Türk kadının cinselliğe bakışı

Güncelleme Tarihi:

Türk kadının cinselliğe bakışı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2006 09:54

Cinsel sorunların çözümünde eşler arasındaki iletişimin ve çözüm arayışının önemli olduğu bildirilirken, Türk kadınlarının yüzde 36'sı cinsellik hakkında eşleriyle iletişim kurmayı “vazgeçilmez”, yüzde 34'ü de “önemli” olarak değerlendirdi.

Haberin Devamı

Aile Sağlığı Araştırma Derneği (ASAD) Başkanı ve Avrupa Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Birliği (ESDA) Türkiye Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, sağlıklı bir cinsel yaşam için çiftler arasındaki iletişimin önemine dikkati çekerken, iletişimi olan, cinsel problemlerini konuşabilen çiftlerin bu sorunlarını daha kolay yenebileceklerini söyledi.

Bu hafta içinde Viyana'da toplanan 9. Avrupa Cinsel Tıp Derneği Kongresi'nde, 40'lı yaşlardan sonraki kadın kavramının değiştiğine vurgu yapıldığını anlatan Hattat, burada “Ben artık erkeğimin sadece mutluluğunu, sağlığını istiyorum” diyen kadın tipi yerine, “vitalseksüel” denilen, cinselliğe pozitif bakan, bunu konuşabilen ve problemlerin üstesinden gelinebileceğine inanan bir kadın tipinin ortaya atıldığını belirtti.

Haberin Devamı

Avrupa'dakilerle kendi yaptıkları çalışmaları karşılaştırdıklarında, Türk kadınının bu konudaki zafiyetinin diğer ülkelere göre daha fazla olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Hattat, ülkede cinselliğe önem veren ve bunu çözmeye çalışan kadın grubunun yüzde 30'larda olduğunu söyledi.

Hattat, “Burada sosyo-kültürel faktörlerin çok büyük önemi var. Çocukluktan itibaren cinsel bilgi aktarımını yapmamız lazım. Problemi olanların hekime gitmesini sağlamak için bilgilendirmeler, duyurular yapılmalı ve bu bilgilere kolay ulaşılması sağlanmalı” diye konuştu.

Erkeklerde 40-70 yaş arası gruptaki cinsel fonksiyon bozukluğuna diğer ülkelerde yüzde 52 oranında rastlanırken, bu oranın Türkiye'de yüzde 69.2 olduğunu anlatan Hattat, “Bunun nedeni araştırıldığında, yine cinsel bilgi eksikliği, kültür ve sorunları algılamama gibi sebeplere bağlı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

40'lı yaşlarını geçenlerin sağlık problemlerine verdikleri önemi cinsel sorunlarına da vermeleri gerektiğini ifade eden Hattat, “Çünkü halledilmeyecek tarzda bir problem olduğu düşünülerek bu kişilerin ancak yüzde 10'u hekime gidiyor. Bunların da yüzde 60'lık bölümü tedaviyi takip etmiyor” dedi.

“Cinsel probleminiz olsa kime danışırsınız?” sorusunu yönelttikleri bir araştırmada, yüzde 35 oranında “Hiç kimseye” yanıtını aldıklarını belirten Hattat, bunun cinsel sorunların eşlerle bile konuşulamadığını gösterdiğini söyledi.
Cinsel problemlerin altında fiziksel rahatsızlıkların da yatabildiğini kaydeden Hattat, cinsel sorun yaşayanların yüzde 40'ında koroner hastalık, yüzde 30'unda prostat, geri kalanında da diyabet ve depresyon gibi rahatsızlıklar bulunduğunu anlattı.

“YAŞLANSAK BİLE İÇİMİZ HEP GENÇ KALIR”

Kongreye katılan ve erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğunu gidermeye yönelik bir ilacın tanıtımı için yürütülen “Derdini paylaş, aşkını alevlendir” kampanyasında görev alan eski ünlü mankenlerden Jerry Hall ise yaptığı açıklamada, eşler arasındaki iletişimin önemine dikkati çekti.

Haberin Devamı

Bütün dünyada eşlerin birbirlerini mutlu etmek istediklerini ama iletişim kurma yönteminin kültürden kültüre farklılık gösterdiğini kaydeden 49 yaşındaki 4 çocuk annesi Hall, “Bu iletişim koptuğu zaman eşler mutlaka bir doktora başvurmalıdır” dedi. Hall, “Dışarıdan ihtiyar görünsek de, yaşlansak da içimiz hep genç kalır. Bu nedenle ilişkimizi hep canlı tutmalıyız” diye konuştu.

