Dengenin Türklerin aleyhine değiştiğini ve Kürt nüfusun kontrol altına alınması gerektine inanıyorlar. Şeriatçılara, bölücülere, ülkücülere, Nurculara, siyasilere, bürokrasiye, travestilere, kapkaççılara ve dansöz Asena’ya kısacası ‘Başbuğ
Atatürk’ hariç her şeye karşılar.
İzmir merkezli olmak üzere 500 kişilik bir grup yeni bir milliyetçilik akımı etrafında Türkiye genelinde örgütleniyor. Kendilerine ‘buduncu’ adını veren grup, evetson olarak büyük illerde dağıttıkları bildiri ile gündeme geldi. Bu bildiride Türklerin çoğalması gerektiği yazıyordu.
Grup üyeleri içinde Türklerin Müslümanlıktan önceki inancı şamanizmi benimseyenler var. 39 yaşındaki başkanları Cenk Tozkoparan da şaman olduğunu söylüyor. Özel günlerde yerine getirdikleri şaman ritüellerinde sembolik olarak özel bir kadehten kımız içiyor, ateş etrafında kötü ruhları kovuyorlar.
Buduncuların merkezi, başkan Tozkoparan’ın da yaşadığı İzmir. İnternet üzerinden başta büyük şehirler olmak tüm Türkiye’de ve üniversitelerde örgütleniyorlar. Aralarında emekli kamu görevlisi, asker, memur, polis olduğu gibi esnaf, öğrenci ve kadınlar da var.
Bugüne kadar siyasete soğuk baktıklarını söyleyen başkan Tozkoparan siyasi parti kurma çalışmalarını hızlandırdıklarını söylüyor. Atatürkçü bir söylem benimseyen buduncular aynı zamanda pantürkist (Turancı). 2000 yılında dernekleşen, kısa bir süre önce de platforma dönüşen buduncular, MHP başta olmak üzere bilinen diğer milliyetçi grupları eleştiriyorlar. Ülkücülerle vatan sevgisi temelinde birleştiklerini söyleyen bu grup onları şeriatçılığın etkisinde kalmakla suçluyor.
Buduncuların söyleminde Kürtlerin özel bir yeri var. PKK hareketini Kürt isyanı olarak yorumlayan grup, nüfus dengesinin sürekli Türkler aleyhine değiştiğini, bunun önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor: ‘Ülkenin kurucu unsurunun (Türkler) müdahale hakkı vardır’ diyorlar. Kapkaç başta olmak üzere suç oranı artışından da Kürtleri sorumlu tutan gruba göre büyükşehirlere vize konulması gerekiyor.
KURTÇU-HİLALCİ FAY HATTI’NIN ORTASI
Grubun bu yeni gibi görünen söylemi aslında milliyetçi cephede Türk-İslam Sentezi’nin kabulüyle başlayan çok daha eski bir ayrışmanın izlerini taşıyor. Milliyetçi cephe içinde ‘kurtçular’ olarak bilenen Türkçüler aslında ilk raundu daha 1969 yılında kaybetmişlerdi. 1980’lerde en rağbet gördüğü dönemi yaşayan Türk-İslam Sentezi fikri, ilk kez bir grup sağ görüşlü akademisyenin kurduğu Aydınlar Ocağı tarafından ortaya atıldı. Aralarında Necip Fazıl Kısakürek ve Necmettin Erbakan’ın kardeşi Kemalettin Erbakan’ın da bulunduğu 7 kişinin öncülüğünde düşünce kulübü olarak 1962’de kurulan ocak, 1969 yılındaki II. Milliyetçiler Kurultayı ile Aydınlar Ocağı ismini aldı. Bu, Alparslan Türkeş öncülüğündeki CKMP’nin de Adana’da yaptığı Olağanüstü Büyük Kongre ile adını Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirip, üç hilali parti amblemi olarak kabul ettiği yıldır. On yıl içinde fikri bütünleşmesini sağlayan Aydınlar Ocağı 1979’daki III. Milliyetçiler Kurultayı’nda ‘Türkçü-İslamcı’ fay hattının da sınırlarını belirledi: Türk kimdir? sorusunun cevabı artık en yetkili ağızlardan ‘Türkçe konuşan Müslüman’ olarak verilmektedir. 12 Eylül sonrası, ocağın altın yıllarını yaşadığı dönem oldu. Turgut Özal da ocakla temas içindedir. ‘Sağın masonları’nın Türkiye genelindeki şube sayısı da 12’ye çıkar.
Ancak 1990’lara gelindiğinde eski ayrışma yeniden ortaya çıkmaya başladı. 2000’lerden itibaren bir grubun ulusalcılar olarak sol kökenli hareketlerle temasından doğan rahatsızlık Aksiyon dergisine de konu oldu: Dergi ‘Aydınlar Ocağı’na kızıl ateş düştü’ başlığıyla milliyetçi cephedeki yeni hilal-kurt ayrışmasının sinyallerini tartıştı. www.nihalatsız, www.turkcutoplumcu.com gibi sitelerde ise MHP’nin milliyetçi cepheyi temsil yetkisi sorgulanıyor, ülkücü ideologlar sert şekilde eleştiriliyor: ‘Bu duruma bozkurt simgesi yerine üç hilali seçerek, Türk-İslam Sentezi yaptırarak MHP’ye sızan Osmanlıcı, İslamcı ve tarikatçı ideologların yüzünden geldik!’
KİME NİYE KARŞILAR
ASENA: Türklerin kutsal ismi Asena’yı (dişi kurt) kullanmaya kalkan roman (çingene) dansöz olarak gördüklerinden.
