OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 09, 2003 00:00
Bugün 9 Ocak... Türk edebiyatının usta yazarlarından Halide Edip Adıvar'ın ölümünün 39'uncu yıldönümü. "Halide Onbaşı" olarak da anılan Adıvar, Türkiye'de kadın haklarının korunması için de atif olarak çalımalar yaptı. Bu usta yazar aslında hiç unutulmadı ama ölüm yıldönümü nedeniyle bir kez daha anılıyor.Halide Edip Adıvar, 9 Ocak 1964'te öldüğünde, kendi mitini oluşturacak birçok özelliği ve sıra dışılığı ile tarihteki yerini aldı. 1882 doğumlu Halide Edip, Üsküdar Amerikan Kız Koleji'ni bitiren ilk Türk kızı oldu. Son sınıfta evlendiği, özel ders aldığı matematik hocası Salih Zeki'den 1910 yılında ayrıldı. 1908'de Tealii Nisvan Cemiyeti'ni (Kadınların Durumunu Yükseltme Derneği) kurdu. 1908'de Tanin gazetesinde, 1911-1912'de bir kadın dergisi olan Şehbal'de çıkanyazılarında Halide Salih adını kullandı. Türk Ocağı'nda çalıştı, İstanbul Kız Öğretmen Okulu ile Kız Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Darülfünun'da Batı Edebiyatı derslerine girdi. Halide Edip, ABD'de 1913-1920 arasında başkanlık yapan Thomas Woodrow Wilson'un (1856-1924) ortaya attığı (8 Ocak 1918) ünlü ilkelerine umut bağlanılarak, Kasım 1918'de kurulan Wilson PrensipleriCemiyeti'nde yer aldı. 14 maddeden oluşan bu ilkelerin 12'nci maddesinde, "Osmanlı İmparatorluğu'nun Türklerle meskun kısımlarına tam bir hükümranlık hakkı tanınması"nın dile getirilmesi, o günlerde umut ve avuntu kaynağı haline gelmişti. Halide Edip, 10 Ağustos 1919'da Mustafa Kemal'e yazdığı ve Nutuk'ta yer alan mektubunda da, Amerikan mandası istenmesi gerektiğini anlatmıştı. Ancak aynı Halide Edip, İzmir'in 15 Mayıs 1919'da Yunanlılarca işgalinden sonra, Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde büyük yankı uyandıran konuşma yapmıştı. İstanbul'un 16 Mart 1920'de işgali üzerine, 1917 yılında evlendiğiikinci eşi Dr. Adnan Adıvar ile Ankara'ya giden Halide Edip, Akhisar-Geyve istasyonunda buluştuğu Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile görüşmesi sırasında kararlaştırdıkları ''Anadolu Ajansı''nın kurulmasında etkili oldu ve ilk çalışmalarında bulundu. Ankara'da, Kızılay'da gönüllü hemşire olarak da çalıştı, cepheye gitti, "onbaşı" rütbesi aldı. Peyami Safa, onun bu çalışmaları konusunda, "Gelmiş geçmiş Türk muharrirleri içinde bir kadın fantezisi telakki edilse bile, askeri üniforma giyerek, hiç olmazsa müşahit sıfatıyla İstiklal harbine iştirak etmiş bir tek insan varsa bu kadındır" demişti. Cumhuriyet'in ilanından sonra ise Cumhuriyet Halk Fırkası (CHP) ile anlaşmazlığı sonucu muhalif tutum takındı.       HALİDE EDİP MİTİ     Halide Edip'in, kurtuluştan sonraki muhalif tutumuyla ilgili değerlendirmelerde genellikle onun küskünlüğü üzerinde duruldu. HaldunTaner'e göre, "Halide Edip mitini yaratıp besleyen; daha çok, çevrenin o dönemdeki 'kalite züğürtlüğü' ve insan eksikliğidir; erkekçe sayılan her eylemde öndeydi. Sultanahmet'teki büyük mitingde, halkı coşturan konuşması dillerdeydi." Taner'e göre Halide Edip, kendisinden çok daha zeki bir erkekle karşılaştı Ankara'da: Mustafa Kemal: "O'na ya uyulmalı