TÜRK KADINLARININ CİNSELLİĞE BAKIŞI

Cinsel fonksiyon bozukluğunu gidermeye yönelik ilaç üreten firmanın 14 ülkede 14 bin kadınla yaptığı ve kongrede açıklanan “Cinsellik ve Modern Kadın” araştırması, Türk kadınlarının cinselliğe diğer Avrupalı kadınlardan farklı yaklaştığını ortaya koydu.

Haberin Devamı

İtalyan, Polonyalı ve İspanyol kadınların yüzde 80'i cinselliği “önemli” görürken, Türk kadınlarının yüzde 61'i bunun kendileri için “önemli olduğunu” belirtti. Dünya çapındaki 10 kadından yaklaşık 6'sı (yüzde 59'u) cinselliği ”ilişkilerini güçlendiren bir öge” olarak görürken, 10 kadından yaklaşık üçü (yüzde 29'u) “cinsel ilişkiye girmenin eşlerinin gözünde çekici olduklarının teminatı olduğunu” düşünüyor.

Türk kadınlarının ise ancak yüzde 15'i cinsel ilişki ve çekicilik arasındaki bu bağlantıya inanıyor. Cinselliğe bağlı güven artışı yaşadığını ifade eden Türk kadınlarının oranı ise yüzde 27.

Araştırmaya katılan kadınların üçte biri (yüzde 29'u) “cinselliğin kendilerine fiziksel zevk verdiğine ve fiziksel rahatlama sunduğuna”, beşte birinden fazlası ise “sağlıklarını olumlu etkilediğine” inanıyor. Türk kadınlarının ise yüzde 30'u cinselliğin sağlıkla ilişkili olduğunu düşünüyor. Türkiye dışındaki Avrupa ülkelerinden kadınlar cinselliğin ilişkilerine katkısını “çok değerli” bulurken, Türk kadınlarının ancak yüzde 36'sı bu görüşe katılıyor.

Haberin Devamı

Avrupalı kadınların yüzde 90'ı eşlerinin tatminini “çok önemli” görüyor.

Türk kadınları ise eş ve kendilerinin cinsel tatmini konusunda farklı tutumlar sergilerken, dörtte üçü eşlerinin cinsel tatmininin “vazgeçilmez veya önemli” olduğunu, yüzde 68'i de bunun kendileri için önem taşıdığını düşünüyor.
Türk kadınları cinsel yaşamlarında, spontanlığa (içinden geldiği gibi) diğer ülkelere göre daha az, yani yüzde 65 oranında değer veriyor. Ancak, yüzde 32'si spontanlığı “vazgeçilmez”, yüzde 33'ü “önemli” görüyor.
Kadınların cinsel yaşamdan aldığı tatmini de inceleyen araştırmaya göre, Türk kadınları bu konuda en düşük yüzdeye sahip.

Türk kadınlarının yüzde 65'i cinsel yaşamlarından tatminliğini dile getirirken, sadece yüzde 32'i “çok memnun olduğunu” belirtti. Eşinde cinsel fonksiyon bozukluğu sorunu olanların yüzde 49'u, bu sorun olmayanların ise yüzde 25'i cinsel yaşamlarında iyileşme arzuluyor. Türk kadınlarının yüzde 36'sı cinsellik hakkında eşleriyle iletişim kurmayı ”vazgeçilmez”, yüzde 34'ü de “önemli” olarak değerlendirdi.

Haberin Devamı

Araştırmaya katılan Türk kadınlarının yüzde 33'ü eşlerinde “erken boşalma” tarzında bir cinsel fonksiyon bozukluğu olduğuna inanırken, yüzde 19'u uzun süreli böyle bir sorunun ilişkilerini güçlü bir biçimde etkileyeceğine inanıyor.
Türk kadınları tedavi arayışına girme konusunda da diğer Avrupalı kadınlardan farklı tutumlar sergiledi.

Türkiye dışındaki Avrupalı kadınların yüzde 68'i eşlerine bu konuda “tedavi arayışına girme” tavsiyesinde bulunacağını söylerken, “hiç bir şey yapmamayı” tavsiye etmeye en yatkın olanlar yüzde 38'lik yüzdeyle Türk kadınları oldu.
Türk kadınları tedavide kullanılan ilaçların varlığıyla ilgili olarak da en az bilgiye sahip.

Bu ilaçların etkinliğiyle ilgili de Türk kadınlarının yüzde 56'sı ”bilmiyorum” yanıtını verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!