Güncelleme Tarihi:
“YARSAV olarak Türk yargısının bu ağır ve yakıcı durumunun ve mevcut HSYK’nın göreve geldikleri günden bu yana, yargıda imza attıkları kıyım operasyonlarının sizlerin de aracılığı ile uluslararası alanda tartışılmaya Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler nezdinde mevcut durumun acilen izlenmeye alınması gerektiğine inanıyoruz” denilen raporda 598 yargıç savcının katılımı ile yapılan anket çalışmasına atıfda da bulunuluyor. Tespitler ise şöyle:
Yüzde 86’sı mutsuz hissediyor
“Ankete katılan yargıç-savcıların yüzde 90’ı hafta sonu çalışıyor. 10 yargı mensubundan 9’u eve dosya götürüyor. Yüzde 86,6’sı ailelerine yeterli zaman ayıramıyor. Yüzde 52,2’si haftada 40 dosyadan fazla dosyayı karara bağlıyor. Yargıç-savcıların yüzde 95’i işlerinin kendilerinde stres yarattığını ifade etti. Yüzde 86’sı işlerini yaptıkları ortamda kendilerini mutsuz, tedirgin, endişeli hissediyor. Yüzde 69,4’ünde en az bir kez meslekleriyle ilgili sağlık sorunları yaşamak zorunda kalıyor. Bu çalışma koşulları değerlendirildiğinde, Türk yargıç savcılarının ‘yemeyen, içmeyen, uyumayan’ fizik kurallarını alt üst eden bir nevi biyonik insan gibi görevlerini yerine getirmeye çalıştıkları acı tablosu ile karşılaşılmaktadır. Güvenliğe ilişkin en çarpıcı örnek 2006’da Danıştay’da yaşanmış, bir daire başkanı, heyet halinde çalışırken, odaya giren saldırgan tarafından tabanca ile öldürülmüştür. Yine, 2010’da Gaziantep Adalet Sarayı içinde silahla öldürme olayının gerçekleşmesi de, acı bir örnektir.”