Sebati KARAKURT
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2002 21:57
New York 42. Cadde'deki Cipriani Balo salonu, tarihinde ilk kez bir fuara ev sahipliği yaptı. Görkemli binaya asılan ‘‘Turkish Fashion Fabric Exhibition’’ afişleri, Türk tekstilcilerin Amerikan pazarını ele geçirmek için ne kadar kararlı olduklarına işaret ediyordu.
İlki Ocak ayında New York Intercontinental Oteli'nde gerçekleşen fuara bu kez 59 Türk firması katıldı. Siparişlerdeki ciddi artışlar Türk tekstilcileri heyecanlandırdı.
İTALYANLAR’DAN ÖNCE DAVRANDIK
İTKİB'e bağlı İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği tarafından 15-17 Temmuz arasında düzenlenen fuarda Türk firmaları, İtalyan rakiplerinden üç gün önce Amerikalı alıcılara yeni koleksiyonlarını gösterdiler. Yüzlerce ziyaretçinin akınına uğrayan fuara GAP, Banana Republic, Liz Claiborne, Tomy Hillfiger, American Eagle gibi büyük Amerikan markalarının üst düzey yöneticileri bizzat geldi, standlardaki koleksiyonları tek tek incelediler, hayranlıklarını dile getirmekten de kaçınmadılar. Oldukça pahalıya mal olan organizasyonda harcamaların yüzde 80'ini devlet karşıladı. Katılımı cazip hale getirmek için firmalara ayrıca birer kişilik uçak bileti verildi.
AMERİKALI KADINLAR MODA TELAŞINDA MI?
Nasıl oluyor da New York sokaklarındaki kalabalıklar aşırı kilolarıyla moda telaşına düşüyor, sorusu ister istemez akla geliyor. Ticari kimliği zarar görür düşüncesiyle adını açıklamadığım bir firma sahibi bakın durumu nasıl özetliyor: ‘‘Biftek ve yağlı
yemek porsiyonlarının serbest piyasa koşulları sonucu büyümesi, buna mukabil fiyatlarının da makul olması sonucunda sokaktaki Amerikalı'nın beden boyutları bu hale geldi. Avrupa markalarının kıtaya girmesiyle giyim telaşına düşmeye başladılar. Avrupa modasının yavaş yavaş hakimiyet kurmasıyla birlikte dengeli beslenmek neredeyse bir devlet politikası durumuna geldi. Gerçi böyle olmaları bizim için daha karlı, iri beden için daha çok kumaş satarız!’’
Oğuz Satıcı (Türkiye İhracatçılar Meclisi Y.K. Başkanı)
11 Eylül’den sonra onlar gelmiyor biz gidiyoruzFuarı Cipriani gibi kentin kalbi olan bir yerde düzenlememiz bu piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak için ne kadar kararlı olduğumuzun da göstergesi. Katılımcıların en büyük özelliği, tekstil ve konfeksiyon ihracatının lokomotif firmaları olmaları. Sadece kumaş satışına kenetlenmedik. Buradaki hazır giyim alıcı firmalarına koleksiyonlarımızı da tanıtmaya çalışıyoruz. Bu fuara ayrıca konfeksiyon yan sanayimizin tela, düğme, fermuar üreten 12 temsilcisini de getirdik. 11 Eylül'den sonra Amerikalı alıcılar çok daha az seyahat ediyorlar. Amerikalı büyük grupların ön alım programlarına girmek için bu kadar erken buradayız, trendleri de gösterebiliyoruz. ABD ve Türkiye arasında yapılması planlanan ‘‘nitelikli serbest bölgeler’’de, tekstil ve hazır giyim sektörünü her ne kadar Amerikan tarafı dışlasa ve Türk Dışişleri bu konuda gerekli ağırlığı koymasa da sektörün kendisi, üreticileri ve ihracatçıları olarak bu pazarda var olduğumuzu, bu tip organizasyonlarla ortaya koyuyoruz.
FİRMALAR NE DEDİ?
Gelen müşterilerin kalitesi çok yüksek (ANTEKS)
Amerika estetiği keşfettikçe bizim de önümüz açılacak (DYMAMO)
Müşteri bizi ziyarete geliyor. Umduklarımızı buluyoruz
(AKIN TEKSTİL)
Bu fuarda özel kumaş talepleri geldi (KİPAŞ)
Yeni ilişkiler kurduk, cesaretlendirici oldu (SERDO)
Gördük ki çok ucuz fiyat müşteri kaçırıyor (PEKİŞ)
Gelenler sohbet etmiyor, çok ciddi alıcılarla tanıştık
(YAN SANAYİ)
Adam 200 elemanını buraya yolluyor, bu büyük avantaj (ORGANİZASYON)
En uygun zamanlamayla Amerikalıların karşısındaydık (MENSA)
Büyük alım yapan Amerikan firmaları Türk üreticileri keşfetti (BOSSA)