Türkçe ÅŸarkı söylemek lazım

Güncelleme Tarihi:

Türkçe şarkı söylemek lazım
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 07, 2002 00:00

Yıl 1965. Hürriyet, o zamanki Umum NeÅŸriyat Müdürü Necati Zincirkıran'ın önayak olmasıyla altından kalkılması zor bir iÅŸe giriÅŸiyor ve Altın Mikrofon Müzik Yarışması düzenliyor. Aranjmanın hüküm sürdüğü devirde sadece Türkçe sözlü müziÄŸe dev bir organizasyon. Aralarında yine çok ünlü isimlerin bulunduÄŸu bir jürinin ön elemesinden geçmiÅŸ bu gençler, üç büyük ÅŸehrin yanı sıra Adana, Bursa, Samsun, Konya ve Diyarbakır gibi ÅŸehirlerde canlı performans sergiliyor. Dereceye girenlerse halk oyuyla belirleniyor. Konserlerin sunuculuÄŸunu Fecri EbcioÄŸlu ve Orhan Boran üstleniyor. Verilen para ödüllerinden daha önemlisi finale kalan yarışmacıların plaklarının yapılması. Ä°ÅŸte bu yarışmaların ünlü isimlerinin parçalarından oluÅŸan ‘‘Altın Mikrofon’’ albüm seti (1965-66-67 ve 68 yıllarında yarışmalarda derece alan 56 ÅŸarkı 100 sayfalık bir kitapçıkla birlikte) gelecek hafta müzik marketlerde satışa çıkacak. Altın Mikrofon'a ÅŸarkı söyleyenler arasında Cem Karaca, Cahit Berkay, MoÄŸollar, Yıldırım Gürses, Ferdi ÖzbeÄŸen, Ä°lham Gencer, Rana-Selçuk Alagöz ve T.P.A.O Batman Orkestrası gibi isimler var. Ä°ÅŸte bu isimlerden bazıları albüm vesilesiyle hafızalarını tazeledi.CEM KARACA (1967, 2.)O yarışma önümüzdeki seçimlerden bile çok daha legal yapıdaydı21-22 yaşında askerlik yaparken Saatli Maarif Takvimi'nin arkasında 19. yüzyıl içinde yaÅŸamış Erzurumlu Aşık Emrah'ın ÅŸiirini gördüm ve vuruldum. O ÅŸiiri besteledim, Cem Karaca ve ApaÅŸlar olarak ‘Emrah’ adlı bu besteyle 1967 yılının Altın Mikrofon Yarışması'na katıldık ve ikinci olduk. Emrah adıyla yaptığımız 45'lik çok tuttu, dokuz sene sonra doÄŸan oÄŸlumun adını da Emrah koydum. Tabii her besteye çocuk yapsaydım ÅŸimdi Lüksemburg ordusu kadar çocuÄŸum olurdu. O yarışma önümüzdeki günlerde gerçekleÅŸecek seçimlerden bile çok daha legal bir yapıdaydı, her ÅŸey çok açık seçik halk oyuyla seçiliyordu. MüziÄŸimize ivme kazandıran böyle bir yarışmanın yeniden canlandırılmasını çok isterdim.CAHÄ°T BERKAY (3 yıl finalist)MüziÄŸi meslek olarak seçmeme neden olduYarışmaya 1966-1967'de Selçuk Alagöz Orkestrası, 1968'te MoÄŸollar ile katıldım ve hepsinde finale kaldım. 19 yaşındaydım. Bu yarışma müziÄŸi meslek olarak seçmeme neden oldu. Zaten çocukluktan beri türkülere sevgim vardı, çok sevdiÄŸim bir türü profesyonel müzik dünyamda kullanmamın yolunu açtı bu yarışma ve MoÄŸollar'ın kuruluÅŸuna da çok büyük katkıda bulundu. Yarışmada Türkçe sözlü müzik yapma ÅŸartı vardı ve Ä°stanbul, Ankara ve Ä°zmir gibi büyük ÅŸehirlerde yeni yeni oluÅŸmaya baÅŸlayan gruplar yarışma adı altında Anadolu turnesine çıkıyorduk. O turnelerde seyirciyle gruplar arasında olaÄŸanüstü bir iletiÅŸim oldu ayrıca o vakte kadar müzik gruplarının bir turne yapma özelliÄŸi yoktu.UFUK IÅžIKLAR (DMC Genel Müdür Yardımcısı)EÄŸlenceden çok kültür hizmetiGelecek nesillere devredilecek bu arÅŸiv çalışmasını Dost Müzik ile iÅŸbirliÄŸi yaparak yayımlıyoruz. Hürriyet vakti zamanında bu ÅŸarkıları 45'lik olarak yayımlamış. Sanatçılar arasında hayatta olmayanlar, çok zor ulaşılanlar, dağılan gruplar vardı. Bunları