ya da karşı koymak gerekliydi. Halide Edip'in mizacı birincisini kabullenemedi. Kurtuluştan sonra eski itibarlı yerini pek çok insanın aldığını gördükçe, üstelik onlar hakkında söylenmeye, 'savaşta neredeydiler?' diye sormaya başladıkça" küstü, iktidardakilerden uzaklaştı Halide Edip. Yahya Kemal'e (Beyatlı) göre sinirliydi o günlerde. Zafer sonrası ''arzu (ettiği) siyasi kudreti'' bulamamıştı. Bu sıralar yine Amerikalılar'dan uzak değildi Halide Edip, Amerikalılar'dan eğitim yardımı sağlamıştı; Anadolu'da büyük ''College''ler açılacaktı. Fakat hükümet, bu ''iyiliği'' biraz ''mağşuş ve müşevveş'' (hileli ve karışık) görmüştü.Bu yüzden hükümeti de yermeye başlamıştı. Kocası Dr. Adnan Adıvar'ın, Terakkiperver Fırkası'nın kurucuları arasında yer alışıyla iktidar çevrelerinden iyice uzaklaştılar. İzmir Suikastı girişimi soruşturmasının ''gayrimemnunlar'' ve ''muhalifler'' çevrelerine genişletildiği sırada yapılan tutuklamaları önceden
haber aldılar ve birlikte bir İngiliz gemisine binerek, 1925 yılında İngiltere'ye gittiler. Suçsuzlukları kısa sürede mahkeme kararıyla anlaşılmasına karşın, yurda, ancak
Atatürk öldükten sonra döndüler. Bu dönüşte, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün, 1939 seçimlerinden önce, Dolmabahçe Sarayı'nda verdiği; aralarında muhaliflerin de buluu 1700 kişinin katıldığı çay partisi etkili oldu. "Kırık kalpleri tamir eden" bu çay partisinin verildiği gün Adnan Adıvar, iki gün sonra da Halide Edip Adıvar Türkiye'ye döndü.      YURTDIŞINDA İKEN     Halide Edip, 14-15 yıl İngiltere ve Fransa'da yaşadı. Bu sırada, 1928 yılında konferans vermek üzere Amerika'ya çağrıldı. Williamstown Siyaset Enstitüsü'nde ''Yeni Türkiye'' üzerine verdiği konferans büyükilgi gördü ve Amerikan basını Halide Edip'i ''ateşli bir feminist, Türk kadın hareketinin lideri olarak'' gösterdi. ''Halide'' romanının yazarı Francis Kazan'a göre, Halide Edip, New York'a gelişinde döneminmodasına uygun giyinmişti. ''Düzgün, parlak saçlarının bir kuaförün elinde biçimlendiği belliydi; giysisi sade ama zarifti. Halide Edip Amerika'da
film yıldızlarına benzer bir ilgiyle karşılanmıştı ve ''egzotik, sıra dışı ama aynı zamanda 'kadın bir devrimci' olarak ilgigörmekten hoÅŸnuttu.'' Halide Edip, ABD'ye ikinci kez 1931-1932'de gitti. Columbia Ãœniversitesi'nde, konuk profesör olarak dersler verdi. Daha sonra çaÄŸrı üzerine Delhi Ä°slam Ãœniversitesi'ne gitti, konferanslar verdi. Yurda döndükten sonra 1940'ta Ä°stanbul Ãœniversitesi Edebiyat FakültesiÄ°ngiliz Dili ve Edebiyatı Kürsüsü'nün BaÅŸkanlığı'na getirildi. 1950'deDemokrat Parti listesinden Ä°zmir Bağımsız Milletvekili seçildi. 1954'te yeniden üniversiteye döndü. Mina Urgan, ''Bir Dinozorun Anıları''nda, onun ''dediÄŸi dedik'' birisi olduÄŸunu belirtiyor: ''Halide Edip'in kiÅŸiliÄŸi öylesine güçlüydü ki, yalnız Ä°ngiliz Edebiyatı bölümünün deÄŸil, bütün Edebiyat Fakültesi'nin başına geçti dakikasına. DediÄŸi dedikti, her istediÄŸi yapılırdı. Ona Dekaniçe adı verildi çok geçmeden...'' Ancak Türk Edebiyatı'nın en verimli yazarlarından Halide Edip Adıvar, zihinlerde, hep "Halide Onbaşı" olarak kaldı. Â
button