmayan diğer bazı ülkeler karşı oy kullandı. Kararda, İslam dışında başka dinler zikredilmedi, ancak “Herhangi bir dine ya da dinin mensuplarına karşı hakaret, kin, husumet ve şiddet içeren ırkçı ve yabancı düşmanı düşüncelerin yayılmasının yasaklanması için kararlı adımlar atılması” çağrısında bulunuldu.
Avrupa ülkeleri dışında karara karşı çıkan diğer ülkelerin Kanada, Japonya ve Güney Kore olduğu, çekimser kalan ülkeler arasındaysa Gana, Hindistan, Nijerya, Zambiya ve bazı Latin Amerika ülkelerinin bulunduğu kaydedildi.
BM İnsan Hakları Komisyonunun yerine kurulan konseyin 47 üyesinden 17’sini Müslüman ülkeler oluşturuyor.
Konseyde bu kararın çıkması için ilk girişim, Eylül 2005’te bir Danimarka gazetesinde İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin yayımlanması üzerine başlatılmıştı.