teker teker bulup onaylarını almak çok zor oldu. Ä°nsanlar hala hayattayken bu iÅŸi yapmak daha önemli, varisleriyle bu iÅŸ daha zor olabilirdi. Albümde çoÄŸumuzun yakından tanıdığı, birkaç kez cover'ı yapılan parçalar da var. Kayıtlar temizlendi, cızırtılar giderildi, ÅŸarkılar müzikal olarak desteklendi ama ÅŸarkıları CD'den dinleyince daha iyi sonuç veriyor.'GÖKAY ÖZKAN (Dost Müzik)Bulmak için dedektif gibi izlerini sürdükBu proje Radyo D'den Hakan Eren ile konuÅŸurken çıktı, kendisi aynı zamanda albümün müzik direktörü. Albümü hazırlamak için çoÄŸunluÄŸu 60 yaşın üzerinde olan seksen kiÅŸiye tek tek ulaÅŸtık, iÅŸin en zor kısmı buydu. ÇoÄŸu müziÄŸi bırakmış farklı iÅŸler yapıyor, mesela bir Ali Atasagun var, ÅŸimdi Cenajans'ın Genel Müdürü. Yaklaşık sekiz-on ay sadece sanatçıların detektif gibi izini sürdük. UlaÅŸtığımız herkes projeyi sevinçle karşıladı, aÄŸlayanlar filan oldu ve çoÄŸu bize çok yardımcı da oldu. Mesela Batman Orkestrası Ä°stanbul'dan gidip Rafineri'de çalışan teknisyen çocuklardan oluÅŸuyor, ÅŸu an hepsi yetmiÅŸ yaşın üstünde, baÅŸka ÅŸehirlere dağılmışlar. Bir tanesini arıyorsun, torunu ‘dedem evde yok’ diyor, baÅŸka bir tanesi kanserdi ‘Beni bu iÅŸlerle uÄŸraÅŸtırma’ dedi, arkadaÅŸları onu ikna etti sonunda ve muvaffakatnameyi imzaladı. Kanat Gür'ü bin bir zahmetle Ä°sviçre-Almanya sınırında bir bar iÅŸletirken bulduk.NAÄ°M DÄ°LMENER (Müzik yazarı)O dönem bir altın çaÄŸ yaÅŸanmış ve yaÅŸatılmışGazete yükselmekte olan pop dalgasını görmüş ve bu dalganın bizden renkler taşımasına katkıda bulunmak için kolları sıvamıştır. Böyle diyor albümün kitapçık metinlerini de yazan Naim Dilmener.Hürriyet'in önderliÄŸinde düzenlenen Altın Mikrofon yarışmasında ‘bizden olan’ önemseniyor, öne çıkarılmaya çalışılıyordu. 78 kiÅŸinin baÅŸvurduÄŸu ilk yıl ‘GençliÄŸe Veda’ ÅŸarkısıyla Yıldırım Gürses birinci, ‘Helvacı Helva’ ile Mavi Işıklar ikinci, ‘Kaşık Havası’ ile Silüetler üçüncü oldu. O dönem Türk Popu'nda bir altın çaÄŸ yaÅŸanmış ve yaÅŸatılmıştır. Türk Popu, bu yarışmanın desteÄŸiyle belki de alınması yıllar sürecek uzun bir mesafeyi Hürriyet'in Altın Mikrofon'u ile almış, geniÅŸ yığınlara sesini bu yarışmayla duyurabilmiÅŸtir. Belki artık bu yarışmayı yapmanın bir gereÄŸi kalmamıştır ama zaten maksat Türk Popu'na destek vermek olmuÅŸtu, bu da büyük bir baÅŸarıyla yapılmıştır. Hatta gelinen nokta maksadı bile aÅŸmıştır denilebilir. Aynı mekanda aynı ÅŸarkılarRANA ALAGÖZ (1967, 3.)Beni minübüse bindiriyorlardıYarışmanın üçüncü yılında dereceye giren orkestralar aynı isimle ve aynı elemanlarla yarışamaz diye bir kural konuldu. O zamana kadar gruba misafir solist olarak eÅŸlik ediyordum, bu sefer benim adımla katıldık yarışmaya. ‘Konya Kabağı’ adlı türküyü söylemiÅŸtik ve yine üçüncü olduk. DiÄŸer yarışmacılar otobüsle turneye çıkarken ben tek kadın olduÄŸum için minibüsle dolaşıyordum. Otobüstekiler çok eÄŸleniyordu, gırgır ÅŸamata, onların yanına gitmek istiyordum ama gidemiyordum.SELÇUK ALAGÖZ (1966, 3.)Hayatım deÄŸiÅŸtiAlman Lisesi'nde okurken flüt çalıyordum. Erol Büyükburç beni grubuna aldı ve Yurdaer DoÄŸulu ile birlikte profesyonel oldum. Birkaç ay sonra da yanıma küçük kardeÅŸim Ali'yi de alıp amatör bir grup kurdum ve ilk yarışmaya