İNÖNÜ: Atatürk’ün ölümüyle Türk devriminin yarım kaldığını, başta İnönü olmak üzere bilinçli ve bilinçsiz devrime darbe vurulduğunu söylüyorlar.
BÖLÜCÜLER: PKK bir Kürt isyanıdır ve Türkiye’ye isim verme hakkı sadece Türklerindir.
ASKERLER: Genelkurmay’ı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘bedeni’, ‘iç organları ve ruhu’ olarak değerlendirdikleri asker ocağını yüzbinlerce gencin tedavi edildiği ve bakımdan geçirildiği bir şifa merkezine dönüştürmedikleri için eleştiriyorlar.
NURCULAR: Said-i Nursi’den Said-i Kürdi diye bahsediyorlar ve amacının bülücülük olduğunu iddia ediyorlar.
ŞERİATÇILAR: Türk kültürünü Arap ve Fars kültürlerinin etkisine soktukları için eleştiriyorlar.
NE DİYORLAR
Türk devletine isim verme hakkı yalnız Türklerindir paylaşılamaz.
Cumhuriyet devrimi 10 Kasım 1938, saat dokuzu altı geçe yarım kaldı.
Ülkücü Hareket 1969 Adana mitinginden sonra Türkçülüğü hasıraltı etti.
Türk gençliği ya tarikatçı ya televoleci yapılarak idealizmden uzaklaştırıldı.
Kürtler kendilerini Türk olarak görmüyorlar, zaten çoğunluğu Farisi ırkından.
ŞAMANİZM NEDİR
Türklerin Müslüman olmadan önceki dinleri. Gelecekten
haber verme, büyü yapma gibi görevleri olan, ruhlarla ilişki kurarak hastalıkları iyileştirdiğine inanılan din adamına şaman deniyor.
PLATFORMUN SİTESİNDEN NOTLAR
İletişim bölümü yerine bir ‘Alo Kurt Hattı’ kurmuşlar
Şöyle bir sloganları var: Ne selamün aleyküm, ne de bay bay: Yüzde yüz Türkçe!
Makaleler bölümünde İzzettin İyigün’ün Atatürk hakkındaki bir makalesi yer alıyor. İzzettin İyigün 1996’da Sincan’da yürüyen tankların bağlı olduğu EDOK komutanı.
BUDUNCU SÖZLÜĞÜ
Acun : Dünya
Budun : Ulus, millet, kavim
Başbuğ : Başkomutan, başkan
Çamçak : Kadeh
Kam : Şaman
Oymak : Dernek, grup,
platform
Ülgen : Göktengri, göktanrı
Ülkülem : İdeoloji
Yenigün : Nevruz
HAREKETİN ÖNCÜSÜ CENK TOZKOPARAN
Ailem Sünni ben şamanım
Şamanizmle bir bağlantınız var mı?
-İçimizde Müslümanlar olduğu gibi ateist ya da şaman olanlar da var. Ortak paydamız Türk kültürü. Size şöyle özetleyeyim: Şamanizm adı altında Türklüğü ön plana alan insanların ağırlığı var.
Yani siz şaman mısınız?
-Evet şamanım.
Aileden mi şamansınız?
-Hayır, orta halli Sünni bir aileden geliyorum.
Şaman ritüelleri var mı, ayin yapıyor musunuz?
-Grup dayanışmasını sağlamak adına sembolik olarak çamçak adı verilen ritüeli yerine getiriyoruz. Kadehin içinden kımız ve şarap içiyoruz. Ateşin etrafında yapılan bir dans var. Bunun amacı kötü ruhlarla mücadele etmek. O ateşte bin yılın kirliliğinden kurtulmaya çalışıyoruz.
Ne zamanlar yapılıyor?
-Özel günlerde. Mesela 21 Mart Bahar Bayramı Nevruz’da, 3 Mayıs Türkçüler Günü’nde.
Bunları nereden öğreniyorsunuz?
-Araştırma yapıyoruz. Bir derya gibi. Zaten şamanizmden kalma unsurlar toplumda devam ettiriliyor: Hıdrellezde ateş üstünden atlıyoruz, dilek tutuyor, çaput bağlıyoruz, kurşun döktürüyoruz, Telli Baba’yı ziyaret ediyoruz. Alevilerin cem sırasındaki figürleri bir şamanın kötü ruhları kovmak için yaptığı danslara çok benzer mesela. Ama onlar adını koyamamış.
Peki anlattıklarınız, yaptıklarınızdan dolayı olumsuz bir tepki alıyor musunuz?
-Katıldığım bir televizyon programından sonra internet üzerinden ve cep telefonundan tehdit alıyorum.
CENK TOZKOPARAN KİMDİR?
Anne ve babası memurdu. İzmir’de yaşıyor. Muhasebe okudu. MHP içinde gayri resmi olarak yer aldı. 2000 yılında fikirdaşlarıyla Türkçü Toplumcu Budun Derneği’ni kurdu. İzmir merkezli dernek bir süre önce Türkçü Toplumcu Buduncu Üstüninsan Düşünce Platformu’na dönüştü ve aynı isimli bir internet sitesi kurdu. Kam adında bir dergi çıkarıyorlar. İzmir merkezde 500 kişilik bir kemik grubu var. Örgütlenmelerini turkcutoplumcubudun.org adresli bu site üzerinden yapıyorlar. Siteyi günde 800-1000 kişi ziyaret ediyor. Platform il temsilciliği bazında 50 şehirde örgütlü. On ilde bildiri dağıtacak durumda olduklarını söylüyorlar. Ege başta olmak üzere büyükşehirlerden yayılıyorlar. Aralarında öğrenci, esnaf, memur, kolluk görevlileri, akademisyenler ve emekli silahlı kuvvetler mensupları var.