"Türkçe Kur'ân okunmaz"

Güncelleme Tarihi:

Türkçe Kurân okunmaz
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 14, 2008 16:07

Bugün Gazetesi yazarı Mehmet Paksu'nun bugünkü yazısı 'Türkçe Kur'ân okunur mu?' tartışmaları da beraberinde getirdi. İşte o tartışma yaratan o yazı:

Haberin Devamı

Kur'an Türkçe harflerle okunabilir mi?     Â

 

“Hocam, ben Kur'ân'ı Arap harfleriyle okuyamıyorum, Türkçe harflerle yazılmış olan Kur'ân okuyabilir miyim, bir sakıncası var mıdır?"

 

 

Kur'ân'ın mânâsı nasıl Allah'tan gelmiÅŸse, lâfzı ve yazılışı da Ä°lâhîdir. "Kur'ân" dendiÄŸi zaman hem onun Arapça olarak okunan lâfzı ve kelimeleri hem anlaşılan mânâsı akla gelir ve gerçekte de öyledir. Bu iki noktayı birbirinden ayırmak, farklı deÄŸerlendirmek mümkün olmaz. Kur'ân ancak kendi dili üzerine okunabileceÄŸi için, sadece o dilin kendi harfleriyle yazılır, o harflerle doÄŸru olarak okunur. Â

Çünkü Peygamberimiz bizzat kendisi Kur'ân-ı Kerîm'i indiği dil üzere okuduğu gibi, Sahabe de elleriyle yazarak çoğaltmış, o dille okumuştur. Daha sonra bu zamana kadar gelen milyarlarca Müslüman hangi dili konuşursa konuşsun, kullandığı alfabe hangi alfabe olursa olsun hep Kur'ân'ı Arapça olarak okumuşlardır. İslâm âlimlerinin de ortak görüşü, Kur'ân'ın başka dille yazılamayacağı ve okunamayacağı şeklindedir.

Zaten Kur'ân'ı başka bir dille yazmak mümkün olmadığı gibi, doğru olarak okumak da mümkün değildir. Çünkü Kur'ân harflerinin kendisine has özellikleri vardır.

Bu harflerin birçoğunun karşılığı ve okunuş şekli başka dilin alfabesinde mevcut değildir. Söyleniş bakımından birbirine benzeyen harfler olsa da, mahreçleri (ağızdan çıkış yerleri) yönüyle farklıdır. Meselâ, Arapça için "lügat-ı dad" denir; yani Fâtiha Sûresi'nin sonundaki "veleddâllîn" deki "dad" harfi hiçbir dilde yoktur. Bu harfin bulunduğu bir kelimeyi başka bir dilin ifade etmesi mümkün değildir.

Meselâ Türkçe'de sadece "h" harfi yerine Arapça'da üç çeşit "h" vardır. Noktasız "ha", noktalı, hırıltılı "ha" ve "he". Noktalı harfle yazılan "halaka" kelimesi "yarattı" mânâsına gelir. Fakat bu kelime noktasız "ha" ile yazıldığı ve okunduğu zaman "tıraş etti" mânâsındadır. Yine Kur'ân harflerinin içinde üç çeşit "ze" vardır. Biri ince "ze", biri peltek "zel", diğeri de "zı"dır. Türkçe'deki "s" yerine üç harf bulunur. "sin, sad" ve "peltek se". Arapça'ya has bir harf vardır ki, o da "ayın" olarak okunan harftir. Bu harf başka dilde pek bulunmamaktadır.

Şimdi Kur'ân harflerini bilmeyen bir Türk, yukarıdaki harfler Türkçe ile yazıldığı zaman nasıl okuyacaktır? Bu harfleri çıkaramadığı gibi, okuduğu kelime ve âyetler de birer Kur'ân kelimesi ve âyeti olmaktan uzak olmaz mı? Bu arada şu hususu da hatırlatmakta fayda vardır:

Kur'ân-ı Kerîm'in yazılışında, kelimelerinin dizilişinde, yazı karakterinde, bilhassa "Allah" lâfızlarında olduğu gibi bazı kelimelerin alt alta gelmesiyle meydana gelen dizilişte bile Kur'ân'ın mûcizeliği, Allah kelâmı olduğu, Kur'ân okumasını bilmeyen ve "gözlü tabaka" olarak belirtilen ümmi kimselere bile görünür. Diğer taraftan Kur'ân-ı Kerîm'i yalnız okumak ve dinlemek değil, sadece yazısına bakarak zevk almak da mümkün olduğundan yüzüne bakmak bile ibadettir. İşte Lâtin asıllı Türk harfleriyle yazılmış olan "Kur'ân"ı daha bunlar gibi sakıncalardan dolayı okumak doğru olmaz.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!