Güncelleme Tarihi:
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Türk Kızılayı Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, Kızılay’ın konteyner kentler kurulmasından gıda ve kıyafet yardımlarına kadar yaptığı yardımları ve bundan sonra atmayı planladığı adımları anlattı.
- Kızılay’ın bugüne kadar attığı adımları anlatır mısınız?
Günlük 500 aileye sıcak yemek çıkarıyorduk. Ama aşevimiz bombalandı. Personelimiz oradan çıktıktan sonra da insanların sığındığı yerlere gidip sıcak yemek dağıtmaya devam ettiler. En son odun ateşinde yemek pişiriliyordu. Bir taraftan da gıda ve hijyen kolileri temin edip dağıtmaya devam ettiler. Lojistik anlamında yardımcı olmaya başladık. Yazılım sistemine yardım ettik. Su sıkıntısı vardı, ona destek olduk. 4 elemanımızı da Mısır’da bıraktık. Buradan ayni yardım göndermek her zaman mantıklı olmuyor, dolayısıyla biz nakit gönderelim satın alma yapalım da dedik.
YETİMLERİ ÇIKARMADILAR
- Bazı uluslararası toplantılar oldu. Bu toplantılarda nasıl sonuçlar alındı?
Asya Pasifik ülkelerinin bir araya geldiği toplantıya Ortadoğu ülkeleri de katıldı. Vietnam’da daha fazla ne yapabiliriz diye toplantılar yaptık. Gördük ki bizim Filistin’e gitmemiz lazım. Önce Ürdün’e gittik, Ürdün Kızılayı’nın da desteğini aldık. Filistin’de ise hem Filistin Başbakanı ile hem Filistin Kızılayı ile görüştük. Çok fazla yetim çocuk olduğunu öğrendik. Biz en azından bu çocukları çıkaralım diye düşündük ama Filistinliler bunu istemiyor. “Terk edersek vatan elden gider” dediler.
KONTEYNER YOLLAYACAĞIZ
- Barınma konusunda atacağınız adımlar olacak mı?
Filistin Başbakanı ve Filistin Kızılayı ile görüştük. Çadır istemiyorlar, kamplaşma gibi görüneceğinden endişe ediyorlar. Konteyner gibi olabilirse daha iyi olacağını söylediler. Bunu IFRC’de çağrıya çıkarak yaptırma imkânımız da var. Ama şimdiden bizim Malatya’daki konteyner fabrikamızda başlayalım, demonte şekilde gönderip, o güvenli bölgeye kuralım dedik. Bir tane de yetimhane kurmak konusunda anlaşmaya vardık. Zaten IFRC hazır, bunun kaynağını çok rahat buluruz. Dışişleri üzerinden İsrail ile görüşüp bir güvenli alan istemeyi de düşünüyoruz. Kendi imkânımızla 1000 tane yaparız ama yıkılan konut 50 bin.
KIŞLIK KIYAFET GEREKİYOR
- En çok neye ihtiyaç var bölgede?
AFAD koordinasyonunda giden ayni yardımlar var. Bir de nakdi taraf var ve biz bunu teşvik ediyoruz. Nakdi yardımlarla Filistin Kızılayı’na bir aylık yakıt desteği sağladık. Hastanelerin yakıt elde edemedikleri dönemde elektriklerinin sağlanması için o yakıt desteğiyle devam ettiler. Orada personellerimiz ne ihtiyaç varsa; su, gıda kolisi alıp yönlendiriyor. Hava birden soğudu. İnanılmaz bir kıyafet ihtiyacı var. İzmir’den yola çıkacak gemi yükleniyordu, hemen 88 palet kışlık kıyafet yükledik. Yaklaşık 10 bin aileye yeter. Ama bize dediler ki 1 milyon kişiye kıyafet gerek. Mısır’da mağazaları olan Türk firmalar var, onlarla görüşüp oradan da bağış almaya çalışacağız.
EN BÜYÜK RİSK SALGIN HASTALIK
En büyük sorun salgın hastalık başlama riski. İçeride su yok, insanlar üzerini değiştiremiyor, bir alanda 70 kişinin kaldığından bahsediliyor. Görüşmemizde Filistin Başbakanı 6 bin kişinin kayıp olduğunu söyledi. Bunlar büyük ihtimalle enkazın altında ölüp çürüyen insanlar. Her taraf ölüm kokuyor. Ben bir tıp doktoru olarak da şunu görüyorum; salgın hastalığın başlamaması mümkün değil. Ölümcül bir salgın hastalık geldiği noktada da baş edemeyiz. Sağlık tesisi zaten yok, hijyen yok, kalacak yer yok. Salgın olursa İsrail de bundan etkilenir. Bir de sadece Refah Sınır Kapısı’nın açılması çok yanlış. Orada beş ayrı kapı var. Batı Şeria’dan Gazze’ye doğrudan giriş var.