A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2006 14:32
Türk uydusu “RASAT”, 2008 yılına hazırlanıyor. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünün çalışmalarını sürdürdüğü uyduya ait proje, 10 milyon dolara mal oldu.
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünde düzenlenen toplantıyla ”RASAT” basına tanıtıldı.
Toplantıda konuşan Enstitü Müdürü Dr. Uğur Murat Leloğlu, dünyada bütün gelişmiş ülkelerin uzay teknolojileri alanına kaynak ayırdığını söyledi. Bunun bilimsel merakı tatmin amacıyla yapılmadığını ifade eden Leloğlu, “Bunun ülkelere çok büyük dönüşü var. Uzay teknolojileri, güvenlik açısından kritik teknolojiler olup, aynı zamanda hızla büyüyen bir ekonomik sektör olarak da önemlidir” dedi.
ABD, Rusya Federasyonu ve Çin'in insanlı uydular fırlattığını belirten Leloğlu, ülkelerin giderek uzay teknolojisine daha fazla pay ayırdıklarını kaydetti.
“TÜRKİYE İÇİN LÜKS DEĞİL”
“Uzay teknolojileri, Türkiye gibi ülkeler için lüks değildir” diyen Leloğlu, yüksek teknoloji ürünleri üreten ve satan, kendi güvenliğini sağlayabilen Türkiye'nin “uzayı ihmal etme” seçeneğinin bulunmadığını söyledi.
Leloğlu, Türkiye'nin büyük potansiyele sahip olmasına ve uzay teknoloji ürünlerine büyük para harcamasına rağmen teknolojiye sahip olmak için yakın zamana kadar yatırım yapmadığına dikkati çekti.
Uzay teknolojisinin aslında hayatın her alanında bulunduğunu, telefon görüşmelerinde gönderilen sinyallerde, gemilerin nerede olduğunun bilinmesinde bu teknolojilerin kullanıldığını belirten Leloğlu, uzay teknolojisinin güvenlik, bilim, teknoloji ve ekonomi boyutlarının bulunduğunu kaydetti.
Uzay teknolojisinin güvenlik ve savunma alanlarında nasıl kullanıldığının savaşlarda görüldüğünü ifade eden Leloğlu, işin güvenlik boyutunun çok önemli olduğunu vurguladı.
Ekonomik boyutta da uzay teknolojisine yatırımın geri dönüşünün çok olumlu olduğunu ifade eden Leloğlu, “Bu alana yatırım beyin göçünü tersine çevirebilir” diye konuştu.
“ÜRETİCİ OLMAMIZ ŞART”
Dünyada pek çok ülkenin bu alanda rekabet içerisinde bulunduğunu kaydeden Leloğlu, “Biz oturup başkaları yapsın, biz de parayı bastırıp alalım diyemeyiz. Üretici olmamız şart” dedi.
Eski adı “TÜBİTAK-BİLTEN” olan TÜBİTAK-UZAY'ın 1997 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun da tespitleri doğrultusunda 1997'de Uydu Teknolojileri Grubu'nu oluşturduğunu anlatan Leloğlu, öncelikle BİLSAT projesi ile İngiltere'den teknoloji transferi yapıldığını, uydu üretmek için gerekli tesisler kurulduğunu ve çekirdek personelin eğitildiğini söyledi.
Türkiye'nin yüzünü ağartacak uzay çalışmaları üzerinde de ilerleme sağlandığına işaret eden Leloğlu, BİLSAT uydusunun Türkiye'nin sahip olduğu tek yer gözlem uydusu olarak 27 Eylül 2003 tarihinde Rusya Federasyonu'ndan fırlatıldığını kaydetti.
İLK TÜRK TASARIMI UYDU: RASAT...
İlk Türk tasarımı uydu olan RASAT'IN 2008 yılı başında tamamlanmasının ve uzaya fırlatılmasının öngörüldüğünü kaydeden Leloğlu, “RASAT uydusu ile uydu yapabilen sınırlı sayıdaki ülke arasına biz de giriyoruz” dedi.
Araştırma uydusu projesi sayesinde Türkiye'nin geliştirilecek her uzay projesi ile önemli bir tasarruf sağlayacağını vurgulayan Leloğlu, projeden elde edilen faydanın maliyetleri katlayarak aşacağını söyledi.
Türkiye'nin BİLSAT uydusu sayesinde Afet İzleme Takım Uyduları adlı konsorsiyuma da üye olduğunu ve dolayısıyla “International Charter” adlı örgütten yararlanma hakkı kazandığını belirten Leloğlu, “Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye'de bir afet olması durumunda bu örgütü harekete geçirerek dünya uzay ajanslarından afet bölgesinin görüntülerinin alınabileceğini kaydetti.
TÜRKİYE'Yİ KURTARAN EKİP...
Leloğlu, bir gazetecinin, “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu” filmiyle ilgili görüşünü sorması üzerine, henüz filmi izlemediğini söyledi. Leloğlu, “Ancak, biz de Türkiye'yi kurtaran ekip olmaya soyunuyoruz. Elimizde ışın kılıçları değil ama teknoloji var” dedi.
Leloğlu, RASAT uydusunun maliyetine ilişkin soru üzerine de, “Rasat uydusunun kendisini geliştirmek için 6 milyon dolar, yer istasyonlarını geliştirmek için 2-3 milyon dolar harcıyoruz. Dolayısıyla, bütün proje 10 milyon dolara mal oluyor” karşılığını verdi.
Sinevizyon eşliğinde gerçekleştirilen tanıtımın ardından, TÜBİTAK-UZAY bünyesindeki uydu kontrol istasyonu, uydu üretim tesisleri, “temiz oda” ile laboratuvarlar da gezildi.