Güncelleme Tarihi:
CÜNEYT GÖKÇER'İ ANMA TÖRENİNDEN GÖRÜNTÜLER
İŞTE CÜNEYT GÖKÇER VE EŞİ AYTEN GÖKÇER FOTOĞRAFLARI
Cüneyt Gökçer için Opera Sahnesinde düzenlenen törene, Gökçer'in eşi tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer, kızları Aslı ve Deniz Gökçer, Kültür eski bakanlarından Fikri Sağlar, eşi Serap Sağlar, kızları Gerçek Sağlar ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz, Kültür eski bakanlarından İstemihan Talay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, sanatçılar ve sevenleri katıldı.Tören, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bilgin'in Gökçer'in sahneye konulan tabutunun başındaki konuşmasıyla başladı. Bilgin, “Hocam, Cüneyt Gökçer'i kaybettiğimiz çarşamba akşamından bu yana, hep bu zor görevi nasıl yapacağımı düşündüm” diyerek sözlerine başladı. Daha sonra Bilgin, salonda bulunanları Gökçer anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
“TÜRK OPERASI ONA MİNNET BORÇLUDUR”
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Gökmen de Türk tiyatrosunun ulu çınarını kaybetmenin acısını derinden hissettiklerini söyledi.
Gökçer'in tiyatro sanatında zirve bir isim olduğunu, opera ve bale sanatlarının da Türkiye'de kurumsallaşması ve gelişmesi için çok büyük katkılarının bulunduğunu anlatan Gökmen, “Hangi sayfayı açsak, hangi programa baksak orada Cüneyt Hocamızı görürüz. Türk operası ona minnet borculudur” diye konuştu.
Cüneyt Gökçer'i kendisinin de çok yakından tanıdığını belirten Gökmen, “Bana bir baba dostu, bir hoca, bir ağabey oldu. 'Sanat eserleri buza yazılan izlerdir' denilir. Sevgili Hocam, sizin katkılarınız, bu taşlara yazıldı ve asla silinmeyecek” sözleriyle duygularını ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Yılmaz da Cahit Sıtkı Tarancı'nın “35 Yaş” şiirinden dizeler okuyarak konuşmasına başladı. Cüneyt Gökçer'in eşi Ayten Gökçer ve sanat camiasının acısını derinden paylaştıklarını ifade eden Yılmaz, yaşamı anlamlı kılanın o süre içinde değerli şeyler yapmak olduğunu belirtti. Yılmaz, “Ölüm bize şah damarımızdan daha yakın. Sayın Cüneyt Gökçer'in arkasından bir konuşma yapmak çok zor. Çünkü değerli sanatçılarımızın da dediği gibi onlara konuşmayı öğreten bir isimdi. Kendisini saygı ve rahmetle uğurluyoruz” dedi.
Devlet Tiyatroları Baş Rejisörü Rüştü Asyalı ise Gökçer'in 1960'da seyircisi iken 1967'de onunla birlikte çalışma onurunu yaşadığını söyledi.
Gökçer'in her yapıtında bir incelik süzmeye çalıştıklarını ve ondan çok şeyler öğrendiklerini dile getiren Asyalı, “insana insanı insanca” sunmayı başaran Gökçer'i saygı ve hüzünle uğurladıklarını ve teşekkür ettiklerini belirtti.
Daha sonra Cüneyt Gökçer'in yaşamını anlatan kısa bir belgesel film gösterildi. Filmin gösteriminin ardından salondakiler Gökçer'in naaşını dakikalarca ayakta alkışladılar. Bu sırada salonda bulunan eski bir tiyatro oyuncusu “Cüneyt Hocam, sen ölmedin yaşıyorsun” diye bağırdı.
Gökçer'in eşi tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer de eşi için düzenlenen törende büyük bir kalabalığın bulunmasından dolayı tüm sevenlerine ve sanatçı dostlarına teşekkür etti. Eşinin Türk tiyatrosunun temel direklerinden biri olduğunu vurgulayan Ayten Gökçer, “Onu yaşatmak için çok çaba sarf edildi. Ben buradan başta Sayın Genelkurmay Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. GATA ona o kadar iyi baktı ki onu bu kadar yaşattıysak belki benim sevgimin yanında GATA'nın ilgisiyle oldu, Sayın Genelkurmay Başkanımızın ilgisiyle oldu. Ona çok büyük bir sevgi ve minnet borçluyuz” dedi.
Gökçer daha sonra kızı ve torunuyla birlikte eşinin tabutunun önünden saygı geçidinde bulunarak, veda etti.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün fuayesi Türk tiyatrosunun büyük ustasının, çeşitli tarihlerde çekilmiş fotoğraflarıyla donatılırken, Ayten Gökçer, torunu Efe ile birlikte fotoğrafları uzun uzun inceledi.
Gökçer'in naaşı daha sonra alkışlar eşliğinde Devlet Opera ve Balesi'nden uğurlandı.
Devlet Opera ve Balesi'ndeki tören öncesinde Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarının bahçesinde de Gökçer için bir tören düzenlendi. Buradaki törene de konservatuvar öğrencileri ve sanatçılar katıldı.
Cüneyt Gökçer'in cenazesi, İstanbul'da yarın Teşvikiye Camisi'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecek.