Güncelleme Tarihi:
Türk sineması 85. yaşını piyasada hiçbir Yeşilçam filmi olmaksızın kutluyor.
Bugün Türk Sineması'nın 85. yıldönümü kutlanıyor. Doğumgünü pastasının mumları Beyoğlu Belediye'sinin düzenlediği ‘‘Sinemanın Yıldönümü’’ adlı etkinlikle üflenecek. Beyoğlu Belediyesi, sinemacıların bütün meslek örgütlerini ve İstanbulluları bu kutlamaya ve ‘‘Sevgi Yürüyüşüne’’ davet ediyor. Türk sineması 85. yılını kutlarken, bu yıl Antalya'da ilk beş dereceyi paylaşan, sinemalarda gösterime çıkan Türk filmlerinin hiçbiri Yeşilçam yapımı değil. Bu durum Yeşilçem'ın sonu mu geldi sorusunu da gündeme sokmuş durumda.
Türk Sineması'nın 85. yıldönümü etkinliklerinin TZT Kültür Merkezi'ndeki ayağı saat 14.00'de başlıyor. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve Beyoğlu Belediye Başkanı Mimar Kadir Topbaş'ın da katılacağı törende, yönetmen Ülkü Erakalın geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz oyuncu Neriman Köksal ile ilgili bir konuşma yapacak. Ardından Türk Sineması'ne emeği geçmiş 20 sanatçıya ‘‘Sinemaya Emek Ödülü’’ verilecek. Bu sanatçıların isimleri şöyle: Mümtaz Alpaslan, Nevin Aypar, Yılmaz Duru, Orhan Elmas, Niyazi Er, Selahattin Fırat, Turhan Gürkan, Fikret Hakan, Seyfi Havaeri, Yavuz Karakaş, Eşref Kolçak, Ahmet Mekin, Muhterem Nur, Bülent Oran, Agah Özgüç, Turgut Ören, Necip Sarıcı, Nejat Saydam, Oya Sensev ve Erman Şener.
BELEDİYENİN PROJELERİ
Beyoğlu Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı'ndan Abdurrahman Şan'dan aldığımız bilgiye göre, Beyoğlu Belediyesi Türk Sineması'nın doğum gününü 1996'dan beri kutluyor. Bu kapsamda eski Yeşilçam Sokağı olarak bilinen Emek Sineması Sokağı'nı ‘‘ihya etme’’ girişimleri olmuş. İhya etmekten kasıt, sokağın yerlerini Hollywood Bulvarı'nda olduğu gibi sanatçıların el izlerinin bulunduğu yıldızlarla bezemek. Bu proje Anıtlar Yüksek Kurulu engeline takıldıysa da belediyenin Yeşilçam'ı ihya etme çabalarını sona erdirememiş. Belediye, şu an fiili Yeşilçam sokağı olarak bilinen ve figüran kahvehaneleriyle film yazıhanelerine ev sahipliği yapan Ayhan Işık ve Erol Dernek Sokakları'nı 2000'li yıllarda kalkındırma planları yapıyor.
Aslında Türk Sineması'nın doğum tarihi konusunda bazı görüş ayrılıkları var, bazılarına göre sinema tarihimiz daha gerilere uzanıyor. Rum asıllı Manaki Kardeşlerin 1911'de çektiği ve Sultan 5. Mehmet Reşat'ın Manastır ziyaretini gösteren filmi, Enver Paşa'nın çektirdiği film ve 14 Kasım 1914'te Fuat Uzkınay'ın çektiği Ayastefonos'taki (Yeşilköy) Rus abidesinin yıkılışını gösteren film Türk Sinema tarihinin miladı olarak gösteriliyor.
TELEFONLA GÖRÜŞBİRLİĞİ
Beyoğlu Belediyesi Türk sinemasının doğum tarihinin 14 Kasım olduğu konusunda sinema yazarları ve tarihçileri Agah Özgüç, Giovanni Scognamillo, Burçak Evren ve Atilla Dorsay (telefonla) ile görüş birliğine varmış. Kutlama etkinlikleri ise ÇASOD, TÜRSAK, SESAM, SODER ve FİLM-YÖN gibi meslek kuruluşlarıyla birlikte hazırlanmış.
Sinema tarihçisi ve yazarı Agah Özgüç
Tartışmalı yıldönümü
Bir kafedeki film gösterimi tüm dünyada sinemanın kuruluş yıldönümü olarak kabul edilir. Halbuki bizde böyle ayrıntılı film gösterimleri yapılamamıştır, Yıldız Sarayı'ndaki halka açık gösterimler daha sonraki tarihlere rastlar. Türk Sineması'nda çekilen ilk film ise 1906-1911 arası sinema çalışmaları yapan Manaki kardeşlerin 1911'de çektiği Sultan 5. Mehmet Reşat'ın Manastır ziyaretini gösteren belgesel. Ben bu filmi Makedonya Filmleri Haftası'nda bizzat seyrettim. Türk Sineması'nın ilk filmi olarak gösterilen Fuat Uzkınay'ın 1914'te çektiği filmiyse bugüne dek gören yok. Uzkınay'ın kardeşleri ve ablasıyla konuştuk, onlar bile görmemişler. Filmle ilgili olduğu söylenen ve Ayastefonos'taki (Yeşilköy) Rus abidesinin yıkılışını gösteren fotoğrafların Fransız fotoğrafçılar tarafından, fotoğraf olarak çekildiği söylentisi Uzkınay'ın filmi üzerinde dolaşan şaibelerden yalnızca bir tanesi.
Bence Manaki Kardeşler'in çektiği filmin değil de Fuat Uzkınay'ın çektiği söylenen filmin Türk Sinema Tarihi'nin başlangıcı olarak gösterilmesinin en önemli sebebi Manaki Kardeşler'in Osmanlı tebası olmalarına rağmen Rum, Uzkınay'ın ise Müslüman olması. Kısaca Türk sinemasının tarihi, bakış açısına göre değişiyor. Bakarsınız ortaya yeni bir film çıkıverir ve başka bir tarih kabul edilir. Ayrıca genç Türkiye Cumhuriyeti'nin sinema tarihinin de 1923'te Muhsin Ertuğrul'un çektiği ‘‘Ateşten Gömlek’’ olduğu bile söylenebilir.
BAĞIMSIZ FİLMLER
Böyle bir ayrım yıllardır yapılageliyor ama ben Yeşilçam sineması-bağımsız Türk sineması ayrımına inanmıyorum. İtalya'da Cinecitta, ABD'de Hollywood neyse Türkiye'de de Yeşilçam o. Yeşilçam 1950'lere kadar sinemanın öğrenildiği bir mutfak, bir okuldu ama şimdi işlevini yitirdi ve bir simgeye dönüştü. Yeşilçam yönetmenleriye okullu yönetmenler eskiden beri çatışırdı.