Güncelleme Tarihi:
Yunanistan'ın Pire Limanı'nda Yunan bandıralı 'El Venizelos' isimli gemi, yolcu ve mürettebatta koronavirüs tespit edilmesi nedeniyle 3 Nisan'da karantinaya alındı. 'Covid-19' testi pozitif çıkan mürettebat ve yolcular, gemide tedavi edilirken, negatif çıkanlar ise Atina'daki farklı otellerde 14 gün süreyle karantinaya alındı. 14 günlük karantina süreleri tamamlanan 160 kişilik grup, Atina'dan Türkiye'ye getirildi. 17 Nisan'da otobüslerle Türkiye'ye getirilenler; Edirne, Tekirdağ ve Çanakkale'de KYK yurtlarında 14 günlük karantina süresini tamamladı. Aydınlı olan 15 kişiden 13'i evlerine dönerken, 2 kişinin ise Edirne'deki bir hastanede tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Yaşanan 58 günlük zor süreci anlatan Sinan Tunç, "15 arkadaşımla birlikte İspanya'ya çalışmak için yola çıktık. Oraya gittiğimiz koronavirüs nedeniyle olağanüstü durum olduğu için bizi geri çevirdiler. Türkiye'ye döndük. Burada da bize kabul edemediklerini söylediler. Yunanistan Pire Limanı'ndan tahliye olacaktık ama orada yaşanan bir vakadan dolayı izin verilmedi. Orada gemide beklerken, bir olan vaka Yunan basından öğrendiğimize göre 120'ye çıktı. Bu 120 kişiden 65'i Türk'tü. Bunun içinde ben de vardım. Ondan sonra bizim için daha zor bir süreç başladı. Kendi imkanlarımızla ailelerimize ve yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Bu da sonuç verdi. Gemide karantinada bekletildik. Bu süre bittikten sonra Türkiye'ye döndük. Türkiye'de 14 günlük karantina sürecinde 2 gün ben de hastanede kaldım. 4 Nisan'da buradaki karantina sürecimiz de doldu. Eve döndük. Sürecin böyle bitmesi bizi mutlu etti. Ailelerimize de kavuştuk" dedi.
"HASTALIĞI DEĞİL, İNSANLARI İZOLE ETMEYE ÇALIŞTILAR"
Gemide çok zor günlerin geçtiğine değinen Tunç, "Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Karaya ayak basamıyorduk. Durumu öğrendikten sonra herkeste bir panik havası esmeye başladı. Duruma müdahale edilmemesi bizi çok çaresiz bıraktı. Sahipsiz kaldığımızı düşündük. Psikolojik olarak çok zor anlar geçirdik. Yapılan konuşmalardan sonra süreç hızlanınca rahatladık ve o günleri atlattık. Gemide virüs çok fazla önemsenmedi. Bize normal bir grip vakası olduğunu söylediler. 540 odalı gemide, 120 odada insanları 3'er kişi ile tuttular. Hastalığı izole etmeye değil, insanları izole etmeye çalıştılar. İnsanları susturmaya çalıştılar. Süreç ortaya çıkınca iş işten geçti" diye konuştu.
'TÜRKİYE OLMASAYDI BİZ HALEN ORADAYDIK'
Türkiye'nin kurtulmalarındaki öneminin çok büyük olduğunu vurgulayan Tunç, "Biz geriye geldiğimizde Türk yetkililer, 'deniz yoluyla nakledelim’ demiş. Ama gemi yetkilileri, Yunanistan'da yapacaklarını düşünerek oraya gitmiş. Orada da OHAL vardı. Türk yetkililer sesimizi duyunca işlem çok hızlandı. Türkiye olmasaydı biz halen oradaydık. Gemi yetkilileri, Yunanistan'a güvenerek gitti. Ama tersi oldu. Yunanistan'da virüs halk tarafından çok ciddiye alınmadığını gördük. Gemide pozitif çıkanları almaya gelenlerde maske ve eldiven bile yoktu. Ama biz Türkiye'ye ilk girdiğimizde fark ettik. Şoförüne kadar herkeste tedbir vardı. Türkiye ile Yunanistan arasında çok fark vardı" diye yaşadıklarını anlattı.
OĞULLARINA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞADILAR
Baba Haydar Tunç ise, "Oğluma kavuştuk, aramıza döndüğü için çok memnun olduk" derken, anne Hediye Tunç ise, “Oğlumun bize kavuşması için sesini duyuran öncelikle basına çok teşekkür ederim. Oğlumun gelişi ve onunla beraber olmamız bizim için en büyük mutluluk oldu. Sağlık bir şekilde kavuştuğumuz için çok mutluyuz" diyerek sevincini paylaştı.