Güncelleme Tarihi:
Avrupa’daki Türkiye kökenlilere yönelik ırkçı saldırılar ve ayrımcılığı araştıran Meclis komisyonu, “örnek bir olay” olarak Ezra Coşkun olayını inceledi. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun raporunda ayrımcılık olarak nitelenen olay şöyle anlatıldı:
UZMAN HEYET 430 BİN EURO DEDİ
“Basına 26 Aralık 2013’te yansıyan haberde, Hollanda’da yaşayan Ezra Coşkun isimli Türk geçirdiği trafik kazası nedeniyle beyin hasarına uğramış ve beyinsel işlevi dört yaşındaki çocuğun düzeyine gerilemiştir. Kaza nedeniyle mağdurun ailesi mahkemeye başvurarak tazminat istemiş; tazminat konusunda görüşüne başvurulan Hollanda Beyinsel Hasarları Hesaplama Merkezi, Ezra Coşkun’a 430 bin Euro tazminat ödenmesini tavsiye etmiştir. Ancak kazaya neden olan kişinin bağlı olduğu sigorta şirketi miktarı fazla bularak, Ezra Coşkun’un okul durumunu ve tüm aile bireylerinin eğitim durumunu incelemiş ve “Kazaya maruz kalmasaydı nasıl bir kariyeri olurdu” şeklinde bir plan ortaya çıkarmıştır.
ORTALAMA TÜRK KADINI
Kaza öncesi Hollandaca bilgisi nedeniyle düşük düzeyli bir okula devam eden Coşkun’un kuaför olmak istediğini öğrenen sigorta şirketinin bu varsayımla hazırladığı ödeme planına göre, ‘erken yaşta evlenip, en geç 26 yaşında anne olacak olan Coşkun, 36 yaşına kadar çocuk bakacak, 36 yaşından sonra da ancak ‘part-time’ olarak çalışabilecekti.’ Sigorta şirketi bu nedenle, 430 bin Euro yerine 70 bin Euroluk tazminatın yeterli olacağını savunmuştur. Sigorta şirketinin bu varsayımı, mahkeme tarafından ‘kültürel kökenler nedeniyle’ ortalama bir Türk kadınının ‘26 yaşında çalışma hayatından çekildiğine’ işaret edilerek haklı bulunmuş ve 70 bin Euro tazminat verilmesini hükme bağlamıştır. Karar Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu’nca da tam bir ayrımcılık olduğu ifade edilerek ‘Dahil olduğu grubun ‘ortak özelliği’ denilerek bir kişi hakkında böyle bir karar alınamaz’ denilmiştir.”
ANAOKULU ÖĞRENCİSİNE SALDIRI
Meclis raporunda diğer bazı tespitler şöyle sıralandı:
“Irkçı ve yabancı düşmanlığı motifli eylemlerin yarısından çoğu Almanya’da gerçekleşmiş olup; Almanya’yı, bu ülkeye kıyasla daha az eylemle, Bulgaristan, Hollanda, İngiltere ve diğer ülkeler takip etmektedir. En sık eylem yöntemleri olan saldırı, kundaklama ve tehdit mektubu olarak kayıt altına alınmıştır. Almanya’da annesiyle kreşe giden dört yaşındaki bir Türk çocuğu yaşlı bir kadının hem ırkçı sözlerine hem de fiziki saldırısına maruz kalmış ve kadın tarafından yola fırlatılmıştır. Şans eseri yoldan araba geçmemesi nedeniyle çocuk olası bir kazadan kurtulmuştur.
YAHUDİLER GİBİ OLACAKSINIZ
Tehdit biçimindeki eylemler özellikle camileri hedef almış ve bunların neredeyse tümü Almanya’da gerçekleşmiştir. Cami görevlisinden, lokanta işletmecisine, işadamından milletvekiline kadar toplumun her kademesindeki Türkler benzer tehdit mektuplarına, mesajlarına maruz kalmışlardır. Hakaret ve tehditlerde karşılaşılan yazı ve sloganlar ise şu şekildedir: ‘Yahudilerin sonları ne oldu diye bir sorun. Ve merak etmeyin sizin dükkanlarınızı da gece gündüz gözetliyoruz’, ‘İslamiyet nefrettir, barış değildir’, ‘Pis Müslümanlar’, ‘Pis Araplar evinize gidin’, ‘Türkler defolun’ ve benzeri.
DİNİ MOTİFE DÖNÜŞÜYOR
Ortaya çıkan diğer mesele ise yabancı düşmanlığı ve ırkçılık fikrinin İslam karşıtlığına dönüşmüş olmasıdır. Eylemlerden de anlaşıldığı üzere, konut, işyeri ve camilere yapılan saldırılarda İslamiyet’e hakaretler ön plana çıkmaktadır. Kişiler dahi ırki nedenden ziyade Müslüman oldukları için saldırıya uğramaya başlamışlardır.”