Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2000 00:00
Adalet Bakanı Sami Türk, Uşak Cezaevi'ndeki isyan olayında Adalet Bakanlığı personeli kadar İçişleri Bakanlığı personelinin de ihmali olduğu görüşünü savundu. Türk, basında yeralan Adalet Bakanlığı'nın ihmali olduğu yolundaki haberlere cevap vermek üzere düzenlediği basın toplantısında sızdırılan bazı belgelerin emniyet kaynaklı olduğunu söyledi ve İçişleri Bakanlığı'nın "gizli" kayıtlı belgeleri basına sızdıranlar hakkında acilen soruşturma açmasını istedi. Türk, gazetecilerin "istifa edecek misiniz?" sorularına, "Bu son olayda benim istifamı gerektirecek bir durum yok" yanıtı verdi.
Türk, Adalet Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Ergin kardeşlerin isyanı konusundaki son gelişmelere ilişkin de bilgi verdi. Ergin Kardeşlerden Vedat Ergin'in Uşak'tan nakledildiği Bilecik Cezaevi dış avlusunda aranmak istendiği sırada, üzerinde bulundurduğu tabancayı görevlilere göstererek, 3 arkadaşıyla birlikte direnişe başladığını belirten Türk, ''Ancak bugün saat 10.00 sıralarında, tabancasını ve biri kendisinde, diğeri arkadaşlarında bulunan 2 cep telefonunu teslim ederek direnişe son vermiştir'' dedi.
Bakan Türk, Ergin kardeşlerin, Bilecik Cezaevi'ne sevk edilmelerinin bir tedbir olduğunu, asıl amacın, Ergin kardeşlerin ve onlarla birlikte hareket edenlerin, ayrı ayrı cezaevlerine sevk edilmesi olduğunu belirtti. Türk, ''Bugün ikinci aşamaya gelinmiştir. Bilecik Cezaevinde, Nuri ve Vedat Ergin kardeşler başta olmak üzere, 17 tutuklu değişik cezaevlerine nakledilmiştir. Her iki kardeş ayrı ayrı cezaevlerine gönderilmiştir'' dedi.
Türk, Uşak'tan sevk sırasında mahkumların üzerlerinin çok dikkatli bir şekilde aranmasının gerekliliğine dikkat çekerken, "Üzerlerinde silah ve telefon çıkmasında görevlilerin ihmali olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle dün Uşak cezaevindeki olayların bu noktaya gelmesinde ihmali görülenleri soruşturmak üzere üç müfettişi Uşak'a göndermemizden sonra İçişleri Bakanlığı'nın da mülkiye müfettişlerini Uşak'a göndermesini takdirle karşılıyoruz. Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerce teslim edilen 4 tabancadan ayrı olarak 4 tabanca 4 oyuncak tabanca, 13 cep telefonu, 9 bıçak, 50-60 kadar şiş türü delici kesici alt ele geçirildi aramalar sürüyor. İdare binasında fazlaca, koğuşlarda ise az hasar meydana geldiği ilk incelemelerde görüldü" bilgisini verdi. Türk, gazetelerde yeralan Adalet Bakanlığı'nın ihmaline ilişkin
haberler için de şunları söyledi:
"Bu olayda bakanlığımız başlangıçtan itibaren kesin bir tavır içinde olmuştur. Olayın patlak vermesinden 4 gün önce yerel makamlar, Uşak Cezaevi'nde olumsuz bir gelişmenin önlenmesi bakımından Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin diğer cezaevlerinden istedikleri mahkumların getirilmesinin uygun olacağını bize bildirmiştir. Ancak biz bu öneriyi kabul etmedik ve devletin böyle bir tavize olur veremeyeceğini yerel makamlara bildirdik. Ardından da operasyona başlandı. Operasyonun sürdürülmesi veya ara verilmesi konusunda ise tamamen yerel makamlar yetkilerini kullandı. Şimdi olay böylece bütün hükümlü ve tutukluların ayrı ayrı cezaevine nakliyle son bulmuştur. Bazı basın organlarında yer alan haberlerde bakanlığımızın daha önce bu konuda yapılan uyarılar karşısında hareketsiz kaldığı yolunda ifadeler kullanılmaktadır. Bu haberlerin emniyet kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, Cumhuriyet savcıları ve polis, adli konularda birbirini tamamlayan işlevler yerine getirmektedir. Her zaman işbirliği içinde hareket etmelidir. Bu nedenle "gizli" kaydıyla gönderilmiş belgelerin açıklanması hem TCK'nın 229. maddesi hem devlet memurları kanununa göre suçtur. Şüphesiz yetkili Cumhuriyet Savcısı bu konuda harekete geçecektir. Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren bu suç hakkında ilgili makamların da gerekli soruşturmayı başlatmasını bekliyoruz.
