Güncelleme Tarihi:
Geçirdiği rahatsızlık sonucu vefat eden Abaç'ın naaşı 4 Mart Salı günü Kocatepe Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Ankara'da toprağa verilecek.
Nuri Abaç'ın eşi Suna Abaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin ölümünden duyduğu büyük üzüntüyü dile getirdi. 82 yaşında hayata gözlerini yuman eşinin Türk resmine yıllarını verdiğini ifade eden Suna Abaç, “Bütün sanat camiası cenazenin Salı günü kaldırılması ricasında bulundu. Biz de öyle istiyoruz” dedi.
ABAÇ'IN ÖZGEÇMİŞİ
1926 yılında İstanbul Kocamustafapaşa'da doğan Abaç'ın gerçek anlamdaki resim öyküsü 1944 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmesiyle başladı.
1958'den itibaren 1991 yılına kadar tüm Devlet Resim ve Heykel sergilerine ve Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneğinin tüm sergilerine katılan Abaç, çeşitli kurum ve kuruluşlar ile özel galerilerin düzenlediği, çeşitli illerde açılan 130'u aşkın karma sergide yer aldı.
Dışişleri Bakanlığının yurt dışında açtığı çok sayıda karma sergiye de katılan Abaç'ın yapıtları çeşitli tarihlerde iki kez Venedik, iki kez de Monako Biennali'ne kabul edildi. Abaç, aralarında 1982 Uluslararası İskenderiye Biennali 3. Ödülü'nün de bulunduğu toplam 11 yarışmada çeşitli ödüller kazandı.
Bazı yarışmalarda jüri üyeliği de yapan sanatçı, 1991 yılından itibaren bir süre Hacettepe Üniversitesi, bir süre de Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülteleri'nde “Perspektif” dersi verdi.
Nuri Abaç, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından çok sayıda onur ödülüne de layık görüldü.
“TÜRK RESMİ BÜYÜK USTASINI KAYBETTİ”
Abaç'ın kurucularından olduğu Çağdaş Sanatlar Vakfı (ÇAĞSAV) Başkanı Şefik Kahramankaptan da yaptığı yazılı açıklamada, Abaç'ın
ölümüyle Türk resminin büyük bir ustasını kaybettiği söyledi.
Kahramankaptan, şunları kaydetti:
“Sevgili dostumuz, Vakfımız kurucu üyelerinden Nuri Abaç, üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarının eski çağlardan günümüze tüm kültür birikimini süzerek, ulusal ögeler içeren özgün bir resim anlayışını geliştirmiş, bu kültür sentezini kendi estetik anlayışı ve gerçeküstü söylemiyle evrensel boyutlara taşımıştı. Kendi kültürel değerlerimizle bugünkü yaşamımız üzerinde araştırmaya dayalı ve geçmiş-gelecek ilintisini kurmaya dönük bir yön çizerek genç ressam kuşaklarına bir örnek oluşturmuştu. Işıklar içinde yatsın.”