Güncelleme Tarihi:
TÜRK ailesinin günlük sorunları aşma konusundaki eğitim ihtiyacını saptamak için yapılan bir araştırma, ilginç bir çelişkiyi ortaya koydu. Ortalama Türk ailesi, özellikle hukuki konular, cinsel sağlık sorunları, şiddet ve ergen çocukların eğitimi konularında yetersiz olduğunu düşünüyor. Ancak, “Eğitim programlarına katılır mısınız?” denildiğinde yüzde 65’i “Gerek yok” diyor. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nca 12 bölgede 7 bin aile arasında yaptırılan “Türk Ailesinin Eğitim İhtiyacı” araştırması ilginç sonuçlar ortaya koydu. Araştırmanın çarpıcı sonuçları, şöyle:
İşte yetersiz kalınan konular
Gençler ve yaşlılar, kendini daha fazla yetersiz gruplar arasında görüyor. Orta yaş grubu, sorunların çözümünde fikir sahibi olduğunu düşünüyor. Ev hanımları ve çiftçiler, kendilerini yetersiz görenlerin başında geliyor.
16 yıldan fazla evli olanlar, eğitim alma fikrine sıcak bakmıyor. Kamuda çalışanlar ve serbest meslek sahipleri, sorunların çözümünde daha etkin olduklarını düşünüyor.
Aileler, televizyon ve bilgisayar bağımlılığı, ailede iletişim zayıflaması, sağlıkta ilk yardım yollarına başvurma, anne ve çocuk sağlığı, ruh sağlığı, çocukların eğitim ihtiyacı, SBS ve ÖSS gibi sınavlara hazırlanırken doğru yaklaşım, ergenlik sorunlarının çözümü, miras hukuku, boşanma ve evlilik sözleşmesi, aile içi şiddet ve cinsel istismar, engellilerin hakları, zararlı madde bağımlılığı konularında kendilerini yetersiz görüyor.
TV’den ders alıyoruz
Yetersiz oldukları alanlarda bilgi kaynağı olarak neyi tercih ettikleri sorulduğunda, aileler, daha çok televizyonu kullandıklarını belirtiyor. Doğrudan katılımlı kurslar, gazete ve kitaplar da bu ilk tercihi izliyor. Aileler, interneti bilgi edinme aracı olarak çok az kullanıyor.
Her sorun için, “Bu konuda kamu kuruluşları veya sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen kurslara katılmak ister misiniz?” sorusu sorulduğunda, yüzde 57-65 oranında gerek olmadığı yanıtı veriliyor. Eğitim sürecine katılabileceğini söyleyen aileler, bu görevin Milli Eğitim Bakanlığı’nca yerine getirilmesini istiyor. “Gönüllü kuruluşlar, dernekler, vakıflar ve sendikalar tarafından da yapılabilir” diyenler daha sonra geliyor.