Güncelleme Tarihi:
Milliyet’ta Şükran Pakkan’ın haberiydi.
200 KADIN KURTULDU diyordu.
“Annemi Gördünüz mü? sloganıyla başlatılan kampanya sayesinde yardım edilen 200 kadından 81'i ülkesine gönderildi.”
Bu güzel bir haber, benim dediğim şu kısmı:
“Fuhşa zorlanan kadınları kurtarmak amacıyla Türkiye'de kurulan 157 yardım hattına ilk 10 ay içinde bine yakın başvuru geldi. Hattı arayan her 4 kişiden üçü, "Fuhuş yaptığım kadını kurtarın" diyen Türk erkekleri oldu...”
“IOM yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 157 Yardım Hattı'na, ilk altı ayda 735, yılbaşından bu yana ise 225 başvuru yapıldı. En çok başvuru İstanbul, Antalya ve Ankara'dan gelirken, son aylarda Moldovalı kadınlarla ilgili ihbarlar arttı”. (Fuhuşa zorlanan ve kurtarılar her 3 yabancı kadından biri... anne imiş!)
“Yardım hattını insan ticaretiyle ilgili arayan her dört kişiden üçünü, fuhşa zorlanan kadınların müşterileri oluşturdu”.
“IOM'un telefon kayıtlarına göre müşteriler, "Şu an yanımda bulunan kadın hiçbir iletişim aracına sahip değil. Fuhşa zorlandığını söyleyerek benden yardım istedi. Pasaportuna el konulmuş ve işi bırakmasına izin verilmiyormuş. Şu an bulunduğumuz adresi bile bilmiyor" diye ihbarda bulunuyor.” (Milliyet, 23 mart)
*
Kanun dışı işletilen bir genelve gidiyor, para verip ‘fahişe’ sandığı bir kadınla cinsel ilişkiye giriyor. Sonra, demek ki (müşteri-hayat kadını muhabbeti meşhurdur ya, filmlere de konu olur, demek ki gerçekmiş...) bu kadıncağızlar, zoraki müşterilerin hepsine ‘beni burada zorla tutuyorlar’ diye şikayette bulunup yardım istiyorlar ki... bizimkiler uyanıp, polise ihbar ediyor.
(Kadınların herhalde pek azı ‘bile isteye, kendi isteğimle fuhuş yapıyorum’ der. Eminim, hepsi ‘bu işe mecbur kaldıklarını’ anlatmak zorunda kalıyorlar müşterilere ve etraflarındaki insanlara. Acaba, ‘zorla fuhuş yaptırılıyor’ diye kurtarılan kadınların arasında, böyle ‘gönüllü’ olanlar da var mıdır? Neyse, varsa bile onları da bu felaket hayattan kurtarmak gerek...)
İşte burada ne düşüneceğimi bilemiyorum.
Aferin Türk erkeklerine, aslında güzel gönüllüler, demek ki içlerindeki insan ölmemiş... mi demeliyim?
Ulan, ister zorla, ister boyun eğerek bu işi yapsın, para verip ırzına geçiyorsun (seninle canı çektiği için sevişmediğine göre, şu veya bu şekilde bir tecavüzdür bu fiilin adı), ardından da ‘insanlık’ yapıp polisi arıyorsun. Kadın görmemiş abazan seni, bir kere yattığın ya, artık kadını sahipleniyorsunn, Allah bilir iyilik olsun diye mi, benden sonra başkasıyla birlikte olmasın diye mi, açıp polise ihbar ediyorsun... mu demeliyim?
Bizim millet aslında ne temiz yürekli, diye duygulanmalı mı, yoksa ‘Ulan ne saftirik bir milletiz’ diye tiye mi almalıyım...
Şaka bir yana... tabii ki Türk erkeklerinin yaptığı - günah çıkarma da olsa - çok iyi bir hareket ve bu insanlık ayıpı ve bireysel trajediye karşı hepimiz uyanık olmalıyız.
*
Bu arada, Milliyet’in haberinde yer alan şu ÇOK ÖNEMLİ kutuyu da size duyurayım:
SPONSOR ARANIYOR
İNSAN ticaretinin çocuklar ve aileler üzerindeki etkisi hakkındaki bilinci artırmayı hedefleyen IOM'un 700 bin dolarlık projesi, Amerikan hükümeti tarafından finanse ediliyor ve Türk hükümeti tarafından destekleniyor. Projeye önemli bir destek de İtalya ve İsveç hükümetleri tarafından sağlanıyor. Ancak, kampanyaya sağlanan gelir akışı önümüzdeki aylarda sona eriyor. Projenin devamını sağlayabilmek amacıyla destek arayışları sürdürülüyor. Bu konuda özel ve kamu kuruluşlarıyla görüşmeler yapılıyor.