Güncelleme Tarihi:
Dünyadaki Türkiye algısının değiştiğini ortaya koyan bu sözler, Erda Gerçek’e ait. Yurtdışında 20 yıl kalan ve Citigroup’ta fon yöneticiliği yaptıktan sonra Türkiye'ye dönen Gerçek, şu anda Bilgi Üniversitesi ile İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde ders veriyor.
Gerçek, aynı zamanda 73 milyonluk nüfusunun dörtte birinden fazlası 15 yaşından küçük Türkiye’nin demografisinin yüksek büyüme oranlarını destekleyecek düzeyde olduğuna dikkat çekerek, “Daha fazla verim alınabilecek sanayi kollarında çalıştırılabilecek genç çalışan potansiyeli yüksek” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, Türkiye yıllık ortalama yüzde 4.4 oranında büyüdü. 2009’un son çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH), geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 oranında arttı. Hükümet, bu artışla, Türkiye G20 ülkeleri arasında sadece Çin’in gerisinde kaldığını açıkladı.
Goldman Sachs ekonomistlerinden Ahmet Akarlı da 2008 yılında müşterilerine gönderdiği bir raporda, 620 milyarlık ekonomiye sahip olan Türkiye’nin 2050 yılına kadar Almanya’yı geride bırakıp, İngiltere ve Rusya’dan sonra Avrupa’nın en güçlü ekonomisi olacağını ifade etmişti.
Şirketin baş ekonomisti Jim O’Neill de Türkiye’yi 2005 yılında yayımlanan çalışmasında Türkiye’yi ileride dünya lideri olabilecek gelişmekte olan ülkeler listesinde eklemişti.
IMF’DEN KOPUŞ
Daha önceki zamanlar IMF ile görüşmelerde yaşanan en ufak bir pürüz, yatırımcıların ellerindeki Türk hisselerini satmalarına neden olurdu. Örneğin 2005 yılında, 10 milyar dolarlık IMF kredisinin, yasal düzenlemeler yüzünden ertelenebileceğine yönelik söylentiler, Türk lirasının dolar karşısında yüzde 2.6 oranında değer kaybetmesine neden olmuştu.
Yatırımcılar şimdi ise krizden tek başına çıkacak kadar güçlü bir ekonomiye sahip bir ekonomiye sahip olduklarıunı söyleyen Erdoğan’ın haklı olduğunu düşünüyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), geçen 12 ayda dolar bazında yüzde 130’luk değer kazandı ve Morgan Stanley Capital International’ın gösterge gelişmekte olan ülkeler endeksinin getirisini nerdeyse ikiye katladı.
IMF ile görüşmelerin sona erdiği 10 Mart’tan bu yana yüzde IMKB’de yüzde 10’luk bir artış görüldü.
LİRADA İSTİKRAR DEVAM EDİYOR
Türkiye’de enflasyon oranının düşük olması, tahvil getirilerini düşürürken, Türkiye Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yüzde 6.5 gibi rekor seviyede düşük bir orana indirmesi yüzünden dolar/lira paritesinde 1.5 seviyesi 2008 yılı Ekim ayından bu yana korunuyor.
Bununla birlikte, Türk tahvillerini sigortalama maliyeti (CDS) geçen 12 ayda ucuzladı. Geçen yıl 360 puan olan maliyet bu yıl 165 puana geriledi.
Türkiye ekonomisindeki iyileşme uzun zamandır rakip olan Yunanistan’a da yaradı. Ülkenin en büyük bankası National Bank of Greece, İstanbul’daki birimi Finansbank AŞ.’den yüzde 46 oranında net gelir elde etti.
ŞİRKETLERİN KREDİ OLANAĞI
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın faizleri indirmesinin ardından, İş Bankası, New York merkezli banka Citigroup’un yüzde 20’lik hissesine sahip olduğu Akbank da dahil olmak üzere Türkiye’de bankaların faiz oranlarını düşük tutması yüzünden Türk şirketlerin son zamanların en ucuz kredilerini alıyor.
Tüketici fiyatları geçen Ekim ayına kadar geçen 12 aylık süreçte yüzde 5.1 yükselse de son kırk yılın en düşük seviyesinde kalmaya devam ediyor.
Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, Türkiye’nin Almanya’yı geride bırakmak önünde çok uzun bir yol var. Alman ekonomisinin 2009’daki toplam büyüklüğü 3.6 trilyon dolardı. Bu rakam Türkiye ekonomisini nerdeyse beşe katlıyor. Almanya’da işsizlik yüzde 8 ile Türkiye’dekinin yarısına denk geliyor. Aynı zamanda Almanya’da her yıl 1 milyon genç iş gücüne katılıyor.