Türkiye BM'nin raporundan memnun
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2010 01:36
Türkiye, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren konvoya saldırısıyla ilgili olarak veri toplamak ve gerçekleri tespit etmekle görevlendirilen BM İnsan Hakları Konseyi (İHK) heyetinin raporundan memnun olduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 31 Mayısta Gazze'ye insani yardım konvoyuna karşı uluslararası sularda düzenlediği, sekiz Türk ve bir ABD vatandaşının ölümüyle sonuçlanan saldırıyı ve sonuçlarını incelemek üzere BM İnsan Hakları Konseyinin veri toplamak ve gerçekleri tespit etmek üzere 2 Haziranda heyet kurduğu, heyetin 22-29 Ağustos tarihlerinde Türkiye'yi ziyaret ettiği hatırlatıldı.
Veri toplama heyetinin raporunu 22 Eylülde İHK'ye sunmuş olmasından memnuniyet duyulduğu vurgulanan açıklamada, tanık ifadeleri, otopsi raporları ve uzman görüşlerine dayanan raporun, kapsamlı ve detaylı bir çalışmanın ürünü olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, raporun bu haliyle uluslararası toplumun 1 Haziran tarihli BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasında da ifadesini bulan, uluslararası standartlara uygun, süratli, tarafsız, muteber ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi beklentisinin karşılanmasına da katkıda bulunabilecek nitelikte olduğu ifade edildi.
Açıklamada, raporun temel tespitlerinin, Türkiye'nin Ulusal Araştırma ve İnceleme Komisyonu'nca hazırlanarak 1 Eylülde BM Soruşturma Paneli'ne sunulan ulusal raporunun bulgu ve değerlendirmeleri ile örtüştüğünün altı çizildi.
Veri toplama heyeti raporunun, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın yasa dışı olduğunu, bu nedenle İsrail'in konvoya uluslararası sularda yaptığı müdahalenin de bariz biçimde yasa dışı olduğunu gösterdiği belirtildi. Açıklamada, rapordaki İsrail askerlerinin orantısız, gereksiz ve inanılması güç bir düzeyde şiddete başvurduğu, müdahalenin insan hakları hukuku ve insancıl hukuk kurallarını ağır biçimde ihlal ettiği, İsrail'in ulusal düzeyde başlattığı soruşturmaların inandırıcılıktan uzak olduğu yönündeki tespitlerin önemle not edildiği kaydedildi.
Rapor vesilesiyle İsrail kamuoyunun belki de ilk kez, İsrail güvenlik güçlerinin konvoy mensuplarına, gemide ve gözaltında bulundukları sırada uyguladığı şiddet ve insanlık dışı muamele hakkında tarafsız bir kaynaktan bilgi edindiği belirtilen açıklamada, İsrail makamlarının rapordan gerekli sonucu çıkarmalarının, sorumluluğu kabullenerek özür dilemelerinin, yaralılara, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve müdahale sırasında parasına ve şahsi eşyalarına el konulan yolculara tazminat ödeme yoluna gitmelerinin beklendiği hatırlatıldı.
Açıklamada, bundan sonraki safhada BM İHK'nin, veri toplama heyetinin raporunu gereken şekilde değerlendirip takip etmesinde, ayrıca BM Soruşturma Paneli'nin de BM çatısı altında uluslararası standartlara uygun ve tarafsız şekilde hazırlanan bu raporu çalışmalarında dikkatle değerlendirmesinde yarar görüldüğü kaydedildi.
Veri toplama heyetinin raporunu 22 Eylülde İHK'ye sunmuş olmasından memnuniyet duyulduğu vurgulanan açıklamada, tanık ifadeleri, otopsi raporları ve uzman görüşlerine dayanan raporun, kapsamlı ve detaylı bir çalışmanın ürünü olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, raporun bu haliyle uluslararası toplumun 1 Haziran tarihli BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasında da ifadesini bulan, uluslararası standartlara uygun, süratli, tarafsız, muteber ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi beklentisinin karşılanmasına da katkıda bulunabilecek nitelikte olduğu ifade edildi.
Açıklamada, raporun temel tespitlerinin, Türkiye'nin Ulusal Araştırma ve İnceleme Komisyonu'nca hazırlanarak 1 Eylülde BM Soruşturma Paneli'ne sunulan ulusal raporunun bulgu ve değerlendirmeleri ile örtüştüğünün altı çizildi.
Veri toplama heyeti raporunun, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın yasa dışı olduğunu, bu nedenle İsrail'in konvoya uluslararası sularda yaptığı müdahalenin de bariz biçimde yasa dışı olduğunu gösterdiği belirtildi. Açıklamada, rapordaki İsrail askerlerinin orantısız, gereksiz ve inanılması güç bir düzeyde şiddete başvurduğu, müdahalenin insan hakları hukuku ve insancıl hukuk kurallarını ağır biçimde ihlal ettiği, İsrail'in ulusal düzeyde başlattığı soruşturmaların inandırıcılıktan uzak olduğu yönündeki tespitlerin önemle not edildiği kaydedildi.
Rapor vesilesiyle İsrail kamuoyunun belki de ilk kez, İsrail güvenlik güçlerinin konvoy mensuplarına, gemide ve gözaltında bulundukları sırada uyguladığı şiddet ve insanlık dışı muamele hakkında tarafsız bir kaynaktan bilgi edindiği belirtilen açıklamada, İsrail makamlarının rapordan gerekli sonucu çıkarmalarının, sorumluluğu kabullenerek özür dilemelerinin, yaralılara, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve müdahale sırasında parasına ve şahsi eşyalarına el konulan yolculara tazminat ödeme yoluna gitmelerinin beklendiği hatırlatıldı.
Açıklamada, bundan sonraki safhada BM İHK'nin, veri toplama heyetinin raporunu gereken şekilde değerlendirip takip etmesinde, ayrıca BM Soruşturma Paneli'nin de BM çatısı altında uluslararası standartlara uygun ve tarafsız şekilde hazırlanan bu raporu çalışmalarında dikkatle değerlendirmesinde yarar görüldüğü kaydedildi.