Yerel makamlarca bize bir yazı ile Vedat ve Nuri Ergin'in Uşak'tan nakil edilmelerinin uygun olacağı bildirilmektedir. Bu yazı 23 Ağustos 2000 günü bakanlığımıza intikal etmiştir. Bu yazı derhal Ceza İşleri Genel Mürülüğü'ne havale edilmiştir. Bunun üzserine genel müdürlük Uşak Cezaevi Başsavcılığı'na konuyu intikal ettirmiştir. Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca 12 Eylül 2000 tarihli yazısında cezaevine giren kişilerin dosyalarını tek inceledikleri gibi bir konunun varit olmadığını cezaevi idare bürosunda bulunan evrakların tutuklu ve hükümlülerce incelenmesinin mümkün olmadığını, cezaevlerinde güç şartlar altında çalışılıdığı personelin az olduğu X-ray cihazının bulunmadığı, oda sistemine geçiş için sürekli olarak koğuş boşaltıldığı ve inşaat nedeniyle cezaevinde sürekli işçilerin bulunduğunu bu nedenle de Ergin kardeşlerin İstanbul'daki F tipi cezaevlerinden birine naklinin uygun olduğunu bildirilmekteydi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, bu yazıyı Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Emniyet Müdürlüğü, onların gidecekleri yerde de yapılanıp yeni bir örgütlenmeye gidecekleri gerekçesiyle Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin sevkinin şimdilik uygun olmadığı, İstanbul'daki F tipi cezaevlerinden biri faaliyete geçtiğinde nakil hususunun değerlendirileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kardeşlerin 2 ayrı cezaevine nakili için karar almıştır. Bu karar uygulanamadan olay patlak vermiştir
Bugün gazetelerde yeralan Nail Saruhan isimli bir mahkumun Nuriş çetesince rehin alındığı ve babası işadamı Mustafa Saruhan'dan oğluna karşılık fidye istedğine ilişkin iddiaların kendisine de ulaştırıldığını doğruladı. Bu iddiaları araştırmak üzere Nail Saruhan'ın ifadesine başvurulduğunu ve Saruhan'ın bu iddiaları yalanladığın anlattı. Buna rağmen Saruhan'ın bir başka cezaevine nakil için harekete geçildiğini ancak bu karar uygulanamadan isyanın başladığını söyledi.
Türk, ceza ve infaz kurumluranda yaşanan sorunların büyük bölümünün koğuş sistemine dayanan elverişsizlikten kaynaklandığını söyledi. Görevli personelin sayıca ve eğitim olarak yetersizliğini aşmaya çalıştıklarını söyleyen Türk, "Bu olanaksızlıklar içinde sorun kolay kolay çözülemeyecektir. Çare F Tipi cezaevi ve ceza infaz koruma memurlarının sayıca artırılması ve eğitimidir. Özlük haklarının düzeltilmesi, mevzuattaki eksikliklerin tamamlanmasıdır" dedi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, basın toplantısında gazetecilerin "İsifa edecek misiniz?" sorusuna karşılık olarak kızarak "Soru mu soruyorsunuz tartışmaya mı giriyorsunuz?" dedi.
Suç örgütlerine siyasi mahkumlardan farklı davranıldığının söylenmesi üzerine de Türk şu yanıtı verdi: "Bunlar Hayal hanenizde doğan düşüncelerdir. Devlletin hiçbir suç orgütüne karşı müsamahalı olması mümkün değildir. Ulucanlar'daki olaylar nasıl cereyan etti bilinmektedir. Uşak'ta hiçbir ödün verilmemiştir. Görev anlayışım hizmet yapabileceğim yerde görev yapmaktır. Eğer reformları istediğim şekilde gerçekleştiremeyeceğim ortaya çıkarsa bu görevde kalmam. Daha önce de söyledim, bugün yine ifade ediyorum. Ancak bu son olayda benim istifamı gerektirecek bir durum yok."
Tantan'dan Uşak'a müfettişSavcı: Hasar ağırAlem buysa kral o mu?