katıldım. ‘Kemerin Naftaları’ adlı parçayla finale kaldık. Yarışma bittikten sonra Hürriyet Gazetesi bütün müzisyenleri topladı. Prova filan yapmadan bir seferde kayıt yaptık ve o yarışmadan yedi tane 45'lik çıktı. Türkiye'de bir dolu yerde konser verdik. Ä°kinci sene daha sonra MoÄŸollar'a geçen Engin YörükoÄŸlu ve Cahit Berkay'dan oluÅŸan grubumla yarışmaya katıldım, o zaman ikisinin de adı pek duyulmamıştı. Bu sefer de üçüncü olduk. Ben 37 yıllık müzik hayatımı Hürriyet Gazetesi'ne borçluyum çünkü Almanya'da burs kazanıp iktisat okuyacak biriyken müzisyen oldum. Hayatım deÄŸiÅŸti, dünyayı dolaÅŸtım, iki yıl içinde altı tane 45'lik yaptık. Yarışma sırasında ÅŸov yapmak, hareket etmek yasaktı, stüdyoda söyler gibi ÅŸarkı söylüyorduk. Seyirciler de biletlerine beÄŸendikleri grubun ismini yazıp kutulara atıyordu. Her ÅŸehrin en büyük ve en güzel salonunda konser veriyorduk, biletler de hemen karaborsaya düşüyordu.FERDÄ° ÖZBEÄžEN (1965, 2.)Bana Allah'ın bir lütfudur bu yarışma23 yaşındaydım ve çocukluÄŸumdan beri piyano dersi alıyordum. Müzisyen arkadaÅŸlarla araÅŸtırdık ve ‘Sandığımı Açamadım’ türküsünü Batılı bir anlayışla düzenledik. Bu yarışma benim için çok önemlidir çünkü müzik yaÅŸantımı baÅŸlattı. Benim için Allah'ın bir lütfudur o yarışma. Ä°zmir'den Ä°stanbul'a gelmiÅŸ kimsenin pek tanımadığı bir sanaçıyken ünlü oldum, Ferdi ÖzbeÄŸen adını bu yarışma yarattı. Ayrıca Türk Pop MüziÄŸi için de çok önemli bir adımdır. Ä°lk kez o yarışma sayesinde folklorümüz popüler müzikte kullanılmaya baÅŸlandı. Yarışmayla ilgili unutamadığım bir anım var: Ankara'daki konsere giderken THY'nin üç tane Dakota uçağına doluÅŸtuk, uçaklar yan yana gidiyordu, hatta uçak penceresinden birbirimizle ÅŸakalaşıyorduk filan. Uçak inerken fark ettik ki soÄŸuktan uçağın motorlarından biri donmuÅŸ ve durmuÅŸ. Ama herkes o kadar eÄŸleniyordu ki kimse tek motorla yan yatarak indiÄŸimizi anlamadı.JÃœRÄ° ÃœYELERÄ° ALTIN MÄ°KROFON YARIÅžMASI’NI ANLATIYORMTV'vari bir buluÅŸBendeki müzik aÅŸkını da Altın Mikrofon'un kışkırtığını söyleyebilirim. Türkiye'de ilk defa müzikte MTV'vari bir buluÅŸla bir yarışma baÅŸlattı Necati Zincirkıran. Toplumun buna ihtiyacı vardı ve insanları yüreklendirdi. Bütün yarışmaların amacı insan üretmektir. Güzellik yarışmaları moda, sinema, TV için insan çıkarır, bu yarışma da müzisyen yarattı. Yarışma olmasa da bu insanlar çıkardı ama o süreç uzardı. Biz Eurovision'u yıllar boyunca Avrupa Türkiye'ye karşı diye aldık ama böyle bir ÅŸey yoktu, plak sanayiinin bir yarışmasıydı bu. Bu tip bir yarışma düzenlemenin öneminin farkına ilk kez Hürriyet vardı. Bu yarışma olaydı olayNecati Zincirkıran bir çığır açtı bu yarışmayla ve jüri çok seçkin isimlerden oluÅŸuyordu. O zamanlar sadece radyo dinleniyordu ve radyo Batı'ya açılan bir pencere gibiydi, müzik de biraz dar yaÅŸanıyordu. Bugünkülere anlatmak çok zor, o zamanlar böyle bir stil yoktu, böyle bir müzik yoktu. Türk popüler müziÄŸi diye bir ÅŸey yoktu. Bu yarışmadan önce bu nitelikte bir yarışma da yoktu, sadece Caddebostan ve Suadiye plajlarında münferit yarışmalar yapılırdı ama onlar pek ciddiye alınmazdı. Ä°lk kez bu yarışma insanlarda büyük bir heyecan yarattı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!