‘Türk yasak’ de, mesele bitsin

ERDOĞAN’IN VALİSİ

Eskişehir’de genç bir çocuğumuz sopalarla öldürüldü. Öldürüldüğünün ertesi günü bir sözde vali çıkıp, ‘Bazı gruplar arkadaşlarına zarar verir ve suçu devletin üzerine atarlar’ dedi. Sonra bir gazeteci arkadaşımız kararlılıkla bu olayı takip etti, İsmail Saymaz. Çıkıp bu sözde vali gazeteciye mesaj gönderdi, ‘Oğlum İsmail yine rahat durmuyorsun. Bir daha bu konuyu işlersen sen adi ve şerefsizsin’ diyor. Kusura bakmayın bu sözler bana ait değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın valisine ait. Bunu söyleyen bir vali bir saat bile o koltukta oturamaz. Ama Erdoğan, ‘Sayın Vali iyi bir arkadaşımızdır’ dedi. Bizde güzel bir atasözü var ‘Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.’

BİRLİK OLMAMIZ GEREKİYOR

11 yıldır ülkeyi bir kişi yönetiyor. Her şey onun iki dudağı arasına kitlenmiş durumda. Demokrasi 11 yılda büyük bir açık verdi. Bunu telafi etmemiz lazım. Onun için bizim birlik ve güç olmamız gerekiyor. Bu yapıyı destekleyen 12 Eylül rejiminin ortaya çıkardığı darbe hukukudur. Darbe yasalarına karşı ciddi bir mücadele vermemiz gerekiyor. Ama darbe yasalarını savunan bugünkü iktidardır. Sıkıştıklarında ‘Biz getirmedik’ diyorlar. Sen getirmedin ama sen sahipleniyorsun.

BİR SÜRÜ KILIF UYDURUYOR

Paketin demokrasiyle ilgisi olmadığını ifade ettik. Demokrasi kılıfı içinde Andımız’ı da kaldırdılar. Neymiş, ‘Bu soğuk savaş dönemlerinin andıymış.’ Birinci yalan. 1933’te ‘Soğuk Savaş’ diye bir kavram yoktu. 1940-1990 dönemlerinin tabiridir soğuk savaş. İkinci büyük yalan ‘Çocukları formatlıyorlar...’ Ne öğretiyorlar çocuklara, doğruluğu öğretiyorlar. ‘Doğruluk, dediniz de ne oldu yolsuzluk yaptılar’ diyorlar. Kendisini tarif ediyor. Doğruyum, çalışkanım. Ne alıp veremediğiniz var? Çocuk ‘Çalışkanım’ diyor. Asıl yasaklamak istediği ‘Türküm’. Bunu söyleyemiyor. Bir sürü kılıf uyduruyor. Yiğit adam ol. Daha doğrusu adam ol kardeşim. Neyi yasaklamak istiyorsan çık milletin önünde, ‘Ben Türk sözcüğünü yasaklıyorum’ de, mesele bitsin.

GAYRİMİLLİ İRADE Mİ

Gezi eylemlerinde savcılar dava açıyor, olabilir. Ama daha ilginç bir şey yaşandı. AKP İl Başkanı savcılığa ‘Dosyadan bir fotokopi ver bana’ diyor. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemez. Milli irade diyoruz, güzel. Milli iradeyse milli iradenin seçtiği milletvekillerinin hapiste ne işi var? Önce dönüp bir kendisine bakması lazım. Seni seçen oylar milli irade de onları seçen oylar gayrimilli irade mi?

SEÇİM BARAJI TARTIŞMALARI

Yüzde 10 seçim barajını kim getirdi, Kenan Evren ve arkadaşları. Üç seçenek getirdiler. ‘Bunlardan birini seç’ diyorlar. Hani demokrasi vardı? Hani bizim görüşlerimiz vardı? 2002’de yüzde 34 oy aldılar, parlamentonun yüzde 66’sına egemen oldular. 178 milletvekili fazladan çıkardılar. Hani milli irade? Nerede bu milli irade? Son seçimde biz aldığımız oyun karşılığı milletvekilliği kazanamadık. Kim sahip çıkıyor buna Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları.

TUTUKLU VEKİLLER

2 bin 276 öğrenci şu an hapishanelerde. Poşu takan çocuğu, ‘Parasız eğitim istiyoruz’ diyen çocuğu hapse attık. Buna dair bir düzenleme var mı? 7 milletvekili hapiste. Serbest bırakılmalarına ilişkin bir düzenleme var mı Demokrasi Paketi’nde, yok. 10 yılda 121 faili meçhul cinayet var. Başta Hrant Dink olayı. Erdoğan, ‘TC vatandaşı Dink’in davası geçmişte olduğu gibi Ankara’nın dehlizlerinde kaybolamaz’ demişti, kayboldu gitti. Nerede ipten kopan adam varsa gizli tanık yaptılar. Pakette bunu düzenleyen bir madde var mı? Yok.

Hareketli grup

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki grup konuşmasını, İzmir’de bekçilik yapmasıyla gündeme gelen kardeşi Celal Kılıçdaroğlu da ön sıralardan izledi. Neşeli ve hareketli grup toplantısında partiye katılımlar da oldu. Kılıçdaroğlu konuşmasından önce DSP eski milletvekili Uluç Gürkan ve Orhan Birgit’le Mecit Şekercioğlu, Aydın Esen, emekli Tuğgeneral Ömer Faruk Küçük’ü kürsüye davet ederek CHP rozetlerini taktı. ‘Kahraman Komutan’ olarak anılan Küçük, 2008’de Kayseri 1’inci Paraşütçü Komando Tugayı Komutanı’yken, Hakkâri’de 5 askerin şehit olduğu PKK çatışmasında düşen helikopterinde yaralanmıştı. Ergenekon Davası’ndan kısa süre önce tahliye olan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal da gruptaydı. Haberal, Deniz Baykal’la kucaklaşarak, sohbet etti.

Bölünme lüksümüz yok

KILIÇDAROĞLU, TBMM’de, gazetecilerin “Gürsel Tekin’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Gayet iyi” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasına ilişkin süreç hakkında ise ‘üstü kapalı’ olarak “Geçmişte yaşanan bölünmeler bize güç kaybettirdi. Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyelerini böyle kaybettik. Bizim bölünme lüksümüz yok. Herkes bu çatının altında olmalı. Beraber olmak zorundayız. Beraber mücadele etmek zorundayız” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun medya başdanışmanı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ı Strateji, Medya ve İletişim Başdanışmanı olarak atadı. Ayaydın atamaya ilişkin “Sayın Genel Başkan’ın görevlendirmesi. Önümüzdeki günlerde netleştireceğimiz bazı projelerimizle çalışmaya başlayacağız” dedi. Ayaydın, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün son dönemdeki bazı yurt gezilerine de eşlik etti.